Sözde çekilme sürecinde Genelkurmay Başkanlığı’nın izlediği çarpıcı(!) sessizlik politikası…
Vee!.. Tarihe not düşer gibi Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine anında peş peşe düşen iki açıklama.. Türkiye-Suriye sınırında meydana gelen olaylarla ilgili. İlki 17 Temmuz tarihli;
“Türkiye-Suriye hududunda, Şanlıurfa/Ceylanpınar karşısındaki Resulayn ilçesinde bölücü terör örgütü mensuplarıyla muhalifler arasında, 16 Temmuz 2013 saat 14.00 sularında başlayan çatışmalar devam etmektedir.
Ceylanpınar Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Nezir ATİLLA, 17 Temmuz 2013 saat 10.00’da, Suriye tarafından seken bir hafif silah mermisi ile yaralanmıştır. Ceylanpınar Devlet Hastanesine sevk edilen şahsın hayati tehlikesi yoktur.
Gece boyunca devam eden çatışmalar esnasında Ceylanpınar ilçe merkezindeki evlere 4 adet, Ceylanpınar ilçe Emniyet Müdürlüğü binasına da 5-10 adet hafif silah mermisi isabet etmiştir.
Angajman kuralları gereği; Suriye topraklarından ateş açılan mevziye Cenkeser Hudut Karakolu’ndan ateşle karşılık verilmiştir.”
İkincisi de aynı tarihli;
“Türkiye-Suriye Hududunda, Şanlıurfa/Ceylanpınar’daki Kapı Hudut Karakolunun dış emniyet duvarına ve bahçesine, 17 Temmuz 2013 saat 14.20’de, Suriye/Rasulayn tarafından gelen 2 adet RPG-7 roketatar mermisi düşmüş, olayda herhangi bir personel zayiatı olmamıştır.
Gelişen bu durum üzerine, angajman kuralları çerçevesinde, Hudut Karakolu karşısındaki PYD mevzilerine piyade tüfeği, makineli tüfek ve havanla karşı ateş açılmıştır. Bu atışlar neticesinde karşı tarafta, zayiat olup olmadığı hakkında henüz bir bilgi temin edilememiştir.
Resulayn’daki çatışmaların saat 15.30 itibarıyla sona erdiği ve ilçenin bölücü terör örgütü (PYD)’nin kontrolüne geçtiği bildirilmiştir. Çatışmalar devam ederken, Kapı Hudut Karakolunun personeli, karakola 15-20 metre mesafede bulunan Hudut Bölük merkezine tahliye edilmiş ve anılan karakolun emniyeti, karakolun hemen kuzeyinde yer alan Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) kule mevzisinde bulunan Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlarla sağlanmıştır.
Gelişmeler takip edilmektedir.”
Bu açıklamaların “Güncel Duyurular” ve “Basın Duyuruları” bölümünden yapılmayıp “Önemli Sınır Olayları” başlığından ilan edildiğini ayrıca not düşelim.
Perşembe günü Başkent’te devlet günüdür. Cumhurbaşkanı, MİT Müsteşarını, Genelkurmay Başkanı ve Başbakanı ayrı ayrı kabul ederek haftalık rutin görüşmelerine yapar. Dün bir istisna söz konusuydu. Abdullah Gül, Başbakan ile Genelkurmay Başkanını bir arada kabul etti ve bunu açıkça ilan etti. Zirve öncesinde Genelkurmay Başkanlığından peş peşe gelen ve PKK’nın Suriye sınırımızda ne tezgahlar çevirdiğini ve TSK’nın refleksini gösterdiğini açık eden duyurular gözlerden kaçmadı. Sıcak birçok gündem maddesinin yanı sıra terör örgütünün Suriye’de bilinen devlet kurma faaliyetleri de zirveye taşınmış oldu.
Zirve öncesinde Genelkurmay Başkanlığı’ndan peş peşe yapılan sıcak açıklamaların ne manaya geldiğini Ortadoğu’da birçok hassas bölgede askeri ataşelik görevlerini de yapan eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’a sordum. Karargahın yapısını çok iyi bilen Yalım’dan bakın “asker gözüyle” ne cevap aldım;
“Burada bir yapılanma var biliyorsunuz. Bu önceden belliydi. Ama hükümet bunu hiç kaale almadı.. Genelkurmay burada kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor. Bakın diyor, burada tehlike var, burada PYD yani PKK terör örgütü iyice palazlanıyor. Kuzey Irak’taki yapılanmaya benzer bir yapılanma olacak. Gelinim sana söylüyorum kızım sen anla. Hem kamuoyuna mesaj verirken, aynı zamanda da hükümete mesaj veriyor. Siz bunu yapıyorsunuz ama durum böyle böyle. Daha sonra olacaklardan sorumlu değiliz. Bak biz önceden ikaz etmiştik, mesajı biz buraya koyalım da, daha sonra bir şey olduğunda biz Genelkurmay olarak kamuoyuna mesaj vermiştik hükümet de bizi kaale almadı, işte bakın başımıza gelenler bu. Evet, biz neticede siyasi iradeye tabiyiz ama hükümet bu işi yapıyor bunun sorumlusu hükümettir mesajı veriyor bence. ”
Ümit Yalım’ın Devlet zirvesine ilişkin ön yorumu;
“Açık bir şekilde çok büyük bir tehlike var. Benim de endişem şu; İsrail Golan tepesine ne zaman çıkacak diye bekliyorum. Durum bu kadar vahim yani. İş, içinden çıkılamaz hale geliyor. Düşünebiliyor musunuz, İsrail’in Golan tepesinden çıkıp Kuzey Irak’la birleşmesini düşünün. Bir facia, bittik demektir. Başımızda sadece PKK terör örgütü değil bir de İsrail ile boğuşacağız. Hem Golan tepelerinde yerleşim var, hem Batı Şeria bölgesinde, hem de Gazze bölgesinde yapılanma var. İsrail’in bütün maksadı bu Golan tepeleri üzerinden çıkıp Kuzey Irak’la birleşmek. İkinci İsrail olayı var ya. Adamlar bu projeyi adım adım uyguluyor. Şu anki komuta kademesi de bu tabloyu görüyor. Hükümet açık açık bu işe taşeronluk yapıyor. Açık ve net bir şekilde. ”
Kuzey Irak.. Kuzey Suriye.. Ya sonra?
Genelkurmay Başkanlığı internet açıklamaları ile bu işten sıyrılabilir mi?
Ankara’da tansiyon ve hararet gittikçe yükseliyor, Ağustos ayındaki YAŞ toplantısında da tavan yapacak gibi gözüküyor!..