Göreve geldiği günden beri Diyanet İşleri Başkanlığı’nı AKP’nin halkla ilişkiler şirketi gibi çalıştıran Başkan Mehmet Görmez, “Muhteşem”e hizmet yolunda “akil heyet” kurdu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 81 ilde görevlendirdiği uzman hatiplerden oluşan heyet vaazlarında malum süreci anlatacak. Mehmet Görmez, AKP icraatları çerçevesindeki halkla ilişkiler çalışmasını Kutlu Doğum Haftasına denk getirdi. Kendisini canı yürekten tebrik etmek(!) lazım, Allah ile aldatmanın Türkiye mümessillerine büyük bir hizmette bulundu!..

Yüce dinimiz İslam’ın, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) din tacirleri tarafından nasıl istismar edildiğini bir çok örneğiyle bugüne kadar yaşadık. Bugün yine kritik bir eşikteyiz, yine cambazlar sahnede ve aynı istismar senaryosu..
Eski Müftü CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’e olup bitenleri sorduk. Özkes, Başbakan’ın daha önce de konuşmalarında kendi siyasi mücadelesini, siyasi hamlelerini Kutlu Doğum’a benzettiğine dikkat çekti ve şu çarpıcı örnekleri verdi:
“13 Ağustos 2010’da Erzurum mitinginde, Referandum öncesi, ‘Zor olmadan kolay olmuyor. Unutmayın kutlu doğumlar zor olur ama kutlu olur.’ Referandumdaki evet-hayır’la kutlu doğum arasında bir bağlantı kuruyor.
5 Aralık 2010’da, 6. İmam Hatipler Kurultayında, ‘Çileler çektik tabi. Unutmayın her kutlu doğum çileli olur.’
28 Şubat 2011 İstanbul Boğazı tüp geçit temel atma töreninde anladığım kadarıyla çılgın projeyi soruyorlar diyor ki, ‘Kutlu doğumlar 9 ay 10 gündür. Merak etmeyin çocuk büyüyor.’
30 Aralık 2012’de Şanlıurfa’da konuşuyor. Akçakale hükümet konağında diyor ki, ’Şunu unutmayın her kutlu doğum sancılı olur. İnşallah bu kutlu doğum Suriye’deki kardeşlerimizin iradeleriyle tecelli edecektir’. Yani, Başbakan Suriye konusunu bir kutlu doğum’a benzetiyor burada da.
Geldik sürece. 28 Şubat 2013’de, ‘Bu kutlu yürüyüşü kimse durduramaz’. Bu süreci bir kutlu yürüyüşe benzetiyor Başbakan.
3 Mart 2013’de, ‘Bu milletin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyecekler’ diyor.
8 Mart 2013 Siirt’te, ‘Bu kutlu yolda sizlerden destek bekliyorum’ diyor.
27 Şubat 2013’de Viyana’da, ‘Fakat sabırla inşallah, bugüne kadar sabrettiysek bu oldu, bundan sonrası da olacak. Şimdi altını çiziyorum unutmayın her kutlu doğum sancılı olur’, bunu 28 Şubat süreci ile ilgili söylüyor.”
İhsan Özkes tepkisini şöyle sürdürdü:
“Peygamber Efendimizin kutlu doğumu nedeniyle Kutlu Doğum haftasındayız. Kutlu Doğum deyince Peygamber Efendimizin doğumu akla gelir. Sokağa çıksanız ‘kutlu doğum nedir’ deseniz herkes Hz. Muhammed’e bağlar ve Hz. Muhammed’in doğum yıl dönümü olarak algısını söyler. Başbakan kutlu doğumu birçok şeye benzetti ama en sonunda İmralı sürecine de benzetti. Başbakan İmralı süreci için Kutlu Yürüyüş diyor. Yani olayı kutsallaştırmış oluyor. Kutlu Doğum Haftasına atıfta bulunarak bu sözü kullanması kabul edilemez. Bu Hz. Muhammed’in maneviyatını, ruhunu incitecek bir benzetmedir. İmralı gibi kanlı bir sürecin kesinlikle Hz. Muhammed’in o nurlu sürecine benzetilmesi kabul edilecek bir durum değil.”
Özkes, Diyanet İşleri Başkanına da yüklendi:
“Türkiye’deki akil adamların bir benzeri Diyanet tarafından uzman vaizlerden seçilerek oluşturuluyor. AKP-BDP işbirliği ile bir akil adamlar heyeti kuruyor, Diyanet de akil adamlar heyeti kuruyor. Hz. Muhammed’in Kutlu Doğumunun İmralı sürecinin haftası gibi kutlanması ya da dönüştürülmesi kabul edilemez. Hz. Muhammed’in Kutlu Doğum haftasının İmralı sürecine bulaştırılması hem de bunun Diyanet tarafından yapılıyor olması kesinlikle kabul edilemez. Hiç bir Müslüman’ın kabul edemeyeceği bir şey. Hz. Muhammed’in ruhunu incitir ve Allah’ın gazasına vesile olur. Dinimizin adı İslam. İslam’ın adı barıştır ve dinimizde de kan dökmek, terör, şiddet yasaklanmıştır. Bu her zaman anlatılır sadece bu süreçte değil. 1400 yıldır anlatılıyor yarın da anlatılacak. Zaten din görevlilerinin en önemli görevlerinden birisi de bunları anlatmadır, bunda bir sorun yok ancak Kutlu Doğum haftasını İmralı süreci ile bağdaştırarak alet etmek kabul edilemez. Diyanet’in iktidarın toplum mühendisliğinde katkı vermesi yanlıştır. Çünkü o zaman kan dökenlerin cezaları ile ilgili olarak da Diyanet’in görüş belirtmesi lazım. Eğer dini olarak bu konuya giriliyorsa, başka konularda da görüşülmesi lazım ki, o işi tamamen altüst eder.”
Kutlu Doğum’un istismarını Meclis gündemine taşıyacağını bildiren Özkes sözlerini şöyle bitirdi:
“Kutlu Doğum Haftası nereden nereye geldi. Nerelere çekildi ve çekilecek. Diyanet İşleri zaten mele projesi ile bu bağı kurmuştu. İmralı sürecinin bir ayağını kurmuştu. O zaman bazı şeyleri biz söyledik ama kimse bir şey demedi. Din, din olarak değil, diyanet diyanet olarak değil, siyasetin vesayetinde, güdümünde, emrinde gibi hareket ediyor.”