Dört tarafı dağdır ortası ova
Köpürür dağlardan suyu Niğde'nin
Bozkırın kalbinde mis gibi hava
Asalet taşıyor soyu Niğde'nin
Her gece göğünden yıldızlar akar
Bir güzel oturmuş gidene bakar
Güzelin sevdası kimleri yakar
İçilir kadehte meyi Niğde'nin
Aladağ üstünde uçar şahini
Giymiş beyazları nazlı gelini
Meftundur güzele sevmez çirkini
Dorudur atları tayı Niğde'nin
Çamardı elinde bir koca kervan
Hak'tandır gönlüme şu gelen ferman
Olur mu cananım derdime derman
Hilaldir göğünde ayı Niğde'nin
Gide gide erdim bir büyük taşa
Gurbeti yol ettim ekmeğe aşa
Gelirmiş neyleyim yazılan başa
Bir parça hüzündür payı Niğde'nin
Her dağın üstünden yol gider yara
Garibin alnına çalmayın kara
Düşürme Allah'ım düşürme dara
Kurulsun düğünü toyu Niğde'nin
Baharda açılır sarı çiğdemler
Geçtimi bizden de o güzel demler
Büyür gönüllerde büyür özlemler
Dağılmış hanesi köyü Niğde'nin
Bozulmuş bağlarda bir yıkık hane
Gönüller yorgundur yürek virane
Uyuyor Derbent'te bir güzel anne
Kurumuş gözesi çayı Niğde'nin
Kaleden bakınca pazara karşı
Karşıda duruyor bir büyük çarşı
Karadar gözleri hilaldir kaşı
Gerilmiş alnında yayı Niğde'nin
Kastı hep kendine ele yok sözü
Kendine nazarı kendine gözü
Her iki cihanda ağarsın yüzü
Değişmiş neyleyim huyu Niğde'nin
Kimisi gurbette gün sayar durur
Kimisi dalında açmadan kurur
Fakirlik kurşunu garibi vurur
Duyulmaz feryadı vayı Niğde'nin