Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür’ün de katıldığı Türk Ocaklarının kuruluşunun 100. Yılı  toplantısı yapıldı.

 

Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür’ün katıldığı yemekli toplantı ilk olarak Türk Ocakları Niğde Şube Başkanı Doç.Dr. Nurettin Acır, 2012 itibarı ile kuruluşunun 100, yılına kavuşan türk ocakları tam yüz yıl önce, Osmanlı devletinin çözülme ve yıkılma sürecinin ağır şartları altında milli bir ihtiyaç sebebiyle doğmuştur.Türk ocakları ülkenin şartlarına göre hizmetleri birkaç defa kesintiye uğramış ve nihayet 1987 yılında tekrar niğde şubesi aktif hale getirilmiştir.Biz niğde türk ocakları toplumumuzu aydınlatıcı, yönlendirici sosyal ve kültürel konularda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Türk ocakları dün olduğu gibi bu günde milli ve tarihi sorumluluğunun bilinci içerisinde siyaset üstü teşkilat yapısı ile, 74 milyonluk aziz milletimizi birleştirici ve kucaklayıcı çalışmalarını, aziz milletimize sen ötekisin! Demeden sürdürecektir diye konuştu.

 

Programda Türk Ocaklarının 100. Yılı nedeni ile hazırlanmış kısa film gösterimi yapıldı. 

 

Film gösteriminin ardından Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür topluluğa bir konuşma yaptı.

 

 

 

Genel Başkan Gürgür, “ 100.Yıl tabi dile kolay bir  asır bu  Türk Ocaklarının asırlık hizmet çınarı olduğu anlamına geliyor, bunu Türkiye’de  başaran fikir, kültür yada herhangi bir hizmet kuruluşu yoktur. Dünya’da bunu sağlayabilen ancak bir elin parmaklarını geçmez.  Dolayısı ile Türk Ocaklarının varlığı son derece anlamlıdır 100 yıl devam etmesi de gerçekten üzerinde durulması gereken bir tablodur.

 

Türk Ocağı öyle sıradan bir kuruluş değildir, birkaç müteşebbisin karar verip oluşturdukları bir kuruluş değil. Zor bir zamanda kuruldu. Türk Ocakları Devletimizin, milletimizin fevkalade zorluklar içinde olduğu ateş çemberinin içinde olduğu 1912 yılının Mart ayında kurulduğunu belirten Gürgür, konuşmasının devamında Türk Ocaklarının kuruluş şartları ve ilk kuruluş yıllarında Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde ülkemiz kültürüne, fikriyatına ve sosyal hayatına katkılarını örnekler ile anlattı.

 

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ, MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİĞİ PEKİŞTİRİCİDİR.

 

Gürgür Türk Milliyetçiliğinin batıdan ithal bir milliyetçilik olmadığını, milletimizin kendi tabiatından doğan, kültür ve tarih özelliklerinden kaynaklanan, yerli ve milli bir fikir , milli bir unsur olduğunu belirti. Türk Milliyetçiliği ötekileştirici, ayrıştırıcı değil birleştiricidir. Türk Milliyetçiliği ırkçı, ayrılıkçı,  kavmiyetçi, değil milli birlik ve beraberliği pekiştiricidir, birleştiricidir ve bunu Ziya Gökalp kültür milliyetçiliği olarak tarif etmedir. Bu anlayış Türk Ocaklarının milliyetçilik anlayışı olarak 100 senedir devam edip gelmiştir. Türk Ocaklılar Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda fikri mücadelelerinin yanında cephelerde de mücadele büyük mücadele vermişlerdir.  Türk Ocaklılar Milli Devletin kurucularıdır, Milli Devletin mimarlarındandır ve bununla geçmişte ve günümüzde iftihar etmektedirler ”dedi.

 

YENİ ANAYASADA TÜRK KELİMESİ TARTIŞILIYOR… BU BÖLÜCÜ ÖRGÜTÜN İSTEKLERİ İLE ÖRTÜŞMEKTEDİR.

 

Gürgür, Dünyaki gelişmeleri  ve ülkemizin durumunu özetlediği  pkk terörünün uluslar arası proje olduğunu, bölücü kesimlerin fikirlerinin şuan için yeni anayasa çalışmalarını etkilediğini belirttiği konuşmasının devamında yeni anayasa konusundaki Türk Ocaklarının fikrini belirten bir çalışmayı verdiklerini söyledi. Gürgür, konuşmasının devamında yeni anayasa çalışmalarına da değindi. Gürgür, “Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkartılması, bir çağdaşlık gibi gösteriliyor. Öylesine pervasız davranıyorlar ki milletin adının değiştirilmesini istiyorlar. Yani bu coğrafyada yaşayan bin seneden beri vatanlaştırmış olan milletimizin adını kabule yanaşmıyorlar. Çünkü her şeyden önce problemlerinin vatan kavramı ile millet kavramıyla. Doğrudan milli devletin kaldırılması gerektiğini savunuyorlar. Bunların savunucularının söyledikleri pkk’nın savundukları ile örtüştüğünü görüyoruz. Dünyanın hiçbir tarafında coğrafya adının sosyolojik millet adı olarak verildiği görülmemiştir. Model olarak sunulan batı dünyasına baktığımızda Fransızların kendilerine Fransa milleti yada Almanların kendilerine Almanya milleti dediklerine şahit oldunuz mu böyle bir saçmalık olur mu? Hangi etnik kökenden olursa olsun Fransa da yaşayan bir insan Fransız olarak kendini tanımlar, bu bir etnik tanımlama değil o coğrafya da var edilen kültürün medeniyetin ifadesi oluyor. Bizimde Türklüğümüz bir ırkın adı değil, onun ötesinde bu çoğrafya var olup giden kültürün, medeniyetin, değerlerin adıdır. Bu 75 milyonun paylaştığı bir unsurdur. Millet kavramının anayasadan tasfiyesine ilişkin düşüncelerin ne mantıksal, ne bilimsel nede haklı bir nedeni vardır. Böyle bir yaklaşım doğrudan doğruya milleti bölmek ve ırkçılık yapmak anlamına gelir” dedi.

 

YEREL YÖNETİMLER KONUSU YENİ ANAYASA’DA ÇOK ÖNEMLİDİR BUNU BELİRTTİK.

 

Yine yeni anayasa çalışmalarındaki yerel yönetimler konusuna değinen Gürgür, Yerel yönetimlere özerklik verelim, yerel yönetimlerin yapısını değiştirelim tarzındaki yaklaşımlar yanlıştır. Bu bir anayasa meselesi değildir. Eğer eksikler varsa bunlar yasalarla düzeltilir ama anayasa da federasyon, özerlik, siyasal yapı gibi değişiklerle yapılamaz sonu bölünmeye gider, bu konuda hassasiyetlerimizi hazırladığımız raporlarda altını çizdik ifade ettik. Burada bölücü örgütün istediği doğrultuda konfederal bir yapıya dönüştürme çabası vardır. Buna asla imkan verilmemelidir bu Türkiye’nin ayrışması anlamına gelir.”dedi.

 

 

 

Türk Ocakları Niğde Şubesinde görev almış hizmet etmiş aksakallı tabir edilen kişilerden Rıfkı Yazıcı, Ziya Öztürk, Salih Özkan, Merhum Av. Derviş Şahiner adına kardeşi Hikmet Şahiner, merhum Bekir Öztürk adına oğlu Bilgehan Öztürk, Hüseyin Avni Önal, Emin Özdemir,’e plaket verildi.

 

 

Niğde Grand Hotel’de yapılan yemekli toplantıya Niğde Vali Yardımcısı Hacı İbrahim Türkoğlu, bazı parti temsilcileri,  Türk Ocakları Yönetim Kurulu üyeleri, Niğde Türk Ocakları üyeleri, bazı sivil toplum kuruluş temsilcileri, akademisyenler ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.

 

 

Editör: TE Bilişim