Kültür varlıklarının restore edilip, Türkiye turizmine ve kültürüne kazandırılmasına, ayrıca işlevsel hale getirilip, sürdürülebilir koruma sağlanmasına en güzel örneklerden biri olan "Niğde Üniversitesi Kültür ve Sanat Evi" hafta sonları gerçekleştirilen kültürel ve sanatsal etkinliklerle üniversite  personeline, öğrencilere ve Niğde halkına hizmet vermeye devam ediyor.

 

Haber : Muhammet AKBABA - Harun ÖZTÜRK (Radyo Tv Programcılığı - I (II.Öğretim))

 

Kültür ve Sanat Evinde bu hafta sonu iki etkinlik birden gerçekleştirildi. Cumartesi günleri Prof. Dr. Ziya Avşar tarafından Mevlana'nın yaşam felsefesi, eserleri ve günümüz dünyasındaki yeri hakkında bilgi verilen Mesnevi Sohbetleri saat 13.00 da başladı. Mesnevi Sohbetlerinin ardından Niğde Üniversitesi Kaşgarlı Mahmud Uygur-Çin Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Niğde Üniversitesi Kaşgarlı Mahmut Düşünce Topluluğu Öğrenci Kulübü işbirliğiyle hazırlanan ve bu hafta ikincisi düzenlenen “Türkistan Söyleşileri” gerçekleştirildi.

''Türk Dünyasında Misyonerlik Bağlamında Türkoloji'' konusunun ele alındığı söyleşide Avrupa, Kafkaslar, Anadolu ve Asya’da geçmişten günümüze gelişen misyonerlik hareketleri tartışıldı.

Doç. Dr. Hikmet Koraş’ın, konuşmacı olduğu söyleşide misyonerliğin sadece din üzerine kullanılmadığı siyaset başta olmak üzere birçok konuyu kapsadığı belirtildi. Koraş, “Misyonerlik sadece din için yapılmıyor. Asıl amaç dünyada egemen unsur olabilmek. Kendi tarihi değerlerimiz bile yabancı Türkologlar tarafından araştırılıp yazılıyor. Bilimsel gerçekçilikten çok misyonerlik gereği olan bu araştırmalar aslında Türkistan coğrafyasında yaşayan bizlerin sadece bu gününü ve geleceğini değil, tarihi geçmişini de yok etmektir. Günümüzde en etkili şekli medya ile yapılıyor ve bu faaliyetlere karşı koymanın en iyi yolu kendi değerlerimize sahip çıkmak, araştırmak ve bilgili olmaktan geçiyor” dedi.

Dünya üzerinde misyonerlerin ulaşmadığı topluluk ve kültürün neredeyse kalmadığını ifade eden Koraş, Türkiye'de ki misyonerlik faaliyetlerinin genellikle açılan yabancı okullarla sürdürüldüğünü anlattı ve misyonerliğin Hıristiyanlaştırmak ve asimile etmek dışında bir diğer amacının da kendilerine sadık topluluk ve millet yaratma projesi ve o coğrafyanın doğal zenginliklerini sömürmek olduğunu söyledi.

Söyleşi, katılımcıların sorularının cevaplandırılmasıyla sona erdi.



Editör: TE Bilişim