Sunumunu ve tanıtımını yapan Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Okutmanı Hüseyin Koçak, Orta Anadolu müziğinin yok olmaması, başka müzik akımlarının etkisinde kalmaması gerektiğini vurguladı. Bu müzik kültürünün varlığını sürdürebilmesi ve ülkeye tanıtılması için yönetmenliğini hemşerimiz Ahmet Gülümser’in yaptığı belgesel gösterime sunuldu. Belgesele Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Yönetimi ve öğrencilerinin yanı sıra birçok sanatsever ilgi gösterdi.
“AŞIKLARIN YOKLUĞU MÜZİKTE HİSSEDİLİYOR”
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Parlak, “ Orta Anadolu’nun bazı kesimleri kendi müziklerini korurken, bazı şehirler ise zamanla daha güçlü seslerin etkisinde kalarak yozlaşmış ve yok olmaya başlamıştır. Niğde müziğinin yok olmaya yüz tutmasının sebeplerinden biri de ; bölgede aşıkların olmayışından kaynaklanmaktadır. Aşıkların olmayışı bölge müziğinde kendini olumsuz bir şekilde hissettirmektedir” dedi.
“NEŞET ERTAŞ BİR EKOLDÜR”
Kültür Bakanlığı Korosu Şefi Dr. Halil Atılgan ise “Niğdeli sanatçıların başında gelen Ali Ercan yöreye en uygun biçimde müzik seslendiren kişilerden biridir. Ancak bu söyleyiş biçiminin aktarılamaması yöre müziğinin gelişimini engellemiştir. Kırşehir müziği ise Neşet Ertaş’tan etkilenmiş, onu bir ekol olarak görmeye başlamıştır. Neşet Ertaş adeta bir etiket konumundadır. Bu yüzden günümüzde yetişen gençler, Neşet Ertaş geleneğini taklitçi biçiminde sürdürmektedir” diye konuştu.
“DESTEK GÖRMEDİK”
Niğde müzikleri başkaları tarafından kendi yörelerine uygun biçimde söylendikçe özünü kaybetti. Bu durumu engellemeye yönelik bir derneğin olmadığını belirten Mahalli sanatçılarından Şinasi Yıldız, bu konudan dert yakınarak, daha önce bir derneğin açıldığını fakat resmi makamlardan gereken desteği görmediğini ve bu yüzden kapandığını belirtti.
TEKNOLOJİYLE BİRLİKTE MÜZİK SİSTEMİ DEĞİŞTİ