Niğde Türk Ocakları başkanı Gazi Karabulut Eskişehir Ülkü Ocakları’nın davetlisi olarak Eskişehir’de “YENİDEN MANEVİYATA DÖNÜŞ VE MANEVİYATTA DİRİLİŞ” konulu bir konferans verdi.
 
Özellikle üniversite öğrencilerinin yoğun katılım gösterdiği programda Karabulut şu görüşlere yer verdi.
 
“ Allah yeryüzünde ilk insan ile birlikte bir mücadeleyi de yaratmıştır. Bu mücadelede milletler taraf olmuşlar ve inandıkları değerleri hakim kılmak için çalışmışlardır. Türk milleti de tarih boyunca hak yolu hakikat yolu Allah yolu olarak ifade ettiği tarihi bir misyon adına destansı mücadelelere vermiştir. Bu mücadele Allah’a layık kul, Rasulullah’a layık ümmet ve ecdadımıza layık millet olmak şeklinde algılanmıştır.
 
İşte Hoca Ahmet Yesevi hazretleri bu anlayış doğrultusunda manevi yapılanmanın da temelini atmıştır. Döneminde kurduğu Yesevi Ocakları, tarihin her devrinde değişik isimlerle aynı vazifeyi gerçekleştirmiştir. Yesevi ocakları ele, bele, dile hakim olma; tevazu ve fedakarlığı hayata hakim kılma, yaratılanı sevme ve Yaratıcıya izafeten ona hizmet etme düsturları üzerine kurulmuş ve bu çizgide de Gazi dervişler yetiştirmiştir.
 
Nihayetinde bu misyon:
 
“Ben Türk milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, hile ve rüşvet ile çiğnenen çiğnetilen bir hukuk düzenine, tefeciliğe, kara borsaya yer ve ren bir iktisadi yapılanmaya çağırmıyorum.


Türk milletinin Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletine, sevgiye, barışa, kardeşliğe, adalette yarışa kısacası hak yolu hakikat yolu ALLAH YOLUNA çağırıyorum. Hareketin adını isteyen herkese açıklıyorum. YENİDEN MANEVİYATA DÖNÜŞ” anlayışını gönüllere nakşeden kutlu bir manaya dönüşmüştür.
 
Bizler, milliyetçiliği içi kevserle dolu kase olarak gören ve esas değeri kaseye değil kevsere veren; kasenin kevserin nurunu aydınlatması ile değer kazandığına inanan bir neslin yetiştirildiği , bid’at nedir bilmeyen tertemiz Müslüman olma şuuru ile Türk milletini önce bölgesinde lider daha sonra da dünyada en güçlü ülke yapma gayreti ile kutlu davasına hizmet yarışında bir nesil yetiştirmeliyiz.
 
 MADEM Kİ bizler böylesine manevi dinamikleri esas alan o çizgide de insan yetiştirmeyi gaye edinen kutlu bir anlayışa sahibiz, öyle ise bu ocağın mensuplarının da aynı çizgide olması gerekmektedir. Eğer sizler ilim- iman-ahlak ülkü çizgisinde bir istikamete sahip olmazsanız Cenab-ı Allah’ın “Neden yapmadıklarınızı söyleyip duruyorsunuz?” ikazı ile karşı karşıya kalırsınız ki bunun hesabı çok daha zor olur. Bu sebeple bu mukaddes yolda öyle veya böyle bir diyalog içinde olan herkes yaşantısını gözden geçirmeli, inandıklarını yaşamalı, yaşadıklarını anlatmalı ve “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” düsturunca bir hayat yaşamalıdır.
 
 
Editör: TE Bilişim