İktidara yakın Yeni Şafak ve Star gazeteleri paralel manşetle çıktı dün. Paralellerin 7 bin kişiyi dinlediğini iddia edip bol fotoğraflı listeler yayınladılar. Tekrara girmeyeceğim. İddiaları ve isimleri okuyup “acaba ben de var mıyım” diye çok merak ettiğinizden eminim. Tüm, gazeteci derneklerine buradan yalvarırım;
Ne olur, emekleri heba etmeyin!.. Yılın en matrak haber ödülünü bu iki gazeteye verin. 2002’den bu yana sokaktaki simitçinin bile “Abi ne olur yüz yüze görüşelim. Telefonum dinleniyor”dediği canım memleketimde büyük bir gazetecilik(!) başarısına imza attılar. Biz de fena şekilde provoke olup, “nayır… nolamaz… bütün dünyam başıma yıkıldı… Bu nasıl bir ihanet”modunda neredeyse intihara teşebbüs edecektik.
Gazetecilik gereği haberin (!) devamın getirelim diye iktidar sözcülerine sorsak, eminim; “Çok safmışız. Yanıldığımızın yeni farkına vardık. Bu gerçeği de ancak 17 Aralık’tan sonra öğrenebildik” derlerdi. Ben de yeni bir saflığa imza atmamak için Recep Erdoğan’ın“Cumhurbaşkanı’nı da dinliyorlar” demecinin ardından Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ne davet ederek brifing aldığı bilişim uzmanı CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’e yöneldim. Meclis Böcek Komisyonu’nda üye olarak çalışan Aksünger’in Abdullah Gül ile yaptığı görüşmeden sonra geçen sürede hayal kırıklığı içinde olduğunu söyleyebilirim.
Gelelim paralel kulak listesine. CHP’li Erdal Aksünger, “komik” yorumu yaptıktan sonra sordu;
“Neden?.. Geçen yıl itibariyle dinleme komisyonunda 10 binlerce insanın dinlendiği zaten bir liste ile itiraf edilmişti. Ortada saçma sapan yargı kararları ile birlikte verilmiş kararlar vardı. Savcıların yargıçlardan çıkarttığı kararlarda sahte isimlerin olduğu yüzde yüz tespit edilmişti. Şimdi kalkıp burada listeler açıklayıp; (şöyle yaptılar) demek.. Bunlar dinlenmiş olabilir doğrudur ama daha binlercesi de vardır. Ama sanki bunları iddia edenler bu işlerde parmağı yokmuş gibi iddia ediyorlar. Esas komik olanı bu. Tam bir manipülatif işler bunlar baktığınızda.”
Dinleme uzmanı CHP’li vekil Aksünger, şöyle devam etti;
“Bu insanların dinlenmediğini kimse iddia edemez, bunlar gibi binlerce insan da dinlenmiş, fişlenmiş. Bu memlekette biz bunu geçen sene basın toplantılarıyla açıkladığımızda bize komplocu diyorlardı. Kim diyordu? Mevcut iktidar. Kalkmışlar, paralel yapı şunu yaptı, bunu yaptı. Sanki bu paralel yapının içinde kendileri yokmuş gibi bir başka yerden memleketi, sade vatandaşı manipüle etmeye çalışıyorlar. Vatandaşı etkileme noktasında bir algı yaratmaya çalışıyorlar şu anda. Gazetenin koca sayfasını gördüğüm zaman şuradan şoka girdim; sanki biz bunları söylerken, dinleme raporları çıkarken bir takım şeyler yapılırken böyle şeyler yokmuş, bu adamlar değil başkalarıydı sanki. 7 bin tane adam dinlenmiş, bilmem ne. Ben, 20 bine yakın insanın dinlendiğini, fişlendiğini, tapelerinin olduğunu ve bunların normalde yargı kararı olanlar ve olmayanlar dahil bir çorbanın içinde olduğunu söylemiştim. Nereden biliyoruz biz bunları? Geçen sene, evvelki sene bunlarla ilgili yaptığımız araştırmaları toplarsak oradan biliyoruz. Toz kondurmuyorlardı.”
–Aksünger’e “Selam terör örgütü” gerekçesiyle dinleme ve benzeri iddialarla ilgili kendisinin(varsa) Cumhurbaşkanı’na bilgi verip vermediğini sordum;
“Selam terör örgütü onların kendine göre bence adlandırdıkları aslında bir hikâye, bir şablon. Aşağıda olan, yıllardır var. Son 10 yıldır özellikle yapılanlar konusunda ben Cumhurbaşkanı’na bunu raporlar halinde vermiştim zaten bilgilendirmek ve gerçekten de bir şeyleri harekete geçirmek için. Benimki haykırıştı, bir tarafından baktığınızda; (bir şeyler yapın bu ülke bu kadar tarumar olamaz) dedim. Bakın, bu Selam terör örgütü olup olmadığı konusunda veya bu isimdir falandır gibi bir şey söylemek bana yakışmaz, zaten böyle şeyler doğru da değil. Bunlar uydurma hikâyeler çoğu ama bu memlekette kanunsuz, fütursuzca insanlar hiçbir yasaya dayanıksız vaziyette binlerce insan dinlendi, fişlendi. Sadece siyasal değil ama bakın ekonomik tabanlarda yapılan pislikler de var. Yani ihalelere müdahale edilme konusu var, ayrıca borsaya manipülatif müdahaleler konusu var. Bunların hepsini bir liste ile dosyalar halinde çıkartmıştık ortaya söylemiştik. Baktığınız zaman gazetenin ana sayfasında gördüm sabahın köründe çok erkendi. Tiplere baktım bunların hepsinin bir çorbada olması mümkün değil. Nasıl Ergenekon’da, Balyoz’da bazı adamları aldılar garip garip birbirinden ayrı, çorbaya koydukları gibi bu sefer de aynı çorbaya benzer bir şey. Bakıyorsun hiçbir zaman kahve bile içemeyecek adamlar da var yan yana. Doğru mu? Bunlar nasıl bir örgüt, nasıl üyedir? Birinin çıkıp bunu tarif etmesi lazım. Sadece birbirlerine selam verdiler diye örgüt kurdular diyeceğim ama selam da veremeyecekler de var birbirine.”
–Bu haykırışlarınızı Cumhurbaşkanı’na ilettiğinizde Sayın Gül ne dedi size, ne cevap verdi?
“Ben karşımda aslında makul bir fotoğraf gördüm. Bazı şeyleri sıkıntıya sokmayayım ama… Benim beklentilerime cevap aslında hiçbir zaman çıkmadı. Bugün şaşırdığı şeyler de olur. Ben de bilmediklerine şaşırdım da zaten işin açıkçası. Bunları araştırmak lazım diye söylüyorum.”