Hala öyle bir pişkinlik içindeler ki; “ar damarları çatlamış” desek, bu bile yeterli gelmez.
“Kürt açılımlarının” yılmaz savunucularından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bakın;
Neymiş efendim?
Hakkari’de 8 aslanımızı şehit eden alçaklar “hem sayıca fazla imiş, hem de ağır silahları var”mış..
Başbakan vekili Bülent Arınç’ın mazeretine bak!
“Ne yapalım deplasmandaydık saha ve seyirci desteği onlardaydı. Hakem de takdir haklarını hep onlar lehine kullandı” demediği kaldı.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a kulak verin;
“Her olaydan ders alıyorlarmış” ..
Ne bitmez dersmiş. Yurdun her köşesi terör ateşi ile yanıyor,Dağlıca baskın üstüne baskın yiyor. Bizimkiler hala ders alıyor.
Ne dersini kimden alıyorlarsa!..
Arınç’a vekalet bırakan Başbakan Tayyip Erdoğan, Meksika’dan ne buyurmuş;
“Yapılacak olan tek şey vardır, teröristlerin silahlarını bırakmalarıdır. Ondan sonra farklı ülkelere mi giderler, bu konuda bunlar, denenmiş, söylenmiş şeylerdir. 
Buyursunlar gitsinler ama ülkemizde hiçbir zaman operasyonel bir sürekliliğe, yol haritasına biz müsaade etmeyiz, edemeyiz” ...
Milletin zekasıyla mı yoksa başka bir şeyle mi dalga 
geçiyorlar?..
Erdoğan hala müzakere mesajı verip, hala eli kanlı canilere üstü kapalı af öneriyor.
Tayyip Erdoğan nasıl olduysa orada, “Son terör saldırılarının ardından yine de Brezilya’ya gidecek misiniz” sorusunu soran gazeteciye, “Bu eğlence gezisi değil” yanıtını vermiş... 
Bak sen, demek öyle!..
Afganistan’da 12 askerimizin şehit düşmesiyle sonuçlanan helikopter “kazası”nın tarihini hatırladınız mı?
Tam o sırada Başbakan Tayyip Erdoğan, Almanya’ya gitmeye hazırlanıyordu ki basına şu haber düşmüştü;
“Almanya’da, ’Steiger Awards’adlı kuruluşun, 2005’ten bu yana verdiği hoşgörü, medya, spor ve sanat ödülleri, bu yıl önemli bir tartışmaya sahne oluyor. Hoşgörü ödülüne ‘Avrupa’ kategorisinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın layık görüldüğünü açıklayan Alman kuruluşu, törene 24 saat kala geri adım attı. Başta PKK olmak üzere bazı Alevi dernekleri ile Ermeni Merkez Konseyi’nin baskısından etkilenen Steiger Awards, internet sitesinde yaptığı açıklamada, ödülün veriliş amacını değiştirdi. Ödülün Erdoğan’a iç ve dış politikadaki çalışmaları için değil, 50 yıllık Türk-Alman dostluğu için takdim edileceğini 
bildirdi.” 
Bunun üzerine Başbakanlık basın merkezinden apar topar, acele ile bir açıklama yapılmış ve “Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan’da 12 askerimizin şehit düşmesi sebebiyle, 17 Mart 2012 tarihinde Almanya’ya yapmayı planlamış oldukları seyahatlerini iptal etmişlerdir. Bu durumda Sayın Başbakan’ımızın Köln’de Avrupa Gençlik ve Spor Çalıştayı’na katılımları, Bochum’da ise Avrupa kategorisinde kendisine tevdi edilmesi öngörülen ödülü almak üzere Steiger Ödülü Töreni’ne iştirakleri söz konusu olamayacaktır” denilmişti.
Hiddetli Başbakanımız , “Almanya’daki protestolar yüzünden mi gezinin iptal edildiğini” sorma cesaretini gösteren gazeteciyi yine fırçalamış ve “şehit acısını” bahane etmişti.
Almanya’ya eğlenmeye mi gidilecekti?
Farklı olan bir durum var mı?
Var.. Var.. Hem de nasıl?
Bunun adı, Barak Obama 
sevgisi.
Her türlü acı vız getirir.
Taraftar basına da bir bakın;
Bu saldırılar hep Erdoğan, Amerikan başkanları ile görüşürken oluyormuş.
Haklısınız o zaman!
Erdoğan sıkı sıkı sarıldığı Barak’ı bırakmasın.
Tayyip Erdoğan’ın en başta gelen akıl hocalarından Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan’a ne demeli?
Yalçın Akdoğan’ın (Yasin Doğan) Yeni Şafak’taki köşesinden;
 “Şunu artık çok iyi biliyoruz: Terör, hiçbir zaman sadece terör değildir. Terör örgütleri öldürmeyle netice alamayacaklarını, devleti dize getiremeyeceklerini bilirler. Siyasal-toplumsal karşılık bulan terör örgütleri mesaj vermeyi, ‘etki’ yaparak süreci şekillendirmeyi daha fazla önemserler. Bu yüzden her terör eylemi, siyasete yönelik bir müdahale arayışı, toplumsal alana yönelik bir etki oluşturma faaliyetidir” diyor.
Yazının bütününde ise “yola devam”ı seslendiriyor.
Milletin zekasıyla dalga geçiyorlar ya!..
Hani terör örgütünün belini kırıp öyle masaya oturtacaktınız?
Ne oldu?
Kim kimin belini kırıyor.
Vay efendim; “Tam çözüme yaklaşılırken hep böyle oluyormuş. Çözüm sabote ediliyor”muş da, muş.. muş..
Kandil orada. Uzakta değil. Avni Özgürel gitti söyleşisini(!) yaptı da sizin elinizi kolunuzu tutan mı var?..
Kırın PKK’nın belini de 
görelim.
Bir de “iyi terörist”, “kötü teröristleri” var..
Murat Karayılan “barış sözcüsü”, “cici terörist”.
Fehman Hüseyin, “savaşçı”, “kaka terörist” .
Alın, Murat Karayılan’ınızı Büyükelçi yapın öyleyse!..
Bu arada çözüm sabote ediliyor diyenlere bir önerim olacak.
Araştırın bakalım!..
Dağlıca’da kahraman Mehmetçiğimizin geberttiği çakallar belki de kaçakçıydılar. Belki de korucu çocuklarıydılar. Belki de onlar bize saldırmadılar da birliğimizin başında olan Ergenekoncu ve de barış sürecini baltalamaya çalışan komutan bu masum(!) çocukları öldürttü.
Çekmecelerinizi karıştırın. Nasıl olsa stokta bir ses kaydı vardır. Bembeyaz ekranlarınızdan da servis edin. Ağzı salyalı itlerinizi de havlatın.
Bu kadarla da kalırsanız size çok gönül koyarım.
“Terör mağduru” deyip bir de 123 bin liracık Uludere tazminatı verin.



ÖNEMLİ NOT: Kına yakmak için bekleyen Türkiyeliler. Meksika’dan siparişini verdiğiniz kınaların Türkiye’ye getirilmesinde kargo şirketinden kaynaklanan bir gecikme oldu. Siparişleriniz Brezilya üzerinden geliyormuş. Gecikmeden dolayı taşıyıcı firma özür diliyormuş.