¤ AKP Amerika’da kuruldu, bu sebeple, BOP eşbaşkanı ve milliyetçiliği ayaklar altına alan bir parti olarak kendi kendini tanımladı ! Yani AKP Türk Milletine bağlı da değil, bağımsız da değil !
¤  Bölgedeki gerginliğin ekonomik, siyasi, ticarî ve sosyolojik yansımaları AKP’yi deliğe süpürecek !
¤  Savaş söylentileri, benzin fiyatlarını zirveye çıkardı.
¤  Bölgedeki karışıklıkları körükleyecek bir vurdumduymazlık, pişkinlik, kışkırtma AKP yöneticileri ve yandaşlarının vazgeçilmez siyasetleri oldu !
¤ Amerika kendi askerini savaş için göndermiyor. Ama kolaylıkla taşeron  bulabiliyor. BOP eşbaşkanı AKP Yöneticileri onların emirlerine amadeler… Türk Ordusunu kendi askerini koruyamayacak hale getirdiler, şimdi de Amerikan menfaatleri uğruna Mehmetçiği feda etme yolundalar !
¤ Reyhanlı’da ölen vatandaşlarımız için Recep Tayyip bir defa olsun başsağlığı dilemedi. Ama Mısır’da ölen bir kadın için gözyaşları dökme sahneleri sergiledi ! Kendi milletine zulmeden, başka milletler için gözyaşı döken bir adam mutlaka sorgulanmalıdır !
¤  İngiliz işgaline karşı Gandi « otur’ diyor halkına! Herkes oturuyor! İngilizler milyonlarca oturan insandan sıkılıyorlar! O «esir milletin özgürlüğü için» kullanıyor bunu... İnancını ortaya koyuyor! Sonunda İngiliz Kralı haber gönderiyor ve gelin anlaşalım diyor! İngilizler aşağılamadan onları, bir masaya oturuyorlar!
Bugün BOP’çu, inanç ve zihinsel değerlerimizi çökertmek isteyen AKP yöneticileri emperyalist projeler istikametinde Türk Milletinin aynı ruhu, aynı ülküyü taşımaması ve bölünüp parçalanması için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar ! Bu ihanet Hindistan’da olsa idi Gandi hedefine ulaşamayacaktı ! Gezi ruhu bunun için hedef alındı. Taksim direnişi bunun için Tayyip’i korkuttu.
 
Modern hukukta hazırlık hareketlerine, işlenmemiş suçlara ceza verilmez
 
AKP yöneticileri yazılmamış kitaplardan, işlenmemiş suçlardan insanlarımızı cezaevlerine düşürdüler !
Bize göre AKP’li yôneticilerin suçladıkları, terörist dedikleri hiçbir kahraman suçlu değil, ama biz biliyoruz ki AKP’li yöneticiler gırtlaklarına kadar suçlar içerisindeler !
 
AKP yöneticileri önce kendi siyasi geleceklerine yardımcı olabilecek savcı arayarak hukuksuz bir dönemi başlattılar. Zekeriya Öz isimli savcıyla başlayan süreç, gizli tanık denilen kardeş katili, ırz haini, akrabasını satan, terörist ve güvenilemeyecek kişilerin şahitlikleri vasıtalarıyla istemedikleri, sevmedikleri, ya da kendilerine engel olabileceklerini düşündükleri kişileri cezalandırmayı düşündüler. Bu her gün gazetelere yansıyan yargılama usulleri ve görüntüleriyle, kendi işledikleri suçları rahatlıkla gizlediler. Yüzlerce gazeteci, yazar, muhabir de aşure gibi bir kaba konulup ordu mensuplarıyla birlikte hedef tahtasına oturtuldular. Tabi dışarda yazilan senaryolar ; gerçek dışı tutanaklarla,  iftiralarla, tertiplerle, sahte belgelerle, uydurma ifadelerle uygulamaya sokuldu. 
 
AKP yöneticileri dindar görünerek, bütün dünya insanını İslâmdan nefret eder hâle getirdiler
 
Bu yolla yüzlerce kişı tutuklandı. Aileler darmadağın edildi. Huzur imha edildi. Bu izah edilemeyecek vicdansızlıkları taşıyamayan masum insanlar, anneler, babalar, kalp krizi geçirerek, yatağa düşerek hayatlarını kaybettiler. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül hiçbir şey olmamış gibi bu acıları, bu yıkımları, babasız kalan çocukları seyrettiler. Kendi iç hallerini gizleyerek, insanlara dindarmış gibi görünenler medyayı yandaşlaştırarak hakikatleri milletten gizlediler.  Yandaş medya, onur, haysiyet nasıl ayaklar altına alınır bunu aynı başlıkları atarak, aynı cümleleri kurarak, iktidarın gôsterdiğı aynı hedefleri acımadan, vicdanları sızlamadan vurdular. AKP bu nedenle halkın iradesi ipotek alına alınarak, seçim oyunlarıyla,  dışa bağlı siyasetle, üç kez iktidara geldi. Halkın birçoğu gerçekleri, gizli planları, oynanan oyunları daha hâlâ bilmiyor.
AKP’li Türkiye’de şu an bağımsız bir yargı yok ! Bu sebeple adaletten, hukuktan söz etmemiz mümkün değil !
 
Taviz veren, güdümlü, çabuk aldatılabilen veya insanları seçilmiş sözlerle aldatan, bir hareketi diğerini yalanlayan, özü sözü bir olmayan, Tehlikeyi, tehlikeli insanları, vatan hainlerini mükemmelmişler gibi tanımlayan, onlara destek olan bir insan milliyetçi de vatansever de, dindar da olamaz.
 
AKP nasıl bir parti ?
 
Siyasî, sosyolojik, hukukî, pedagojik, kültürel ve sanatsal olarak devlet idare edemiyecek kadar bilgiden yoksun ;
Adaleti, hakkı – hukuku, vicdanî sorumluluğu, eşitlIği, kardeşliği, dostluğu içlerine sindiremeyecek kadar inançsız ;
Din istismarcılığında, gerçek dışı ifadelerde, haksızlıkta, zulümde, bölücülükte ileri derecede ;
Dışa bağımlılıkta, tavizde, emperyalist ülkelere eşbaşkanlık yapmada, kurumları, fabrikaları, üretim müesseselerini kapatmada veya çökertmede, baskıda, şiddette, komşuyu komşuya kışkırtmada, Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk Bayrağına karşıtlıkta öncü ;
Bize karşı diye memurunun emekli maaşını 4 yıldır vermeyecek kadar hukuksuz, karşımda ayağa kalkmadı diye bir generali cezalandıracak kadar ruhsuz ;
Doğruları yanlış, yalnışlıkları doğru ; kahramanları terörist ve kafir, teröristleri kahraman ve dindar göstermede oldukça etkili;
Ellerinden ödül aldıkları  insanların hayatlarıyla oynayacak kadar vicdansız, kendi kusurlarını, suçlarını, hukuksuzluklarını, adaletsizliklerini, bilgisizliklerini göremeyecek kadar gafil bir partidir!
Şimdi soruyorum, eğer yukarıda bahsettiğim  hususları AKP’li yöneticiler kendilerinde görmüyorlar ve farklı olduklarını söylüyorlarsa bize açıklama yapıp; bugüne kadar, yani 11 yılda, “ayırımcılık yapmadan”, “toplumu birleştirici”, “insanları kucaklayıcı ve kaynaştırıcı”,  sevgiyi zirveye çıkarıcı, dostluğu kökleştirici,  “iyi, güzel, faydalı, sevindirici”, “refahı, huzuru, işsizliği önleyici ve üretimi artırıcı, öğretmenleri görevlerine getirici” neler yaptıklarını  açıklasınlar!
 
İşledikleri suçlar, sergiledikleri hukuksuzluklar onları milletten, doğadan, çevreden kopardı ! Bu sebeple, binlerce ağacı kesiyorlar, doğayı katlediyorlar, şiddete başvuruyorlar.
 
Recep Tayyip Erdoğan’ı bindiği at sırtından attığı zaman ben bir çok kişiye : «Atlar duyarlı hayvanlardır. Bu konuda dedelerimizden bize yansıyan bir çok öykü var. At Tayyip’i sirtından boşa atmadı... At Türk Milleti’ne bir mesaj verdi. » dediğim zaman. Dostlarım bana : «Atın ne gibi mesajı olabilir?» şeklinde soru yönelttiler. Ben de onlara, Tayyip AKP ile BOP çerçevesince Türk Milleti’ne iyilik yapmayacak, kötülük yapacak... Sadece Türk Milleti’ne de değil Türk dünyasına (Türkmenlere, Azeri Türklerine, Uygur Türklerine, vb) ve Islâm Dünyası’na (Alevi ve Şiilere, komşu ülkelere) makam ve siyasî çıkar uğruna kötülük yapmaktan çekinmeyecek. At ben sırtımdan bu adamı attım, siz de sırtınızdan atın demek istedi», dedim.
İşte kötülüklerini Tayyip bir bir bize gôsteriyor : 13 gencimizin gözlerini oyan kirli siyaset zulmünü artırarak varlığını sürdürmeye çalışıyor!
AKP yöneticileri tedbir adı altında üniversiteleri yani eğitim kurumlarıni cezaevine dönüştürme peşindeler. Öğrencilerden, işçilerden, milletten, öğretmenlerden korkan siyaset eninde sonunda yıkılmaya mahkûmdur ! Ne yazık ki, bunu bilemeyecek kadar hırs yoğunluğu içerisindeler.
 
Maceracı AKP
 
AKP yönetiilerinin takip  ettikleri yolda olumlu, hizmet üreten, millî çıkarlarımıza uygun tek bir şey göremezsiniz. Kuruluşları Amerika’da olanların, akıbetleri bugüne kadar hüsranla sonuçlandı. Bunu görebilmek için iman ve izan sahibi olmaları gerekir. Zaten bu kişiler iman ve izan sahibi olsalardı işin başında emperyalizme teslim olmazlar, onurlarını ve kişilıklerini feda etmezlerdi. Müslümanı Müslüman’a kırdırma politikasına âlet olmak, başlı başına İslam dairesi dışına çıkmak demektir. Recep Tayyip Erdoğan’ın binlerce çelişkili davranışını görenlerin ve sözlerini duyanların azıcık düsünceleri varsa AKP’ye karşı tavır koymaları gerekir
 
Van depremzedelerini umursamayanlar, Irak ve Suriye Türkmenlerini unutanlar, Uygur Türklerini hatırlamayanlar,  Suriye’de katliam yapacak binlerce teröriste kucak açıyorlar. Onlara yatacak yer, maaş, silah ve askeri eğitim vererek gidin çoluk çocuk Suriye’li Mûslümanları vurun diyorlar. Teröristler Müslüman Suriye halkını acımadan, çoluk çocuk demeden öldürüyorlar. Öldürmekle kalmıyorlar, öldürdükleri  Müslüman Suriyeli’lerin ciğerlerini söküp yiyorlar. AKP’li yöneticiler meydanlara çıkıp kendi elleriyle şekillenen  bu vahşeti görmezlikten gelerek «zalim Eset, Katil Eset» yaygarası koparıyorlar !
 
Bu teröristlere Hatay’dan 400 ton silah gönderildiğini dünya medyasından duymayan kalmadı. Size soruyorum Recep Tayyip Erdoğan’ın itiraf ettiği 100 bin Suriye’linin katledilmesinde AKP’nin payı nedir, bunun %100’ünün sorumluluğu kendilerine ait değil midir ?
Bir ülkeye şiddet amaçlı terrorist göndermek, bu teröristleri beslemek, silahlandırmak, bir komşu ülkede cinayet işlettirmek, katliam yaptırtmak bir insanlık suçudur. Recep Tayyp Erdoğan, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanmalıdır ! Eğer bugün için böyle bir şey görünmese bile yarın, evet yarın canlarını acıttıkları Türk subayları,  onların aileleri, arkadaşları, askerleri dahil, ölen bütün Müslümanların yaşadıklarıyla  önlerine düşecek manevi mahkemeler onları, onların çocuklarını istemedikleri şartların içerisine itecek. Buradan ilân ediyorum : Gelecekte halkın huzuruna çıkamayacak, rahat rahat sokaklarda gezemeyecek olan bu kışilerin istikballeri de iyi görünmüyor ! Biz bugünden onlara hatırlatıyoruz.
 
«Suriye’ye müdahaleye hayır, Türkiye – Suriye kardeşliğine evet» diyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nızı yürekten kutluyorum.
 
Paris, 30.08.2013
 
Nerede yer aldı?