İslamcıların örnek aldıkları iki liderin görüşleri, düşünceleri, yaşamları İslam tarihinin kanlı geçmişine tanıklık eder ve bugünün İslam dünyasında yaşananları açıklar.
 
Ali;
İslam Peygamberi Muhammed’in  amcası oğlu, ilk inanan çocuk, peygamber damadı, Ebubekir, Ömer ve Osman’dan sonra dördüncü Arap İslam Medine Devleti başkanı halife.
 
Muaviye;
Peygamber muhalifi Mekke lideri Ebu Süfyan’ın ve peygamber amcası Hamza’yı katlettiren  ve ciğerini yiyen Hind bin Utbe’nin oğlu, Arap İslam Medine devletine son veren, Şam Arap İslam devleti kurucusu, Peygamber torunu Hüseyin’i katlettiren Yezid’in babası.
 
Ali ve deve hikayesi
 
Muaviye Şam’da, Hazreti Ali ise Küfe’de validir, aralarında anlaşmazlık vardır, savaş çıkmak üzeredir.
 
Bir gün, bir deveci, yüklediği mallarla Küfe’den Şam’a gelir, açıkgözün biri deveye sahip çıkar; Bu dişi deve benimdir!
 
 Küfeli kendisinden emindir, çünkü devesi erkektir. İtiraz eder, dinletemez.
 Sorun Muaviye’ye kadar yansır.
 
 Halk bir meydanda toplanır.
 
 Muaviye, Bu dişi deve benimdir diyen Şamlıya sorar;
 Bu dişi deve kimindir?
 
 Benimdir!
 
 Muaviye de onaylar, Evet, bu dişi deve Şamlınındır!
 
 Sonra halka sorar; Bu dişi deve kimindir?
 
 Hep bir ağızdan cevap verirler; Bu dişi deve Şamlınındır!
 
 Küfeli neye uğradığını anlayamaz, şaşkın şaşkın bir kenarda dururken Muaviye çağırır;
 
 Bana bak, ben de, sen de biliyoruz ki, bu deve erkektir. Küfe’ye dönüşte Ali’ye de ki; “Şam’da öyle bir ahali var ki, erkekleri de dişileri de, onların cinslerine değil, Muaviye’nin ağzına bakarak söylüyorlar, o dişiye erkek dese, ya da erkeğe dişi dese, hepsi ona itaat ediyor.”
 
Var git Ali’ye söyle ayağını denk alsın!
 
Türkiye’deki tablo benzer değil mi sizce.
 
Günün Sözü:  Aklını kullanmayan sorgulama yeteneği körlmiş insanın köleleşmesi kaçınılmazdır.