Fransız Filozof Jean-Paul Sartre “Başkaları cehennemdir.” der. Bu sözün değişik bir versiyonunu Ahmet Hamdi Tanpınar “İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir.” şeklinde söyler.  Bilindiği üzere cehennem insanların işledikleri günahlar karşılığında azap çektikleri yerdir. Cehenneme gitmek bir nevi günahkâr ruhların ateşle arınmasıdır. Kirli olan şeylerin arınması kadar doğal bir durum yoktur. Fakat cehenneme gitmek için illa ölmek gerekmez. İnsan yaşarken dahi cehennem azabını tadabilir. Bu cehennemlerden bir tanesi de sosyal tecrite yol açan ve iletişim köprülerini yıkan başkalarına ait korku tasavvurlarıdır. Fakat bu cehennem arındırmak yerine daha da kirleten psikolojik bir cehennemdir.

 

Başkaları cehennemdir düşüncesini anlamlandırmak için çok farklı teraziler kullanılabilir. Sartre’ın bu sözü söylemesinde hürriyet isteğinin başka insanlarla sınırlı olması ve kendini başkalarına göre şekillendirme düşüncesinin ağırlığı vardır. Şair İsmet Özel’in Sebeb-i Telif şiirinde ki “Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız /ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla “ mısraları bu minvalde değerlendirilebilir.

 

Aslında batı felsefesi ilk günah inanışının etkisi ile temiz ve günahsız bir insan algısına bir türlü erişememiştir.  Ölçüsünü yitirmiş bir inanışın tesiri ile akıl eksenli bir düşünce geliştiren filozoflar yine de sağlıklı bir sonuca erişememişlerdir.

 

Batı aklının ve çürümüş inancının ölümünü ilan eden Friedrich Nietzsche batının düşünsel harabelerinin üstünde yıllarca bir baykuş misali ötüp durmuştur. Varoluşçu Filozoflar ise bu noktada kaptansız bir gemi gibi kaosun denizinde yüzmekten başka bir şey yapmamışlardır. Tanrıyı dışlayan batı, ruhunda ki boşluğu bir türlü dolduramamıştır. Emile Durkheim’in toplumu tanrı ve dinin kaynağı olarak gören anlayışının arkasında bu metafizik boşluğu doldurma ihtiyacı yatıyor olabilir.

 

Batının insan algısını Thomas Hobbes’in ifade ettiği gibi “insan insanın kurdudur” ölçeğinde bir toplum algısı oluşturmuştur. Batı düşüncesinin insan modeli Sigmund Freud’un cinsellik ve saldırganlıktan başka bir şey düşünmeyen insan modelidir. Batının eşitlik ve özgürlük nutukları birer tuzak olmaktan öteye gitmemiştir. Batı iki dünya savaşı ile içinde büyüttüğü cehennemin enkazı altında kalmıştır. İçinde cehennemi taşıyanların karşısında ki insanı da bir cehennem olarak görmesi doğaldır.

 

 Sömürgeci ve hedonist batı kendisi gibi olmayanları ötekileştirerek dünyanın ruhunu kirletmiştir. Evrimci bir bakış açısınınve üstün ırk anlayışının hâkim olduğu batıda kendi dışında ki toplumları insan olarak dahi görmeyen bir düşünce vardır. Galiba bu düşünce ile tonlarca bombayı çocukların üstüne bocalamakta ve bu düşünce ile hiç acımadan masum insanları öldürmektedir.

 

Bizim medeniyetimiz insanı yaratılmışların en şereflisi görür. Bu noktada bizde başkaları cehennem değil bir cennettir. Bizim medeniyetimizin temelinde kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen bizden değildir diyen bir anlayış vardır. Bizde bencillik duygusu kirli ve pis bir duygudur.

 

Denge kavramı tüm şubeleri ile bizim medeniyetimizde yerini almıştır. İyilik ve kötülük olgusu tüm hakikati ile hayatın şubelerine yansımıştır. Varlığı anlamlı kılacak bir yükseliş ve düşüş insanın alın yazısı olmuştur. İnsanın yaratılışında hem iyilik hem de kötülük melekeleri aynı oranda verilmiştir. İyiliği ve kötülüğü tercih edebilecek bir irade insanın imtihanının başladığı yerdir.

 

Cehennem kötülük olgusunun tüm alanları işgal ettiği yerde doğal olarak oluşacaktır. Cennet ise fıtrata dönüşün bir işareti olarak dünyada yüzünü gösterecektir. Hem cehennem hem cennet aynı evrenin içinde fakat farklı farklı yerdedir. Her insan cenneti ve cehennemi bir çekirdek olarak içinde taşır. Bediüzzaman Said Nursi’nin ifade ettiği gibi "Ene, zaman-ı Âdem'den şimdiye kadar âlem-i insaniyetin etrafına dal budak salan nuranî bir şecere-i tuba ile müthiş bir şecere-i zakkumun çekirdeğidir."

 

Başkaları cehennemdir sözünü kendine dahi yabancılaşan insanların cephesinden ele alırsak bu insanlar otomatik olarak kendi kendilerinin bir cehennemi olmaktan kurtulamazlar. Bu noktada kendini bilmek hakikatine erişen insanlar azab-ı cehennemin tesirinden emin olurken kendini unutan insanlar daha yaşarken bu cehennemin azabından kurtulamayacaklardır. Ne mutlu birbirinin cenneti olabilenlere. Ne mutlu kalbini cennetin tuba ağaçları ile donatabilenlere.