Size bu tür bir başlık çok tuhaf gelecek. Ama bilerek yazıldığına emin olun Allahın bir ayette sesleniş şekli.
Bu konu geçenlerde bir TV kanalında açık oturumda konuşan cumhuriyet gazetesi yazarı ve eski adalet bakanlarımızdan bir zat. Şöyle der ne yani şimdi Osmanlı gibi 1400 sene önce Araplara gelen kuranla idare edilirsek şimdi biz gerici olmaz mıyız?
Şimdi size sırayla soru sorayım.
-Allah kuranı indirdi de bu yüzyılda ve insanların gerici olacağını idrak edemedi mi?
-Bu sözü sarf eden eski adalet bakanın dini nedir?
-Kendisini Müslüman olarak görüyorsa bunun gibi Müslümanların ülkemizde sayıları ne kadardır?
-Bu eski bakan adalet bakanı iken Allah’ı idrak edemeyen küçük kafası ile inançlı insanlara acaba ne kadar zarar verdi?
-Eski adalet bakanı acaba adaleti ne yönde kullandı?
Daha o kadar çok soru var ki. Şimdi bu dinsel özürlü gibi insanlar için bu başlığı Allah kurana koymuş. Böyle kişilerin dine sığınması için çanak tutan bir sürü de din büyükleri. Bir kâfir tarifleri var birde yakıştırmaları.
Kâfir, Müslüman olmayandır derler aynen katılıyorum. Peki, kâfir ile Müslüman’ı Türkçe tarif ederler mi acaba. Yok, sanmam kendileri de ayni çanağa girerler diye düşünüyorum. O zaman Türkçe yazalım.”Ayetleri bilerek inkâr edenler Allah’a teslim olmayanlardır”.bu söyleyişin birde ayetler ile açılımını yapalım da her kez gerçekleri iyi bilsin. Ne dersiniz?
Bakın kâfir kimdir.
29 / ANKEBUT - 47. Ve kezâlike enzelnâ ileykel kitâb(kitâbe), fellezîne âteynâ humul kitâbe yu’minûne bih(bihî), ve min hâulâi men yu’minu bih(bihî), ve mâ yechadu bi âyâtinâ illel kâfirûn(kâfirûne).
Ve işte böylece sana Kitab'ı indirdik. Kendilerine kitap verdiklerimiz O'na inanırlar. Ve bunlardan O'na (Kur'ân-ı Kerim'e) inananlar, kâfirler hariç, âyetlerimizi bile bile inkâr etmezler
Bu ayette bakarsak(bi âyâtinâ ) bazı ayetlerden (bil âyâtinâ ) bütün ayetlerden değil. O zaman bu kâfir olarak bahsedilenler bazı ayetleri bilerek inkâr ediyorlar. Bunlar teslim(Müslüman)olanlar değildir, dediklerine göre. Bence inkâr ettikleri ibadet ayetleri de değil teslim ayetleridir. Mesela.
30 / RUM - 8. E ve lem yetefekkerû fî enfusihim, mâ halakallâhus semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakkı ve ecelin musemmâ(musemmen) ve inne kesîran minen nâsi bi likâi rabbihim le kâfirûn(kâfirûne).
Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab'lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) inkar edenlerdir.
Şimdi bu Rum 8. ayetinde insanların çoğu mülaki (kavuşmayı)inkâr ediyorsa kâfirlerin neyi inkâr ettiğini anladınız mı? Şimdi. Ama bu eski adalet bakanı Allah’ı acizlik ile itham ediyor hem de kuranın yaşanmasının gericilik olduğunu söylüyor. Kendisine sorarsanız, şöyle söyleyecek “biz de Müslümanız” güleriz ağlanacak halimize.
Şeriata çok kahrolsun diyen gördük bu %90’ı Müslüman olan ülkede. Bilmezler mi? Allah insanların şeriat(kuran) ile amel etmesini ister.
22 / HAC - 67. Li kulli ummetin cealnâ menseken hum nâsikûhu fe lâ yunâziunneke fîl emri ved’u ilâ rabbik(rabbike), inneke le alâ huden mustekîm(mustekîmin).
Ve Biz, bütün ümmetler için mensek (tek bir şeriat) tayin ettik. Onlar, onunla (o şeriatle) amel ederler (etsinler). Öyleyse emrim konusunda seninle niza etmesinler (çekişmesinler). Sen, Rabbine davet et. Muhakkak ki sen, mutlaka mustakîm (Allah'a doğru istikametlenmiş) olan hidayet üzeresin.
Şeriatın emredildiği bir yaratık Yaradan’ına karşı gelir mi, gelir. Birde din adamları ve birçok cemaatinde idrak etmediği konuya gelirsek Kurandan(şeriattan)sorumlu olduklarını bir bilseler.
43 / ZUHRUF - 44. Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).
Muhakkak ki O (Kur'ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur'ân'dan) sorumlu olacaksınız.
Nasıl bir din öğretilmişse bize debelendikçe batıyoruz. Peki, hala bu yanlışlarla devam etmeyi istiyorsanız artık size söyleye bileceğim bir şey yok.
Bir ülke düşünün % 90’ı Müslüman ve ayet üzerine döndürülen entrikalar sonu ayet inkâr ediliyor ve yasaklanıyor.
24 / NUR - 31. Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhel mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ve mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler). Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları (cariyeler) veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar. Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tövbe edin! Umulur ki, böylece felâha eresiniz.
 
“Bu memleketin %90’ı Müslüman’dır.Bu sözü çok söyler ve çok işitiriz önemli olan O’nun huzurunda ne yapacağımız amelinize güvenseniz şimdiden mülaki olmayı dileyip garantiye alın yoksa amelden de olursunuz.
18 / KEHF - 105. Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.
Gördünüz mü? Yukarıda, Rum 8. ayetindemuhakkak ki insanların çoğu, Rab'lerine mülâki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) inkâr edenlerdir”.insanların çoğu mülaki olmayı inkâr edecek. Mülaki olmayı inkâr ettikleri için amelleri boşa gidecek. Sonrada biz %90’ımüslüman bir ülke diyeceğiz. Günün lafınla söyleyelim tam bir garabet. Yahu eski bakan Allahın kuranı gericilik olsun diye indirdiğini söyleyen bir ülkede yaşıyoruz ve kendilerini fetva makamı olarak ilan edenler den tık ses çıkmayacak. Hiç kendinizi kandırmayın, orada günahınız kadar yanıp çıkacağız diye. Kim söylüyorsa 49 ayeti ret edendir.  
Yalançıdır.
2 / BAKARA - 78. Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah'ın) Kitabı'nı bilmezler, sadece emaniyyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zannediyorlar.
2 / BAKARA - 79. Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlûne hâzâ min indillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne).
Yazıklar olsun onlara ki; elleriyle kitap yazarlar, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdıklarını az bir bedel (para) karşılığında satmak için: “Bu, Allah'ın indindendir.” derler. Yazıklar olsun onlara, elleriyle yazdıkları şeylerden dolayı. Yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeyler sebebiyle.
2 / BAKARA - 80. Ve kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdeh(ma’dûdete), kul ettehaztum indallâhi ahden fe len yuhlifallâhu ahdehu(ahdehû) em tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve (o emaniyyeye tâbî olanlar): “Ateş bize ancak sayılı birkaç gün dokunacak (günahlarımız kadar yanıp cennete gireceğiz).” dediler. De ki: “Allah katından bir ahd mi edindiniz?” (Eğer böyle bir ahd, almışsanız) Allah, ahdinden asla dönmez (Allah'ın ahdinde hilâf olmaz). Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?
2 / BAKARA - 81. Belâ men kesebe seyyieten ve ehâtat bihî hatîetuhu fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Hayır, (sandığınız gibi değil) kim günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa; işte onlar, ateş halkıdır ve içinde de devamlı kalacaklardır.
Hiç hoş değil ama insanlarımızın yalanların arkasından kendilerine farz olan emirleri bilmeden göz göre, göre cehenneme gitmesi bazı kişilerce umursanmasa da biz sizleri seviyoruz ve mutlu olmanızı istiyoruz. Onun için kâfirleri imansız sanmayın imanları varda onları kurtarmıyor. Buyurun bakın
32 / SECDE - 29. Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânuhum ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).
De ki: "Fetih günü, kâfir olanlara (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlere) îmânları bir fayda vermez ve onlara süre verilmez."
 
ALLAH’A EMANET OLUN.
DOĞAN KUŞMAN