Ajanslar " Sayın Başbakan R.T.Erdoğan'ın Artvin Hopa meydanı'nda yapacağı miting öncesinde HES’leri protesto etmek için "Su haktır, satılamaz" pankartı açan emekli öğretmen ve eski Eğitim Sen üyesi 54 yaşındaki Metin Lokumcu, polisin kullandığı “orantısız” biber gazının etkisiyle kalp krizi geçirmiş ve ne yazık ki hayatını kaybetmiştir."diye duyurdular Artvin'in Hopa İlçesindeki  "İleri Demokrasi" uygulamasını.

        AK Partisinin muhalefete tahammülsüzlüğüne ne ilk örnektir nede son örnek olacaktır bu tarz müdahaleler. Çünkü ülkenin tüm meydanlarında “Metin öğretmenler” Metin öğretmen gibi, “Su haktır, satılamaz” pankartı açarak AK Partisinin doğayı talan eden politikalarına karşı, toplumsal sorumluluğunu yerine getiren örnek bir davranışla yaşam alanını savunmak isteyecektir.
        Kendisinden başka hiçbir kimliğe, ideolojiye yaşama hakkı tanımak istemeyenler ise Metin Lokumcu’yu gazlara boğdukları gibi, onun ölümüne yol açtıkları gibi onun gibi yaşam alanlarını savunanlarıda “ileri demokrasi”
uygulumularıyla öldürtmeye devam edecektir.

      Şimdi gayet net biliyoruz,gelecek günler tümden "ileri demokrasi" örnekleriyle dolu olacak ve yaşam alanlarını savunanlarla yaşam alanlarını "gasp" etmek isyeyenler arasında sert mücadelelere sahme olacak.

        Hopa örneğinde olduğu gibi AK Partisinin miting yapacağı Hopa Meydanı’nda AK Partisi Hükümeti’nin politikalarını demokratik haklarını kullanarak protesto etmek üzere yüzlerce Hopalı bir araya geldi. "Çay üreticileri, sorunlarını dinlemeyen Başbakan’ı Hopa’da istemediklerini" söylediler ve çay fiyatlarının bir an önce açıklanmasını talep ettiler. Aynı zamanda HES’lere tepki gösteren Hopalılar, "Çayımıza, fındığımıza, derelerimize, suyumuza sahip çıkacağız" dediler.Fakat, “ileri demokrasi” edebiyatına sarılanlar bulundukları alanda farklı bir sese tahammül göstermeyerek, demokratik haklarını kullanan Hopalıların dağıtılmasını buyurdular.

       Cop, kalkan, panzer, gaz bombaları eşliğinde alışık oldukları “orantısızlığı” bir kez daha sergileyerek ilçeyi savaş alanına çevirdiler. Emekli öğretmen sendikam Eğitim Sen eski üyesi Metin Lokumcu, atılan gaz bombaları sonucunda hayatını kaybetti.

        Hükümet ve sözcüleri bir adım geriye çekilip soğukanlılıkla düşünüp, Hopa halkına birinci ağızdan “eşkiya” demeyi tercih etti.

        Bununla da yetinilmediğini ajanslara düşen haberleri okuyarak anlıyoruz: "Gece yarısı Hopa’da nokta operasyonu başlatıldı." "Alınan ilk haberlere göre siyasi partiler, dernekler, sendikalar, kahvehaneler ve evler şiddet kullanılarak basıldı ve çok sayıda insan gözaltına alındı. Diğer il ve ilçelerden, hatta köylerden bile Hopa’ya giriş çıkışların yasaklandığı" ajanslarca belirtiliyor.

        Şimdi tüm alanlarda "Hopa’da sürdürülen baskılara son verilsin, gözaltılar derhal serbest bırakılsın." deme zamanı.Şimdi insan olanın insanca tepkilerini haykırma zamanı."İleri demokrasi" uygulamalarına dur deme zamanı.

        Artık sözün bittiği yere gelinmiştir. Polisin şiddet yoğunluğu her geçen gün artmaktadır. Elleri kana bulananlar, ellerini kanla yıkamaya devam etmektedirler. Ancak bilinmelidir ki bu şiddetin meşrulaştırılması girişimlerine asla teslim olunmayacaktır. Her ağzını açtığında insan haklarından, eşitlikten ve özgürlükten bahsederek popülist maskeler altından konuşanların kelimeleri altındaki kanı, her defasında daha güçlü bir şekilde kitlesel olarak teşhir edilecektir.

        Eğitim Sen üyesi bir eğitim emekçisi olarak öncelikle  Metin Lokumcu öğretmenimin ailesine baş sağlığı diliyor ve bu tür saldırılara boyun eğmiyeceklerini "Her Yer Hopa, Her Yer Direniş" şiarıyla yaşadıkları şehirlerde meydanlara çıkan kardeşlerimi tüm benliğimle selamlıyorum.