İyi ki doooğdun İzmiir

İyi ki doooğdun İzmiir
İyi ki dooğdun
İyi ki dooğdun
İyi ki dooğdun İzmirrr

*

Türkiye Cumhuriyeti’nin özbeöz Türk vatandaşı olan ilk fili, İzmir, üç yaşını doldurdu, 5 Şubat Çarşamba günü doğumgünü partisi var.

*

(Yeni başlayanlar için özetlersek… Affedilmez hata yaptık, ilk gözağrımız Bahadır’ı 50 sene yalnız bıraktık, sonra can yoldaşı olsun diye Hindistan’dan Begümcan’ı getirdik, çok geç kalmıştık, Bahadır vefat etti, Bahadır’a yaptığımızı Begümcan’a yapmadık, damadı İsrail’de bulduk, ismi Winner, ilk görüşte aşk derler ya, öyle oldu, gerdek detaylarına girmeyeyim, Türkiye’de dünyaya gelen ilk fil doğdu, nur topu gibi kız, Başkanımız Aziz Kocaoğlu ismini ne koyalım diye internet üzerinden referandum yaptırdı, oyumu Hürriyet’teki köşemden kullandım, Smyrna, Hitit Prensesi’dir, özbeöz Anadolu’dur, annesinin ismi prenses, doğduğu şehir prenses, Türkiye’nin prensesidir o, bebişimizin ismi İzmir olsun diye önerdim, sağolsun hemşehrilerim, referandumdan
İzmir çıktı.)

*

22 ay gebelik ve 48 saat süren doğum sancılarının ardından, pembeye çalan kısacık hortumuyla dünyaya gelen bebiş, 110 kiloydu! Annesi altı saat sonra emzirmeye başladı. Şu anda… 1300 kilo.

*

Her gün, 5 litre süt içiyor, 10 kilo yonca yiyor, akasya, dut, söğüt gibi ağaçların dalları hem oyuncağı, hem besin kaynağı, yarım kilo pelet yemini çerez niyetine yiyor, 5 kilo taze meyve tüketiyor, öyle çürük çarık meyve değil, mesela bebişimize verilen muzdan ben de yedim, böylesine kaliteyi en kral manavda zor bulursun, ne de olsa İzmir çocuğu, incirin tazesine de kurusuna bayılıyor.

*

Manevi kızımın boyu bana yaklaştı, yüksekliği 1.75 oldu, hortum ve kuyruk hariç, neredeyse 2 metre uzunluğunda, eğer bir ayakkabı giyecek olsa, ayakkabıların çevresi 80 santim olmalı… Annesinin yaşına gelince, 5 ton ağırlığında olacak.

*

Her bebek gibi, bu yaşa kolay gelmedi tabii… Henüz dört aylıkken, hortumunu kullanmaya yeni yeni başlamışken, kendini yaraladı. İki dikişlik küçük bir yaraydı ama, hortumunun ucunda ömür boyu taşıyacağı bir iz kaldı.

*

Bi gün, Begümcan sinirliydi, sürekli ayaklarının altında dolaşmasından sıkıldı, hortumuyla kızına vurdu, bebiş İzmir birkaç metre yuvarlandı, ayağa kalktığında topallıyordu. İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda adeta yaşam durdu, seferberlik ilan edildi, Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi’yle acil temas kuruldu, röntgen cihazı yerinden söküldü, parka getirildi, 10 kişi filan zor tuttu, bebişin ayağının röntgeni çekildi, çok şükür, kırık-çıkık yoktu, bir hafta sonra normal yürüyüşüne kavuştu.

*

(En başta, İzmir’e bu muhteşem parkı kazandıran değerli başkanımız Aziz Kocaoğlu’na… Parkın müdürü Şahin Afşin’e, eğitim sorumlusu biyolog Serkan Eğrilmez’e, bebişimizi dünyaya getiren klinik sorumlusu veteriner hekim Duygu Erginoğlu’na, barınak sorumlusu ziraat mühendisi Önder Öztuğ’a, bebişimizin beslenmesinden sorumlu ziraat mühendisi Eylem Arslan’a, bakıcıları Serkan Öztanman’a, Hüseyin Dilber’e, Çevik Can Yüksek’e, isimleri buraya sığmayan, gecesini gündüzünü bu parka adayan personele, yürekten teşekkür ederim.)

*

Ve, 5 Şubat Çarşamba günü, bebişimiz İzmir’in üçüncü doğumgünü partisi var.

*

Eğlence, saat 14’te başlayacak. 2 bin çocuğumuz, bebişimizin partisine, özel doğumgünü tişörtü giyerek katılacak. Bin kişilik pasta kesilecek. Şahane filli kurabiyeler dağıtılacak, yanında meyve suyu ikram edilecek. Palyaçolar var. Yüz boyama var. İzmir Büyükşehir Belediye Bandosu’nun konseri var. Pop Orkestrası var. Sevgili çocuklarımız, sevgili bebiş filimizle unutulmaz bir gün geçirecek.

*

Değerli Egeliler…
Uzaktakiler şanssız.
Size günübirlik mesafede.
Okullar da tatil.
Tutun evladınızın elinden, gidin İzmir’e, hem bebiş filimizi mutlu edin, hem de torunlarına bile anlatacağı bi hatıra armağan
edin evladınıza.