O sırada cüppe giydirip hem “hukuk”, hem “tıp” doktorası verdikleri için…
Anayasa değişikliğini hap şeklinde tarif etti:
“Bu anayasa değişikliğini fevkalade güzel, adeta bir hap şeklinde hazırladık…”
*
Millet yuttu…
*
Baştan alayım:
2010 yılında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu, dolayısıyla yargıyı ele geçirmek için anayasa değişikliği hazırladılar…
Güzel gözüksün diye içine bir sürü madde koydular…
- Mesela kadın özgürlüğü maddesi vardı, Meclis’teki kadınları dahi örttüler…
- Kişi mahremiyetinin korunmasını koydular içine, herkesin bir kaseti var neredeyse…
- Yurtdışına çıkma hürriyeti vardı referandum maddeleri arasında, göbek de sandı ki bavulunu alıp Hollanda’ya gidecek, bu “İstanbul’a gelenlere vize koyalım” dedi…
- Memurlara toplusözleşme hakkı koydular, ama grev hakkı olmadığı için, polis kovaladı…
*
Zaten asıl amaç…
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştirerek yargıyı kontrol etmekti…
Onu da en dibe koydular…
Türkiye “evet” dedi…
*
Zaman geçti…
Şu son olaylarda bakan oğulları götürülüp, iş kendi oğluna da uzanınca kendisinin de hapı yuttuğunu anladı…
Kendime alıyorum derken, meğer yargıyı cemaate vermiş…
*
İşte şimdi; polislere yaptığı gibi hâkim ve savcıların da gerektiğinde kellesini koparmak için HSYK yasasını değiştiriyor arkadaş…
Bu kez HSYK’yi kendi bakanına bağlıyor…
Sıkıysa hâkim ya da savcı beğenmediği bir karar versin…
*
Sonuçta yeniden “hap” geliyor…
İyi ki “fitil” değil…