GÜNEŞ ÖĞRETMENLER BİR DAHA ÖLDÜRÜLMESİN DİYE OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP!
 
 
 Öğretmen yazar Memet Türkkan  kitabının ilk baskısını (1975) şu cümlelerle tanıtıyor.“Sırtları sıvazlanarak devrimci, yurtsever kişilerin üstüne saldırtılan komandolar kolayca sınıf geçsin, sınavsız mezun olsun diye Balıkesir Necati Bey Eğitim Enstitüsü edebiyat öğretmenliğinden uzaklaştırıldığım şu günlerde; doğru ve gerçekleri öğrencilerime anlatamayayım diye MC yönetimince öğretmenlikten atıldığım şu Eylül ayında, bu kitapla bir başka gerçeği halkıma duyuruyorum.”
      Güneşin Katli adlı  bu eserle benim tanışıklığım 1977 yılında Kayseri Şehir Tiyatrosu Sahnesinde aynı adla sahneye konulan tiyatro oyunuyladır.Şimdilerde olduğu gibi filmi izleyip kitabı merak etme halinden kaynaklı değil.Kayseri Şehir Tiyatrosunda sergilenen hemen hemen tüm oyunları “baba kontejanından” izleme fırsatını elde ettiğim ve bu oyunlar içerisinde benim karşılaştığım ilk politik tiyatro etkinliği olması açısından hafızama yer etmesinden kaynaklı olarak ilgimi çektiği için farklı yaşlarımda okuduğum bir kitap Güneşin Katli.
    Memet Türkkan 1972 yılında Artvin’e öğretmen olarak atanmış.(O yıllar Arvin Gazi İlkokulu 3. Sınıf öğrencisiyim Memet Hoca Kazım Karabekir Orta Okulu ve Lisesinde öğretmen) Kente geldiğinde yerini aldığı meslektaşının öldürüldüğünü duydup, meslektaşının neden öldürüldüğünü merak ediyor ve bu olayı araştırmak istiyor. Bu kitap, yani “Güneşin Katli”, işte bu araştırmanın sonucu olarak doğduğunu kendi ifade ediyor.
    Yazar Güneş Öğretmeni okuruna tanıtmak için katlinden önce ilişkide olduğu tüm insanlarla sırasıyla görüşme yaparak kurguladığı tanıtımında;Güneş öğretmenin azılı düşmanı sonra da dostu olan şoför Yaşar’a, Güneş öğretmenin kan kaybından ölmesine sebep olmuş doktora, verdiği vaazda Güneş öğretmeni hedef gösteren imama, Güneş öğretmenin üye olduğu TÖB-DER’in Şube Başkanı’na, bir orman işçisine, bir polise, bir bakanlık müfettişine, lise müdürü ve çeşitli branş öğretmenlerine, Güneş öğretmenin öğrencilerine, eşine ve Güneş’in ölümüne sebep olan kişiye... Yani olayın tüm tanıklarına ve taraflarına yöneltiği soruları ve aldığı yanıtları ile oluşturulan çarpıcı bir eser.  
     Güneş Öğretmenin TÖS ve ardından Töb Der Örgütlenmesini oluşturmaya çalışan,ülke ve dünya sorunlarına duyarlı,devrimci,demokrat ve yurtsever bir kişilikte olduğunu sendikal örgütlenmelerin “personel sendikacılığından” siz (bürokratik okuyun) öte gitmiyeceğini ön görebilen bir eğitim emekçisi.
     Bu sebepten olsa gerek kendince daha belirleyici işler yaptığını akıcı bir uslupla okuyarak öğreniyoruz kitaptan. Kent merkezinde üç yüzü aşkın üyesi olan bir tüketim kooperatifi ile on yedi köyde üretim ve tüketim kooperatifinin kurulmasına öncülük ettiğini okuyoruz. Ne var ki bölge toptacılarının ve büyük bayilerin müdahalesiyle başarısız olunacağını görür. Ardından da ilde bir işçi sendikasının kurulması için çalıştığını okuruz,lakin bu çalışmalar ete kemiğe bürünmeden katledildiğinide okuruz.
     Bakın Güneş’i öldüren şahıs yıllar sonra, cezaevinde Memet Türkkan onunla görüştüğünde ne diyor: “Ben değiştim. Mahpushanede çok değiştim. Hanya’yı Konya’yı öğrendim. Aslında ben yanlış adam öldürmüşüm. Ölecek namussuzları bırakıp başkalarını öldürmüşüm. Hani iki yılda çıkardım? Hani ceza bile kesmezlerdi? Hani mahpusta hiç parasız bırakmayacaklardı? Hani milliyetçiydik? Hani avukat paramı vereceklerdi? Hani dışarıda anama bakacaklardı? Söyle o itlere bunları yanlarına bırakmayacağım.”
     Güneş’in ölümünün ardından nihayet kurulan işçi sendikasının başkanı şunları söylüyor: “Bir bedeldir Güneş hoca. Onun ölümü bir şeyin bedelidir. Halkımızın gittikçe uyanmasının, bizim burada sendika kuruşumuzun, sarı sendikayı yenişimizin, işçi arkadaşların bilinçlenmesinin bedelidir bu ölüm.”
     Memet Türkkan kendisinin de söylediği gibi öğretmenlikten uzaklaştırıldığı o günlerde, gerçekleri öğrencilerine aktarmak için yazdığı  kitap bunca yıl sonra bile bir solukta okunuyor.1975 yılında yazılan ve 80 bin TÖS’lü ve 100 bin TÖB-DER’li öğretmenin anısına itaf edilen bu kitap  başta meslektaşlarım olmak üzere tüm vicdanlı yüreklerin okunmaya değeceği bir kitap.Elimdeki 1979 baskısı May Yayınlarından 249 sayfa yeni baskıları varmı bilemiyorum? Bulup okumanızı öneriyorum.