Yılan hikâyesine döndürülen Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun Taslağı sonunda TBMM Başkanlığına verildi.

Kanun taslağı bir önceki taslaklara göre daha geri haklar ihtiva ediyor.

Taslak incelendiğinde sendikalar arasında Hükümet tarafından açık bir ayrım yapıldığı görülecektir. Toplu Sözleşmenin Tarafları bölümü incelendiğinde, Memur-Sen’in her 128 bin üyesine bir temsilci, Türkiye Kamu Sen’in her 200 bin üyesine bir temsilci, KESK’in 232 bin üyesine bir temsilci düştüğü görülecektir. Buna göre genel toplu sözleşmede Memur-Sen 4 temsilci, Türkiye Kamu-Sen 2 temsilci, KESK ise 1 temsilci ile temsil edilecektir. Bu durumda Memur-Sen toplu sözleşmeyi bağıtlamak hakkına sahip görünmektedir.

Memur Sen toplu sözleşmeyi imzalamazsa Türkiye Kamu-Sen ve KESK Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna itiraz yetkisine sahip bulunmamaktadır. Türkiye Kamu-Sen’in bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e sunduğu, “iki konfederasyonun beraberce itiraz yetkisi olmalıdır” teklifi, sayın Bakan tarafından uygun görülmesine rağmen, Kanun taslağında yer almamıştır. Anlaşılan, Hükümet toplu sözleşme masasında problem istememekte, masayı dikensiz gül bahçesine dönüştürmek için yandaş - hükümet kol kola formülünü hayata geçirmeye çalışmaktadır.

Hükümetin bilmediği, ya da dikkate almadığı husus şudur; sendikacılık sadece masa başında yapılan görüşmelerle sınırlı bir faaliyet değildir. Masada kamu çalışanlarının pazarlanmasına diğer sendikaların, “iş buraya kadarmış, ne yapalım” diyeceğini hiç kimse beklememelidir. Esasen hakların savunulduğu yerler, sadece masalar değil alanlardır. Alanlarda yapılacak faaliyetler, eylem ve etkinlikler, memuru pazarlayanlara ülkeyi dar edecektir. Bu sebeplerle, nasıl ve ne şekilde kanunlar çıkarırsanız çıkarın, bu gayretleriniz masada sanal olarak yetkilendirdiğiniz, ağababalarına hayır deme cesaretine sahip olmayanların etki ve yetkisini artıramayacaktır. Bunlar, ancak sahibinin yetkilendirdiği kadar ses çıkarma hakkına sahiptir. Bunlar, ancak sahibinin sesi olabilir, kamu çalışanlarının sesi olmak yürek ister, cesaret ister.

Yine benzer şekilde üç Konfederasyonun ve sayın Bakanın da ittifakıyla kabul edilen hizmet kolu toplu sözleşmesi, taslaktan çıkarılmıştır. Böyle bir uygulama Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun hizmet kolu esasına göre örgütlenmeyi esas alan anlayışını geçersiz kılmakta, toplu sözleşme masasında konfederasyonları tek hakim kuruluş olarak atamaktadır. Böyle bir uygulama, hizmet kolu sendikacılığını, daha doğrusu sendikacılığı yok edeceği gibi dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen konfederasyon tipi örgütlenmeyi getirmeyi amaçlamaktadır. Hiçbir sendikacılık ilkesiyle bağdaşmayan bu düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir.

Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi, toplu sözleşme kanunu komedisini dile getirmek, yanlışların düzeltilmesini sağlamak için öncelikle AKP, CHP ve MHP grup başkan vekilleriyle görüşmeler yaparak, taslakta değişmesini istediği hususların neler olduğunu ve nasıl değiştirilmesi gerektiğini  kendilerine hem sözlü hem de yazılı olarak bildirecektir.

Ayrıca Konfederasyonumuzca, 26 Ocak Perşembe günü saat 12.30’da TBMM Dikmen Kapısında Ankara Şubelerimiz ve üyelerimizin katılımıyla protesto eylemi gerçekleştirilecektir. Taleplerimizin dikkate alınmaması halinde diğer günlerde de eylemlerimiz farklı şekillerde devam edecektir. 


Editör: TE Bilişim