Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Niğde Yöresi Tarihi ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, “Tyana Antik Kenti Çalışmaları” adlı panel düzenlendi.

Fen Edebiyat Fakültemiz Konferans Salonunda düzenlenen etkinliğe, Rektör Prof. Dr. Muhsin Kar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Gökhan, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Topçu, Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Tecimer, Niğde Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Yiğit, Bor İlçesine Bağlı Kemerhisar Belediyesi Başkanı Ramazan Oya, panelistler Üniversite Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nevzat Topal, Üniversite Öğr. Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ekiz, Aksaray Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Osman Doğanay, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğr. Üyesi Bülent İşler, üniversite akademik ve idari personelleri ile davetliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Mehmet Ekiz, “Kemerhisar medeniyetlerin izlerinin yoğun olduğu son derece önemli bir beldedir” ifadeleri ile başladığı konuşmasını, “Kemerhisar, binlerce yıldan beri toprağın altında bu medeniyetlerin izlerini saklamaktadır” diyerek sürdürdü.

Tarihi izlerin ortaya çıkarılmasında arkeoloji biliminin öneminden de bahseden Doç. Dr. Mehmet Ekiz, ifadelerini, “Akdeniz’in ve Ortadoğu’nun, Kapadokya’ya açıldığı bu bölge Roma döneminin stratejik bir bölgesidir. Tyana Antik Kenti tarih boyunca birçok isimle anıldı. Tuana,Tyana, Kilisehisar ve en sonunda Kemerhisar adıyla bugün adını sürdürmektedir” sözleri ile sonlandırdı.

Prof. Dr. Nevzat Topal ise paneldeki konuşmasına, tarihte Kemerhisar’ın “Büyük ve Zengin” bir şehir olarak ifade edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Topal, bölgenin birçok medeniyete de ev sahipliği yaptığını belirterek bölgenin önemli düşünürlerin yetiştiği bir yer olduğunu da belirtti.

“Kemerhisar Beldesi’nin yani Tyana’nın Hitit Medeniyetinden itibaren önemini muhafazaa ettiğini görmekteyiz. Tarihte önemli bir geçiş güzergahı üzerine kurulmuş, verimli topraklara ve sağlama surlara sahip olan Tyana Roma Döneminde de önemli bir eyalet konumundaydı” diyen Prof. Dr. Nevzat Topal, “Önemini hiç kaybetmeyen Kemerhisar yani Tyana, Osmanlı döneminde de oldukça değerli bir vazife görüyordu. Devletin en büyük silah fabrikalarına ev sahipliği yapan hemen yakınındaki Bor İlçesinde kurulmuş olan baruthaneye, barut yapımındaki hammaddeyi sağlıyordu” diye ekledi.

Prof. Dr. Nevzat Topal’ın ardından kürsüye çıkan Doç. Dr. Osman Doğanay, Tyana’nın coğrafi öneminden bahsederek başladığı konuşmasına, “Anadolu’nun tam ortasında, Gülek boğazına ve Akdeniz’e açılan stratejik bir coğrafyada yer almış olması dolayısıyla oldukça değerli bir konumda bulunmakta” ifadelerini kullandı ve açıklamalarına, “Elimizdeki resmi belgelere göre kentin adını ilk kez Hitit çağında duyuyoruz. Kenti ve çevresini koruma amaçlı olarak birçok imar planı da yapılmıştır” sözleri ile devam etti.

Yaklaşık olarak ikibin yıllık olarak tarif ettiği kemerler ile ilgili olarak çalışmaların büyük çoğunluğunun kemerin sonlandığı ve İtalyan kazılarının bıraktığı noktada devam ettiğini söyleyen Doç. Dr. Osman Doğanay, yavaş ve emin adımlarla çalışmalarını sürdürdüklerinin de altını çizdi.

“Kentin birçok noktalarında arkeolojik eserler var, bunlar da müzemizin desteği ile tescillenmiştir” diyen Doç. Dr. Osman Doğanay, “Sadece İslamiyet öncesi yapılarla ilgilenmiyoruz, kentteki kesintisiz yaşama dair bütün kalıntılarla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bu kentin etrafında çok sayıda arkeolojik eser var. Bunlar eski taş evlerden sökülen, yıkılan taş eserlerdir. Biz bunları hem görsel olarak hem de çizim şeklinde kayıt altına alıyoruz” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.

Doç. Dr. Bülent İşler ise panel konuşmasına, kazı evinin düzenlenmesine çalışmalarını da devam ettirdiklerini ve burada gerekli çalışmalara öncelik verdiklerini belirterek başladı.

Doç. Dr. Bülent İşler konuşmasının devamında, “Vaftizhanede yapılan kazılarda zeminde çok sayıda roma dönemine ait mozaikler bulundu. Ulaştığımız seramiklerin çoğunu da Selçuklu dönemi olarak tarihlendirdik. Ayrıca sürdürülen kazılar neticesinde, kiliseye ait zemin döşemesine ulaştık. Kilise alanı İslamiyet döneminde yerleşim görmüş bir yer, alanda zamanla sivil yerleşim oluşmuş ve kilisenin üzerinde bundan dolayı da ev kalıntıları, ev temelleri, evlere ait tandırlar ve erzak depoları ortaya çıktı ve bunların evlerin kullanımından sonra da bir dönem mezarlık olarak kullandığını tespit ettik. Bu alanda mezar kalıntıları ve bu mezarlara ait taşlar çıktı” dedi.

Büyük ilgi çeken programın ardından protokol tarafından panelistler, Üniversite Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nevzat Topal, Üniversite Öğr. Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ekiz, Aksaray Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Osman Doğanay, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğr. Üyesi Bülent İşler’e teşekkür belgesi takdimi yapıldı.

Editör: TE Bilişim