Kıymetli vatandaşlarım,

Kardeş Azerbaycan Türk halkı,

Aziz Türk Ocaklılar,

 

Büyük Türk milleti tarih boyunca hakimiyeti altında olan coğrafyalarda hep hoşgörü ve adaletle hükmetti. Birlikte yaşadığı hiçbir millete ve topluma asla zulmetmedi. Ancak bunun aksine Türk milleti tarih boyunca büyük zulümlere ve elim hadiselere maruz kaldı. İşte bu hadiselerin en acı olanlarından biri bundan tam 24 yıl önce Azerbaycan’ın Hocalı kasabasında yaşandı. Yüzlerce yıllık Türk yurdu olan Azerbaycan, Sovyet zulmünün ardından Ermeni saldırılarıyla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Azerbaycan Türkleri yurtlarını savunurken Rus ve Ermeni askeri güçleri her fırsatta Türklere yönelik ağır saldırılar ve katliamlar gerçekleştirdi. 1992 yılının 25 Şubatını 26 Şubata bağlayan gece Rus 366. Motorize Alayı’nın desteğindeki Ermeni güçleri Hocalı kasabasına girerek insanlık tarihinin en vahşi saldırılarından birini gerçekleştirdiler. Hocalı’da resmi rakamlara göre 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türkü Ermenilerce şehit edildi. Cenazelere günlerce ulaşılamadı.  Ermeni askeri güçlerinin ve çetelerinin Karabağ’ı işgal etmesi, stratejik açıdan önemli olan Hocalı kasabasındaki Azerbaycan Türklerini katliama tabi tutması, kasabayı yok etmesi olayın meydana gelişi açısından büyük bir vahşet örneği olarak tarihe geçti. Kasıt unsuru dikkate alındığında gerçek bir soykırım örneği olan bu olayı gerçekleştirenler, ne yazık ki medenî denilen dünyada görmezden gelindiler.

 

Kıymetli vatandaşlarım,

Aziz ocaklılar,

 

Hocalı’da yaşananların “Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” göz önüne alındığında, adi suçlar sınıfına girmesinin mümkün olmadığı açıkça görülüyor. Zira BM Güvenlik Konseyi kararlarında da belirtildiği üzere, Ermenistan devleti silahlı birlikleri ve Yukarı Karabağ’daki silahlı Ermeni unsurlar, 366. Motorize Alay’ın da desteğiyle sivil Türklere yönelik planlı ve sistematik bir eylem gerçekleştirmişlerdir. Hocalı katliamından yaklaşık beş ay önce başlayan bu uygulamalar, “Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” çerçevesinde soykırım suçunun unsurlarını açıkça taşımaktadır.

 

Başta Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere, bütün Türk cumhuriyetleri bu soykırımın dünyaya anlatılması için diplomatik, hukuki ve siyasi her türlü girişimde bulunmalıdır.

 

Yoksa günümüzde de olduğu gibi, Kırım’daki, Türkmen Dağı’ndaki, Doğu Türkistan’daki gibi, milletimiz acı hadiselerle karşılaşmaya devam edecektir.

 

Bu duygu ve düşüncelerle Hocalı Soykırım’ında ve Azerbaycan’da yaşanan Ermeni katliamlarında şehit olan soydaşlarımı rahmetle anıyorum. Sözlerimi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözleriyle bitirmek istiyorum:

 

“Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir"

 

Prof. Dr. Mehmet ÖZ

Türk Ocakları Genel Başkanı


Editör: TE Bilişim