Niğde Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Görür TRT Çukurova Radyosu’nda "Akdeniz’den Toroslara" adlı programa canlı telefon bağlantısı ile katılarak üniversitemiz yerleşkesi içerisinde bulunan ve 212 çeşit kuş türüne ev sahipliği yapan Akkaya Göleti'ni anlattı.

 

Yerleşkesinde Kuş cenneti bulunan bir üniversite olmanın Niğde Üniversitesi açısından önemli bir ayrıcalık olduğunu belirten Rektör Görür, gölet hakkında bilgiler verdi. 1974 yılında yapımı tamamlanan göletin asıl amacının Bor bölgesinin tarımsal sulama ihtiyacını karşılamak olduğunu belirten Rektör Görür, gölet çevresinde bulunan kayalık, bozkır ve ağaçlık alanlar ile zamanla gölet içerisinde oluşan sazlık alanların çeşitli türlere yaşam alanı oluşturduğunu bu nedenle de çok sayıda kuş türünün Akkaya göletini tercih ettiğini söyledi. 

 

Program sunucusu Nur Görür'ün gölet ile ilgili sorularını yanıtlayan Rektör Görür, "Akkaya Göleti'nin kıyısının üniversite yerleşkesi içerisinde olması hem bizim için hem gölet için hem de canlılar için bir şans. Çünkü biz özellikle göletin kıyısına 200 metre mesafeye kadar herhangi bir bina yapmıyoruz Hatta Sayın Cumhurbaşkanımız adına göletin kenarında bulunan 50 dönümlük arazide bir ağaçlandırma çalışması yaptık. Dolayısıyla oradaki bu yaşam alanlarının insanlar tarafından bozulmadan çok uzun süre devam edeceğini düşünüyoruz. Çünkü burası gerçekten İç Anadolu Bölgesi’nde önemli bir yer. Eğer İzmir Manyas, Sultan Sazlığı gibi kuş cennetlerini dikkate alırsanız burasının da ciddi bir kuş cenneti olduğunu görürsünüz. Konunun uzmanı olan bilim adamlarınca verilen bilgilere göre Türkiye de 450-500 arasında kuş türü bulunuyor bunun 212 tanesi de Akkaya Göleti'nde görülüyor. Mesela dünyada çok nadir rastlanan ve nesli tükenmekte olan mavi gagalı dik kuyruk adı verilen bir ördek türü burada görülebiliyor. Çeşitli ülkelerden konuya ilgi duyan turistler dünyada sayısı çok da fazla olmayan bu ördeği gözlemlemek için burayı ziyaret ediyor"dedi.

 

Bölgenin daha fazla gözlemci turist çekmesinin tanıtım ve ekonomi açısından Niğde’ye ve Niğde Üniversitesi’ne yapacağı katkılar hakkında görüşleri de sorulan Rektör Görür, bu doğrultuda çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek "Göletle yerleşkedeki binalar arasında bir rekreasyon alanı oluşturmak istiyoruz. Dolayısıyla o alan hem öğrenciler için bir sosyal alan olmuş olacak hem de göle doğrudan doğruya binaların yakın olmasına da bir engel oluşturacak. Dolayısıyla oradaki yaşam alanları korunacak. Bu rekreasyon alanıyla ilgili şu anda proje hazırlattırıyoruz. Burada kuş gözlem evleri yaptıracağız. Dolayısıyla daha modern yapıda ama doğayı da koruyarak güzel bir ortam oluşturmayı düşünüyoruz. Çünkü burası bizim için gerçekten önemli. Üniversitenin buraya sahip çıkması gerektiğinin zorunlu olduğunu düşünüyoruz ve bu alanı mümkün olduğu kadar korumaya çalışıyoruz. Bu anlamda söz konusu rekreasyon alanları planladığımız şekilde yapılabilirse gölet turistler için çok daha ilgi çekici bir hale gelecektir. Bunun doğa turizmi açısından da önemli bir yer teşkil edeceğini ve hem Niğde için, hem ülkemiz için, hem de Üniversitemiz için ciddi bir alan olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

 

Bu tür alanlarda görülen en önemli risklerinden birisinin kirlilik olduğu ve göletin temizliğinin nasıl sağlandığı, konusunda sorulan soruyu cevaplayan Prof. Dr. Adnan Görür, gölün kendi kendini temizleme imkânına sahip olmadığını belirterek şunları söyledi: “Maalesef bu yıla kadar çok fazla miktarda atık göle gelmekteydi. Bu yıl su tahliye edildi ve Devlet Su İşleri kontrolünde temizlik çalışmaları başlatıldı. Niğde Belediyesi arıtma tesisini tam kapasiteyle çalıştırıyor. Organize Sanayi Bölgesi’nin atığı var onlar ayrı bir arıtma tesisi oluşturdu. Biz de Üniversitenin atıkları için bir arıtma tesisi kurduk, çalıştırıyoruz.  Ucu tespit edilemeyen sıvı atıkların geldiği bazı noktalar belirledik.  Onları da bir yerde toplayıp doğal arıtma havuzu yaparak o havuza aktardık. Dolayısıyla şu anda Niğde Belediyesi, Niğde Üniversitesi ve Niğde Sanayisinin oluşturduğu üçlü bir çalışma ile gölete gerekli ihtimamı gösteriyoruz. Bu temizleme çalışması tamamlandıktan sonra öyle zannediyorum ki artık Akkaya Barajı gerçekten içinde canlıların rahatlıkla yaşayabildiği, beklide ileriki aşamada insanların yüzebildiği bir göl haline gelir. Daha da ötesi bu bölgede rüzgarın fazla olması dolayısıyla özellikle kuşların konakladığı bölgenin uzağında rüzgar sörfü bile yapılabileceğini düşünüyoruz. Kısaca baraj göletine büyük bir ihtimamın gösterildiğini söyleyebiliriz.  İnşallah bu duyarlılık bundan sonra da devam eder ve gölet kirletilmez. Arzumuz, tür çeşitliliğini koruyarak canlıların burada korunmasını, doğanın yapısının bozulmadan güzel bir alana sahip olunmasını sağlamak”.



Editör: TE Bilişim