Niğde Üniversitesi Ayhan Şahenk Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Ulutaş’ın panel başkanlığını yaptığı; Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erganiş, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ayhan ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Ali Ayar’ın panelist olduğu programa Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Mehmet Şener, il müdürleri, akademik personel ve davetliler katıldı.

Programın açılış konuşmasını Niğde İli Damızlık Koyun- Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Erdoğan Yılmaz yaptı. Birlik Başkanı Erdoğan Yılmaz, “Niğde Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği olarak Halk Eğitim ve İŞKUR’la birlikte düzenlemiş olduğumuz, 'Sürü Yöneticisi Benim' kursları açılmış ve bu çerçevede toplam olarak 405 kursiyere sertifikaları verilmiştir. Bu sertifikalar neticesinde iş istihdam olanağı sağlanmıştır. Birlik olarak ilimizde 2011 yılında merkezde 1. Halk Elinde Ülkesel Akkaraman Islah Projesi, 2012 yılında ilimiz Bor ilçesinde 2. Akkaraman Ülkesi Küçükbaş Hayvan Islahı, 2015 yılında yine Ulukışla ilçesinde Ülkesel Halk Elinde Kıl Keçisi Islah Projesi. 2013 yılında Çamardı İlçesi Halk Elinde Ülkesel Küçükbaş Akkaraman Islah Projesi devam etmekte olup toplam 30 bin Akkaraman anaç koyun ve 1.500 akkaraman damızlık koç ile birlikte ıslah çalışması devam etmektedir. Ayrıca Ulukışla İlçesinde 300 baş Teke ve 6 bin baş anaç kıl keçi ile ıslah çalışması devam etmekte olup bu ıslah çalışmalarına ait damızlıklarda damızlık seçiminde 8 bin 862 adet diş kuzular damızlık olarak ayırtılmıştır. Ayrıca 3 bin 73 adet erkek kuzu damızlık koç adayı olarak ayırtılmış ve hayvan sayısında toplam 11 bin 935 adet damızlık Akkaraman koyun ve koç adayında artış meydana gelmiştir. Kıl keçisinde ise 2012 yılından bu tarafa 2 bin 401 adet dişi oğlaklar ve 768 adet damızlık erkek oğlaklar ıslah projesinde damızlık olarak artış sağlanmıştır. İmkân verildiği takdirde önümüzdeki yıllarda ıslah sayısının 6 binden 10 bine çıkartılması halinde ülkemiz hayvancılığında önemli ölçüde damızlık artışları meydana gelecektir.” diye konuştu.

 

Erdoğan Yılmaz’ın ardından sözü panele başkanlık yapan Ayhan Şahenk Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Ulutaş aldı. Prof. Dr. Ulutaş panelin önemine değindi ve emeği geçenlere teşekkür etti.


Çalışmalarla ilgili olarak, Türkiye'nin tüm illerinde teşkilatlandıklarını belirten Prof. Dr. Veysel Ayhan ise, "Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği ise 16 Haziran 2006 tarihinde kurulmuş olup merkezi Ankara’dır. Türkiye genelinde 220 binin üzerinde üyesi, 800 ‘e yakın personeli ve yönetim kadrosuyla, 45 milyon civarında hayvan varlığına sahip Ülkemizin kırsal alanlar dikkate alındığında en büyük sivil toplum örgütlerinden biridir. Yüksek kalitede ve ülke ihtiyacına cevap verecek damızlık koyun ve keçi yetiştirmek suretiyle ülke ekonomisine, sosyal ve çevre yönüyle de faydalar sağlamak gibi bir vizyona sahiptir. Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği; Ulusal ve uluslararası damızlık koyun ve keçi ihtiyacını karşılamayı, İl Birliklerinin ıslah modellerini geliştirmeyi, kırsal nüfusun yaşam kalitesini yükseltmeyi, organik ve ekonomik bir biçimde koyun ve keçi eti ve sütü elde etmeyi ve genetik kaynakların korunmasına öncülük ederek ülkesel düzeyde ıslah programlarını uygulamayı kendisine misyon edinmiştir.” şeklinde konuştu. 

Panelin ikinci konuşmacısı Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Erganiş ise Koyun-Keçilerde Önemli Hastalıklar ve Koruyucu Aşılamalar” başlıklı konuya değindi. Prof. Dr. Osman Erganiş şu bilgileri verdi:“Koyun-Keçi yetiştiriciliği, ülkemizde genellikle küçük işletmelerden oluşmaktadır. Ekonominin temel kuralları, yetiştiricinin hayvancılıktan ekonomik beklentisi ile doğru orantılı olarak işler. Ülkemizde küçükbaş hayvancılık, meraya esaslı besleme yapılarak, bir kaç paraziter ilaç ve bir kaç aşı ile sağlık korunmaya çalışılır. Sağlık yönetiminde, biyogüvenlik (sürüye hastalık girmesinin önlenmesi için alınacak tedbirlerin tümü), aşılamadan önce/önde gelmelidir. Ancak, mikroplar, mevsimlere, şartlara bağlı olarak biyogüvenlik tedbirlerini aşarak bulaşabildiklerinden, hayvanların bağışıklık sistemlerinin, bu tür mikropları yenebilecek şekilde antremanlı hale getirilmesi gerekmektedir. Bu da aşılamakla mümkündür.” Prof. Dr. Osman Erganiş ayrıca biyogüvenlik, sürü sağlığı yönetimi, biyogüvenlik sürü sağlığı yönetimi ve programlı aşılama, sürü sağlığı yönetimi ve programlı aşılama koyunculukta biyogüvenlik, sürü sağlığı yönetimi ve programlı aşılama konularına da sunumunda yer verdi.


Panelde son konuşmayı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Dr. Ali Ayar yaptı. Ayar, “Tabii ki hayvancılık sektörü tüm dünyada en zor sektörlerden biridir. Geçmişte de dünyada dönüşümü, büyümesi karlı hale gelmesi sancılı olmuştur. Sanmayın ki sadece bizde oluyor bu işler, bizim sıkıntımız şu anda çekiyor olmamız bu dönüşümü yapmakta ve başlatmakta biraz geç kalmış olmaktan kaynaklanıyor. Burada dünyadaki örneklere baktığımız zaman bunların çoğunluğunun devletin zorlamasıyla değil tabanda yöneticilerin birlik olarak aşağıdan yukarı bir örgütlenme yaparak siyasette ve piyasada güç sahibi olmaları yönettikleri ürün ve faaliyetleri konusunda güç olmalarından kaynaklanan bir etkiyle ve yetkiyle sahip olduklarını hatırlatmak istedim." ifadelerini kullandı. 

Soru cevap bölümünün ardından panel başkanına ve panelistlere Rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Şener tarafından teşekkür belgesi verildi.
Editör: TE Bilişim