Lider Eğitimci Yazarlar Derneği (Eğit-Yaz Der) Niğde İl Başkanı Eğitimci-Yazar Ümit Deveci, “24 Kasım Öğretmenler Günü Nedir?” sorusuna farklı açıklamaları dile getirdi.

“SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR!”
Yıllardır çözüm bekleyen birçok sorunla birlikte birkaç gün sonra yine bir öğretmenler günü kutlayacağız. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün bir öğretmen için hayattaki karşılığı maalesef pek kalmamıştır. Yine görsel ve yazılı medya da örnek olarak gösterilecek birkaç tane öğretmen ismi duyacağız. Birbirinden cicili bicili sözlerle gururumuz okşanmaya çalışılacak. Göstermelik törenler, belki ağızlara çalınacak bir parmak bal...

Yazarımız Ümit DEVECİ yazdı:
İngilizlerin unutulmaz bir futbolcusu vardır. Gary Lineker, Katıldığı bir dünya kupasında ülkesi adına attığı 6 golle gol kralı olmuştu. Oynadığı dönemin şöhretli futbolcularındandı. Benim aklımda attığı gollerle değil, futbol ile ilgili yaptığı bir tanımla kalmıştır. Kendisine “Futbol nedir?” diye soran bir muhabire” Futbol herkesin oynadığı ama sonunda Almanların kazandığı basit bir oyundur” diye cevap vermişti. Meslek içinde yaş ve kıdem almış bir öğretmene de “24 Kasım nedir?” diye sorarsanız Gary Lineker tarzı bir cevap almanız kuvvetle muhtemeldir.

Yıllardır çözüm bekleyen birçok sorunla birlikte birkaç gün sonra yine bir öğretmenler günü kutlayacağız. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün bir öğretmen için hayattaki karşılığı maalesef pek kalmamıştır. Yine görsel ve yazılı medya da örnek olarak gösterilecek birkaç tane öğretmen ismi duyacağız. Birbirinden cicili bicili sözlerle gururumuz okşanmaya çalışılacak. Göstermelik törenler, belki ağızlara çalınacak bir parmak bal. Tek anlamlı olan ise eşimizin, dostumuzun, öğrencilerimizin ve velilerimizin samimi gün kutlamaları olacak. 24 Kasımda saat tam gece yarısını gösterip 25 Kasıma geçtiğimiz de yine balkabağına dönüşecek hayatımızda şu gerçeklerle yaşamaya devam edeceğiz.

(Bir sendikanın 2017 yılında yaptığı bir araştırmaya göre)  %60 ımız son bir yılda hiç tiyatroya gitmemiş,%37 si son bir yılda sinemaya gitmemiş,%69 u gelir yetersizliği nedeniyle örnek olabilecek ölçülerde giyinemeyecek,%67 si aynı nedenlerle kitap, dergi ya da gazete almakta zorlandığını belirtecek. Geleceğe dair umut aşılaması gereken öğretmenlerin %62 si gelecekten umutlu olmadığını, %77 si öğretmenliğin artık saygın bir meslek olmadığını düşündüğünü belirtmiş.% 41 imiz ev kredisi,%24 ümüz otomobil kredisi, ödüyor.% 27 miz kirada oturuyor, %15 imiz çocuğunu eğitimi için kredi kullanmış. Yine her beş öğretmenden biri ek iş yapıyor, beş öğretmenden biri esnafa borçlu ve beş öğretmenden biri şahıslara borçlu.% 24 ü kredi kartının asgari borcunu ödeyebiliyor,% 16 sı her ay borç arıyor. İç karartıcı sonuçlar bu şekilde uzayıp gidiyor.

Öğretmen artık ciddi adımlar bekliyor. Unutmayınız ki iyi doktorlar, iyi mühendisler iyi bilim adamlarına her toplumun ihtiyacı var. Bunları öğretmenlik mesleğine yatırım yapmadan ihtiyacınız olan sayıda ve nitelikte elde edemezsiniz. Öğretmenlerin %69 u gelir yetersizliği nedeniyle mesleki motivasyonunun ve veriminin düştüğünü belirtmiş. En iyimser ihtimalle ilkokulda her iki çocuktan biri böyle bir öğretmenle karşılaşacak. Branş öğretmenlerinin girdiği ortaokul ve lisede ise bir öğrencinin bu durumdaki bir öğretmenle karşılaşmama ihtimali neredeyse yok gibi.

Öğretmenden esirgenen her hak, ülkenin geleceğinden çalınmış bir parçadır. Öğretmenlik öğrencisiyle, velisiyle, yöneticisi ya da personeliyle toplumun neredeyse tamamının etkilendiği bir meslektir. Dolayısıyla bir ülkenin geleceğine dair ortaya koyduğu hedeflerin ulaşılabilirliği ile öğretmene yapılan yatırım paralellik gösterir.

Sayın yetkililer; 3600 göstergemizi verin, uğradığımız fiziksel ve psikolojik şiddete engel olacak önlemleri ivedilikle hayata geçirin. Meslektaşlar arasında eşitliği sağlayın. Siyaset kurumunu eğitimin kırılgan, hassas yapısı içine sokmayın. Eğitimi geleceğin dünyasına ayak uyduracak şekilde planlayın, çağın gereklerini göz ardı etmeyin.

Anneler babalar, küçük yaşta çocuklarınızı evlendirmeyin. Çocukların kucağına çocuk verilmesine en başta engel olun. Bireyler kendi olgunluklarını tamamlamadan, başka bir bireyin sorumluluğunu taşıyamaz. Bazen el ele tutuşmuş okula gelen iki çocuk görüyoruz ve bu çocuklardan biri diğerinin velisi oluyor.

Anne baba adayları; yetince ilgi gösteremeyeceğiniz, koruyup kollayamayacağınız, kitap, masal okuyamayacağınız, doyurup giydiremeyeceğiniz çocukları dünyaya getirmeyin. En yakın sağlık kuruluşuna giderek doğum kontrolü hakkında destek alın. Türkiye’de çocuk olmak raporuna göre çocuk işçi sayısı 2 milyon civarında. Bu kabul edilemez bir sayı. Çalışıp para kazansın diye çocuk dünyaya getirmeyin. Kendi çocuğunuzu dünyanın en önemli kişisi, öğretmenleri sadece sizin çocuğunuz için bu mesleği yapan kişiler, okulları sizin çocuğunuz için yapılmış kurumlar ve diğer çocukları sizin çocuğunuza arkadaşlık etsin diye getirilmiş çocuklar olarak görmeyin. Unutmayın, çocuğunuzun ilk göreceği okul eviniz, ilk öğretmeni de sizsiniz.
24 Kasım her yıl öğretmenlerin birkaç günlüğüne sevilip ilgi gördüğü ama sonunda unutulduğu bir gün müdür? Yoksa yeni bir tanımın yapılma zamanı gelmiş midir? Birkaç güne öğreneceğiz.
 
Editör: TE Bilişim