Niğde’nin merkeze bağlı bir kasabası; Değirmenli…
Değirmenli Kasabasının başarılı öğrencileriyle dolu okulu Değirmenli Atatürk İlköğretim Okulu…
 
Okula bu yıl atanan müdür ve müdür yardımcısı ilginç bir olayla karşılaşırlar. Okul Müdürü Yılmaz İkier, Müdür Yardımcısı Ahmet Yiğit ve başarılı Beden Eğitimi Öğretmeni Mehmet Onur, öğrencilerinin voleybol turnuvasına katılmasını isterler.
Öğrenciler istekli ve gayretli…
Toprak sahada antrenmanlara başlanır.
Turnuva zamanı yaklaşır ama öğrencilerin maçlarda giyecek bir formaları bile yoktur… 
 
“Ben yaşadıkça bu çocuklar maçlara formasız çıkmaz”
 
Okul Müdürü, köydeki bir iş adamının kapısını çalar. “Fidan Baba” olarak anılan Mevlüt Eke’ye başvurulur.  
 
Durumlar anlatılır. Mevlüt Amca da “Ben yaşadıkça bu çocuklar maçlara formasız çıkmazlar hoca” der.
 
Hatta Mevlüt Amca’nın hanımı da destek olur ve “Bunlar yaptırmazsa formaları, söz ben yaptıracağım” diyerek fedakarlığını ortaya koyar…
 
Ve serüven böyle başlar.
Öğrencilerin formaların hakkını verdiği söyleyen Beden Eğitimi Öğretmeni Mehmet Onur öğrencilerinin ilk maça çıkarken söyledikleri sözü hiç unutmuyor:
 
“Öğretmenim biz artık emanet forma ile maça çıkmıyoruz! Kendi formamız ile maça çıkıyoruz ve bunun da hakkını vereceğimizden emin olun!”
 
Sıkı çalışmalar sonucunda voleybol takımı küçük erkeklerde il üçüncüsü ve yıldızlar erkekler kategorisinde il dördüncüsü olarak kupa ile okullarına dönerler.
“Fidan Baba”
Böyle bir hikayeye konu olan Eke Tarımın sahibi Mevlüt Eke’nin ilginç bir hayat hikayesi var. Halk arasında “Fidan Baba” olarak bilinen Mevlüt Amca, 80 bin dekar fidanlık, 180 bin  dekar bodur elma, 120 bin dekar kiraz bahçesi ile ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Aynı zamanda söylenmesini pek istemese de devamlı eğitim–öğretime  de katkı sağlıyor. 
 
Gerçekten hareketli şaşırtıcı ve sürprizlerle dolu ve en önemlisi başarılı bir hayat hikayesini kendisinden dinledik.  
 
“Değirmenli’de doğdum. Yaşım biraz ilerleyince buralar bana dar gelmeye başladı. Babam da benim bu huyumu bildiği için devamlı kontrol altında tutuyordu. Bir gün babamın buğday ambarından izinsiz (ama ödünç) olarak bir miktar buğday aldım. Buğdayı sattım ve o parayla İstanbul’a gittim. İstanbul’a vardığım ilk gün paramı çaldırdım…”
“Tek sermayem yorganımdı”
İlk gün parasını çaldırdığı için artık tek sermayesi zekâsı, cesareti bir de yorganıdır. Her halde İstanbul’dan hatırı sayılır bir para ile Ankara’ya göç ettiğini söylersek İstanbul’daki yaşadıklarını özetlemiş oluruz. Çünkü ilk gün elindeki tek somut şey yorganıydı. 
“Ankara’da ilk önce at arabası buldum ve mahalle aralarında sebze satmaya başladım” diyen Mevlüt Amca, ticari dehası, zekâsı ve güler yüzü sayesinde önce manav dükkânı açar ve ardından toptancılığa başlar. Ankara günlerinde en çok üzerinde durduğu ve ısrarla belirttiği şey eşinden gördüğü destektir.
Hayat belli bir süre sonra onu Adana’ya da sürükler. Burada ticari başarısının yanında talihsiz bir olay yaşayarak cezaevine girer. Maddi varlığını bu dönemde kaybeder. İdamla yargılanır. Ama 3,5 sene sonra tahliye olur. 
 
Yıllar sonra köye döndüğünde hiç sermayesi yoktur ve biraz yorgundur. Ama Mevlüt Eke pes etmez. Her şeye sıfırdan başlar ve bugün uluslar arası ticaret yapan bir firmanın sahibi olarak yaşamını sürdürür.  
“Ziraat mühendislerine sormadan meyvecilik olmaz”
İlerleyen yaşına rağmen hâlâ hayat dolu olan Mevlüt Amca, meyveciliği modern anlamda sürdürüyor ve şu tavsiyelerde bulunuyor:
 
“Beldemizde meyvecilikte daha modern bahçeler kurulmalıdır. Ayrıca sulama yöntemi olarak damlama sulama sistemine geçilmelidir. Eski bahçeler yenilenmelidir. Bununla beraber aşılama yapılmalı ve yeni bodur sisteme geçilmelidir. Bunlar uygulandığında daha kaliteli birinci sınıf bir ürün üretmek mümkün olacaktır. Kesinlikle ziraat mühendislerinden faydalanılmalıdır. Bu şekilde ürünümüz daha kaliteli ve uluslar arası piyasada daha çok rağbet gören birinci sınıf ürünler olarak daha yüksek fiyatlara satabiliriz.”
 
“Teşekkürler Fidan Baba!”
Her zaman olduğu gibi eğitime katkıda bulunmaya devam eden Fidan Baba’ya geçtiğimiz günlerde Değirmenli Atatürk İlköğretim Okulu öğretmen ve öğrencileri bir sürpriz yaptı.
 
“Bu çocuklar formasız maçlara çıkmaz” diyen Mevlüt Amcalarına teşekkür etmek için Okul Müdürü Yılmaz İkier, Müdür Yardımcısı Ahmet Yiğit, Beden Eğitimi Öğretmeni Mehmet Onur, Sınıf Öğretmeni Bülent Kantaş, Memur Yasin Öztekin ve 12 öğrenci ziyaret ettiler.
 
Çam sakızı çoban armağanı olarak Mevlüt Amcalarına baklava götüren öğrenciler, bir de teşekkür belgesi hediye ettiler. Bu ziyaret hem Mevlüt Eke’yi hem de oğlu Şirzat Eke’yi oldukça duygulandırdı.
 
 
Fidan Baba’nın hediye ettiği formaları evlerinin en güzel yerinde saklayan Değirmenlili öğrenciler hep birlikte şöyle teşekkür etti:
 
“İyi ki varsın Fidan Baba…”
Ahmet Yiğit, “örnek olacak hareketler bunlar” diyerek fotoğrafladı ve www.defterk.com'a haber verdi… "örnek olacak bir hareketle" defterk.com'da bize haber verdi... bizde sizlere...sizde...


Editör: TE Bilişim