Atatürkçü Düşünce Derneği Niğde Şube Başkanı Sevgi Özbek, Menemen Olayının yıl dönünü nedeni ile bir basın açıklaması yaptı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Efendiler ve Ey Millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakikî tarikat, medeniyet tarikatıdır” veciz sözleri ile açıklamasına başlayan Özbek basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

ADD Niğde Şube Başkanı Sevgi Özbek ; “Kurtuluş Savaşında düşman işgalinin acılarını çekmiş ve kahramanlık örnekleri vermiş bir yurt köşesidir Menemen. Devrim tarihimizde geçen bu olay “Menemen İsyanı” değil “Menemen İrticai” ya da “Menemen Olayı” dır. Olayın bedelini fazlasıyla ödeyen Genç Öğretmen Subay Kubilay, Mustafa Kemal’in söylediği; “Türk Genci, Devrimlerin ve Rejimin sahibi ve bekçisidir.” sözünü daha 1930’larda doğrulamıştır.

Mustafa Fehmi Kubilay, 1906 yılında Adana, Kozan'da dünyaya geldi. Girit'ten göç etmiş bir ailenin çocuğu olan Kubilay, ilköğrenimini 1913-1919 yılları arasında Aydın'da tamamladı. 1926 yılında Bursa Ö ğ r e t m e n Okulunu bitirdi ve aynı yıl Aydın'da öğretmen olarak göreve başladı. Daha sonra Menemen'e gelerek, o zamanki adıyla Zafer İlkokulu'nda (şimdiki adıyla Kubilay İlköğretim Okulu) görev yaptı. "24 yaşında Menemen'de yedek subay olarak askerlik görevini yaparken, 23 Aralık 1930'da, kendisini Mehdi olarak tanıtan Derviş Mehmet ve arkadaşları, Menemen'in binlerce kişilik halife ordusuyla kuşatıldığını söyleyerek, halkın yeşil bayrak altında toplanmaları gerektiğini duyurarak "şeriat isteriz" diye sokaklarda gösteriler yaparlar. Kısa bir zaman içerisinde, tam bir irtica hareketine dönüşen gösterileri bastırmak amacıyla görevlendirilen yedek subay Kubilay ve beraberindeki bir manga askere, gözü dönmüş caniler "din elden gidiyor" çığlıklarıyla önce ateş ederek Kubilay'ı yaralamış, daha sonra da, caminin musalla taşına yatırarak, testere ağızlı bıçakla başını kesmişlerdir. Bu sırada kendilerine engel olmak isteyen iki mahalle bekçisini de öldürmüşlerdir. Gözlerini kin ve nefret bürümüş yobazlar, yaptıklarıyla yetinmeyip, Kubilay'ın gövdesinden ayrılmış başını yeşil bayrağın ucuna bağlayarak Menemen sokaklarında gezdirmişlerdir. Bütün bunlar yaşanırken, yine tekbirler getirilmekte "ey ahali, din elden gidiyor" çığlıkları Menemen sokaklarında yankılanmaktadır. Yobazlar, her devirde olduğu gibi, bugün de, Allah'ın ululuk sıfatı olan tekbiri kendi çıkarları için kullanmaktadırlar. Menemen olayı, genç cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. Menemen olayı sonrası, Atatürk'ün orduya yolladığı başsağlığı mesajında şu ifadeler yer almaktadır: "Cumhuriyetin değerli uzvu Kubilay Bey temiz kanıyla cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır. "

Yaşadığımız laik Türkiye Cumhuriyetinde, birlik ve beraberliğimizi zayıflatmayı hedef alan içten ve dıştan gelecek her türlü tehdide karşı, halkımızın ve tüm anayasal kurumlarımızın her zemin ve şartta uyanık olması ve bu faaliyetlere karşı koyması gerekmektedir. Gençlerimize de, ataları tarafından laik cumhuriyeti kollama görevi verilmiştir.


ADD olarak, Laik ve Demokratik Cumhuriyetimizin yaşatılması ve korunmasındaki sorumluluğumuzun bilinciyle, bundan 84 yıl önce Cumhuriyeti korumak uğruna öldürülen Mustafa Kemal Fehmi’yi , bugüne kadar bu uğurda hayatını kaybeden tüm Devrim Şehitlerimizi rahmetle minnetle anıyoruz… Tarihte hiç bir ülke aydınlanma ve özgürlüğü için bu kadar şehit vermemiştir. Türkiye aydınlanması; bağımsızlığı ve Cumhuriyet'i için Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden yürümeye devam ettikçe ve önemli olan vatansa; geriye kalan her şey tefarratuat olacaktır”dedi.




Editör: TE Bilişim