Türk Yerel Medyası AB Yolunda Semineri'nin sonuncusu Mersin'de yapıldı.

Daha önce 9 ilde gerçekleştirilen seminerin Mersin ayağına Adana, Hatay, Karaman, Osmaniye'den medya mensupları  ile Niğde'den Niğde Gazeteciler Cemiyeti(NGC) Başkan Vekili Süleyman Tuzcu, NGC Başkan Yardımcısı Yeni Yıldız Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şerife Türkeş Kanaatbilen, NGC Başkan Yardımcısı ve Bor'da Sabah Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni İsmet Ünver ve Yeni Yıldız Gazetesi İmtiyaz Sahibi Arif Kanaatbilen katıldı.




Yaşar; "Yerel medyanın güçlü olması demokrasinin gücüne işaret eder"



Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, Avrupa
Birliği (AB) yolunda yerel medyanın son derece önemli olduğunu
belirterek, Türk Yerel Medyası AB Yolunda Projesi ile yerelin gücünü
arkalarına almayı hedeflediklerini söyledi. Seminer programına,
katılımcı medya mensuplarının AB'ne Türkiye'nin alınmayacağı
konusundaki genel kanaat ve bu konudaki Türkiye' ye yapılan çifte
standartların sık sık dile getirilmesi damgasını vurdu. Ayrıca, AB
projelerinden iktidara yakın olan sivil toplum örgütleri, meslek
kuruluşları, diğer kişi ve kurumlara pozitif ayrımcılık yapıldığı
iddiaları gündeme getirildi ve bu konuda ciddi çalışmaları olduğunu
söyleyen Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yöneticileri, AB yerel medya
projelerinin üniversite, ajans işbirliği ve desteğine rağmen anlamsız
gerekçelerle onay alınmamasını, bilinen gerekçelere bağlı olduğunu
ilettiler. AB Bakanlığı Yetkilileri ise, bu iddiaların doğru
olmadığını projelerin bağımsız kuruluşlarca çok titiz olarak
değerlendirildiğini söylediler.



Türk Yerel Medyası AB Yolunda Projesi Bölgesel Bilgilendirme
Semineri'nin sonuncusu Mersin'de yapıldı. Daha önce 9 ilde
gerçekleştirilen seminerin Mersin ayağına Adana, Hatay, Karaman,
Osmaniye'den medya mensupları  ile Niğde'den Niğde Gazeteciler
Cemiyeti(NGC) Başkan Vekili Süleyman Tuzcu, NGC Başkan Yardımcısı Yeni
Yıldız Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şerife Türkeş Kanaatbilen,NGC
Başkan Yardımcısı ve Bor'da Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet
Ünver ve Yeni Yıldız Gazetesi İmtiyaz Sahibi Arif Kanaatbilen katıldı.



Sutlaşa Otel'de yapılan seminerin açılışına AB Bakanlığı Bakan
Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, İngiltere Büyükelçiliği Ekonomi
ve Siyasetten Sorumlu Diplomatı Andrew Connell, Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya ve Mersin Vali Yardımcısı
Suphi Olcay da katıldı.



Türkiye'nin AB sürecinde yerel medyanın bilgilendirilmesini amaçlayan
seminerin açılışında konuşan AB Bakan Yardımcısı Yaşar, 1959 yılında
Başbakan Adnan Menderes'in başlattığı AB katılım prosedürünün, bugün
yerel düzeyde çok canlı biçimde devam ettiğini kaydetti. Bakanlık
olarak, Avrupa sürecinin yerelde başladığı inancında olduklarını ve
yürüttükleri çalışmaların çıktılarını gördükçe bu inancın ne denli
doğru olduğunu da test ettiklerini dile getiren Yaşar, "Bazıları
zannediyor ki, biz sadece yereli bilgilendirmeye geliyoruz. Aslında
biz yerelin gücünü arkamıza almaya geliyoruz. Bilgili, kendi
çıkarlarının farkında, AB ilişkilerinin, kendi toplumsal düzeyinin
farkında olan yerel medyanın, toplumun gücünü arkamıza almak
amacındayız ve bunun ne kadar önemli olduğunun farkındayız.
Dolayısıyla yerel medyayı Ankara'dan gelip aydınlatmaya çalışan
jakoben bir mantıkla değil, yerel medyanın gücüne, yerelin sesine
ihtiyaç duyan, dolayısıyla demokrasiye en içten biçimde inanmış olan
bir fikirle Mersin'e geldik. Biz Kurtuluş Savaşı'nı yerel kongre
iktidarlarının güçleriyle kazandık. Bugün de Türkiye
demokratikleşmesini, AB ilişkilendirilmesini, gücünü yerel medyanın,
yerel seslerin, yerel yönetimlerin kendini en güzel biçimde ifade
etmesiyle bulacaktır" dedi.

 


Yerel yönetimleri, valilikleri ve yerel medyayı AB sürecinin çok
önemli paydaşları olarak değerlendirdiklerini ifade eden Yaşar, Türk
Yerel Medyası AB Yolunda projesini geçen yıl Mayıs ayında
İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği ile birlikte başlattıklarını
anımsattı. AB projesinin, yüzyılın barış ve huzur projesi olduğunu
vurgulayan Yaşar, "Bu projenin içerisinde Türkiye'nin olmak istemesi
kadar doğal bir şey söz konusu olamaz. Biz AB projesinin içinde olmak
istiyoruz ama AB projesinin içinde olsak da olmasak da AB projesinin
ayakta kalması insanlık tarihi için son derece önemlidir. Ama böyle
bir projenin içinde olmak Türkiye'ye büyük katkılar sağlayacaktır. Biz
batıya akan bir nehiriz, bunun bir biçimde AB üyeliği ile biteceği
konusunda kesin inancımız var" diye konuştu.



"HALKIN AB ÜYELİĞİNE DESTEĞİ ARTTI"



AB'nin zaman zaman motivasyon kırıcı eylem ve söylemler
gerçekleştirdiğine dikkat çeken Yaşar, buna rağmen halkın AB üyelik
müzakerelerine desteğinin her geçen gün daha da arttığını ve geçen
yıla göre yüzde 10'luk bir artış olduğunu bildirdi. Türkiye'nin AB
üyelik sürecinin temel hedefinin, çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine
çıkmak olduğuna işaret eden Yaşar, şöyle devam etti: "AB üyeliği
müreffeh, daha demokratik, daha güçlü bir Türkiye için önemli bir
araçtır. Bunun da en önemli bileşenlerinden bir tanesi yerel medyanın
sesi, nefesidir. AB süreci sadece Ankara ve Brüksel'de kapalı kapılar
ardında yapılan üst düzey toplantılardan, 5 yıldızlı otel salonlarında
düzenlenen resepsiyonlardan veya liderlerin aile fotoğrafları
verdikleri zirvelerden ibaret değil, bizler bunun farkındayız. Yerel
ses, AB katılım prosedürünün en önemli parçalarından biridir."



Türkiye'nin aday ülke olarak AB uyum çalışmalarının 10 yılı aşkın bir
süredir devam ettiğini ancak, hala merkez yönetimin taşra
teşkilatları, yerel yönetimler ve halkın AB ile yürütülen
çalışmalarından istenilen seviyede haberdar olmadığını savunan Bakan
Yardımcısı Yaşar, "AB'ye katılım sürecimiz, tüm illerimizin AB'ye
üyelik süreci çerçevesinde kaydedeceği değişimin tüm ülkemize hakim
olmasıyla mümkün olacaktır. AB üyelik süreci, bizim için hedefin
kendisinden daha da önemli. AB süreci varmak istediğimiz amacı
kilitlemiş olabilir ama bu sürecin kendisi başlı başına tarihi bir
zaman dilimini göstermektedir" ifadelerini kullandı.



"GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR AVRUPA DEMEKTİR"



İngiltere Büyükelçiliği Ekonomi ve Siyasetten Sorumlu Diplomatı Andrew
Connell de Türkçe yaptığı konuşmasında, İngiltere'nin, Türkiye'nin
AB'nin üyeliğini güçlü bir şekilde desteklediğine vurgu yaptı.
İngiltere Başbakanı David Cameron'un, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
Kasım ayında gerçekleştirdiği tarihi İngiltere ziyareti sırasında,
İngiltere'nin Türkiye'nin AB yolundaki destekçisi olduğunun altını bir
kez daha çizdiğini anımsatan Connell, "İngiltere'ye göre, Avrupa'da
iyi bir ekonomi, iyi bir siyaset ve güvenlik için Türkiye çok önemli
bir yere sahip. Güçlü bir Türkiye güçlü bir Avrupa demektir. İngiltere
Hükümeti bu amaçla, 2003 yılından beri Türkiye'de çeşitli projelere
destek sağlıyor. Bu destek yaklaşık 8 milyon pounda ulaştı. Türk
halkının, Türkiye'nin AB'ye gerçekten katılıp katılmayacağı konusunda
şüpheci yaklaşımının arttığı bugünlerde yerel medyanın
bilgilendirilmesi daha da önem kazandı. Özgür ve iyi bilgilendirilmiş
bir medya, zor olan bir süreçte kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından
kritik bir rol oynamaktadır. Kamuoyunun şu anda ilerlemenin önünde
duran siyasi engeller hakkında olduğu kadar Türkiye'ye verilen destek
konusunda da bilgilendirilmesi gerekmektedir ve kamuoyunun burada
gerçekleştirilen ve Türkiye'nin AB'ye nihai üyeliği için kritik öneme
sahip olan iç reformların hızından da haberdar olması gerekir. Türk
halkı ancak bu şekilde daha bilgili ve bilinçli olacak ve halkın
desteği ile AB'nin önemi artacaktır. İngiltere de AB üyeliğinin
yolunda zorluklarla karşılaşmıştı, tıpkı Türkiye gibi bizlerde sebat
ettik ve sonunda birlik içerisindeki yerimizi kazandık. Dolayısıyla bu
proje çok önemli" dedi.

 


Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya ise
konuşmasında kurumun yaptığı çalışmalar üzerinde durdu. AB'nin,
Tanzimat'tan bu yana süregelen modernleşme sürecinin önem arz eden
adımlarından birisi olduğunu belirten Karakaya, bu süreçte yerel
medyanın tıpkı Kurtuluş Savaşı fikrinin benimsetilmesinde ve
demokrasiye geçiş sürecinde oynadığı rol gibi çok önemli bir
fonksiyonu bulunduğunu kaydetti. Bu nedenle yerel medyanın
güçlendirilmesi ve geliştirilmesinin büyük önem arz ettiğini ifade
eden Karakaya, bu çerçevede pek çok çalışma yaptıklarını anlattı.
AB'nin, devletin ve toplumun büyük önem verdiği tarihsel bir proje
olduğunu vurgulayan Karakaya, tam üyelik hedefine ulaşmak için tüm
kurumlara hala önemli görevler düştüğünü, Genel Müdürlük olarak bu
süreç için üzerlerine düşeni yaptıklarını söyledi.
Seminer programına medya mensupları AB Türkiye'nin alınmayacağı ve bu
konudaki ülkemize yapılan çifte standartların sık sık dile getirilmesi
damgasını vurdu. Seminer sonunda medya mensuplarına katılımcı
sertifikaları AB Bakanlığı Bakanlığı Müsteşarı M. Haluk ILICAK
tarafından takdim edildi. Seminer programı, Londra ve Brüksel'e
yapılacak çalışma ziyareti çekilişiyle sona erdi.

 

Editör: TE Bilişim