GS AŞ’Lİ DEĞİL, GALATASARAYLI OLMAKTAN MUTLU OLMAK!
 
 
Bu satırların yazarı 1970’li yıların başından bu güne Galatasaraylıdır. Işıklar içinde yatsın Metin Kurt ağabeyin  (GS’li sol açık) o dönem Kayseri Spor da oynamasının Galatasaraylı olmamızdaki derin etkisidir mi, nedir bilinmez ben çocuk yaşlarımdan bu yana babama rağmen (ışıklar içinde yatsın sıkı bir BJK taraftarıydı) Cim Bom’lu ola geldim.
 
 
     Avrupa futbol liginde ilk on altıya kalışımızı, Braga’yı 2–1 yenip, “İngiliz’in Sicimine” ihtiyaç duymadan bir üst tura yükselişimizin tanıklığını Niğde Avukatlar Evinde dostlarla birlikte yaşadım. (Niğde Barosu bir önceki yönetimi ilimizde mukmin avukatların mesleki onuruna yakışır güzel bir mekânı Niğde’mize kazandırmış. Bu güzel mekânı ve Avukatlar evi çalışanı güzel insan Gökhan Kardeşimizi ileriki günlerde bu köşeden okurlarımıza anlatacağım sözünü verip parantezi kapatayım.)
 
 
      Şampiyonlar ligi maçları taraflı tarafsız tüm futbol severlerin ilgi odağı olagelmiştir. Taraftarı olduğum Galatasaray’ın geçmişten bu güne Avrupa futbol sahnesindeki başarılarının ve elbette ki ülkemiz ligimizdeki mücadelesinin de sıkı takipçileriler inden ola geldim. Dün (Çarşamba akşamı) sıkı bir GS’li taraftar gurubuyla ki İstanbul’dan kalkıp ilimizde yenilenebilir enerji sistemlerini tanıtmaya gelen Cevdet ve Ercan kardeşlerimiz de vardı. Cümbür cemaat hep birlikte Avukatlar evinin sıcak atmosferinde GS’li olmanın tadını çıkardık.
 
 
      Tadını çıkardık dedimse de, elbette maç süresince özellikle de 0–1 geride olduğumuz 1–1 berabere kaldığımız süreler boyunca ve hatta 2–1 öne geçip Avrupa’nın ilk on altısına kalmayı garantilediğimiz de dahi Niğde den Portekiz’e  “ileri” taktiksel önerilerimizi göndermeyi ihmal etmedik. (Zaten benim GS’li olmaktan en çok haz ettiğim bu eleştirisel kimliğimiz ola gelmiştir.) Maçın başlama düdüğünden son bitiş düdüğüne kadar büyük bir heyecan duyarak Niğde Avukatlar Evinin sıcak atmosferinde dostlarla birlikte güzel anlar yaşadık.
 
 
      Nasıl yaşamayalım ki! Yerli hoca eşliğinde ilk maceramız olacak Avrupa futbolunun kreması da denilen ilk on altı içine girişimize tanıklık ediyoruz. GS AŞ’li değil gerçek Cim Bob’luların zevkten derler ya dört köşe olduğu bir akşamı idrak ettik.Maçın tüm taktiksel eleştirisi dün akşam maçın son düğüne takıl kaldı.Sevinç,sevincimiz görülmeye değerdi.Aralık ayı  ayazında gece yarısı yüzlerce,binlerce GS’ linin  yurdumuzun hemen her yerinde olduğu gibi Niğde’mizde de cadde ve sokaklara çıkarak haklı sevincini paylaşması görülecek güzellikteydi.Ne mutlu bana.Bir fiil görerek ve göstererek yaşadım.
 
 
     Fatih Hocanın maçtan bir gün önce verdiği demeçte haklı olarak belirttiği "Bu maça bu şekilde çıkmak denk geldi. Braga bu grubun en kuvvetli, güçlü ve kaliteli ekiplerinden birisi. Ama futbol böyle bir şey, bazen şartlar ne olursa olsun istediğiniz sonuçları alamıyorsunuz. Braga bizi yendiği zaman ikinci maçtı. 3 puanı vardı. Şu anda 6. maç ve yine 3 puanı var. O gün 3 puanımız yoktu, ama bugün 7 puanımız var. Dediğim gibi istediğiniz şeyleri alamıyorsunuz. Ama bu Braga'nın güçlü ve iyi bir takım olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yarın onun için zor maç olacak.” Evet, zor maç oldu! Lakin kazanmasını bildik ve en önemlisi kazanmayı verilen mücadeleyle hak ettik. Hocanın “Ümit ederim İngiltere'den gelecek haberleri beklemek zorunda kalmayız.” Temennisi gerçek oldu.
 
 
     Gerçektende dün taraflı tarafsız  tüm yurttaşlarımızın ortak kanaati (en azından gün içinde benim görüştüğüm yurttaşlarımızın ortak kanaati) “el çü…..le  gerdeğe girilmeyeceği” yönündeydi ve öylede oldu. Kendi göbeğimizi kendimiz kesip “İngiliz sicimine” ihtiyaç duymadık.Bu böyle olunca da sevincimiz ikiye katlandı.Teşekkürler Galatasaray.Teşekkürler Cim Com.İyi ki varsınız ve bu mutlulukları bizlere yaşatıyorsunuz.
 
 
       Yazımızın özü özeti; Ne mutlu bana Galatasaraylıyım. Ne Mutlu bana Galatasaraylılığımın GS’AŞ den ayırt etme bilincinde olarak futbolun kolektif üretiminin ne olduğunun farkında olarak büyük keyif alıyorum.