Balkondan devam; Başbakan Recep Erdoğan’ın balkon konuşmasına bakılıp  “gerginliğin devam edeceğine” dair derin yorumlar yapılıyor. Hiçbirine katılmıyorum!..
Çünkü;
Gerginlik dönemi bitti. Tası tarağı toplatma dönemi başlıyor.
Maddeler halinde sıralayalım;
* Recep Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yolu açıldı.30 Mart öncesi en kuvvetli aday olarak gözüken Abdullah Gül’e  “çekil kenara” dese (belki de Pazartesi günü akşamı demiştir) ne olur?.. Abdullah Gül,  “hayır olmaz. Ben adayım” diyebilir mi?.. 
Sesini bile çıkaramaz Gül.
Haydi, onu bırakalım. AKP’deki Gülcüler kıpırdayabilir mi?..
Yüzde sıfır ihtimal.
İçine düştükleri bu halden sonra muhalefet Erdoğan’ın karşısına dişli bir adayda uzlaşıp meydan okuyabilir mi?..
Bıyık altından nasıl da güldüğünüzü görür gibi oldum.
Pekii!.. Cumhurbaşkanı olma yolunda çok istese de Recep Erdoğan gerginlik çıkarabilir mi?
Gördüğünüz gibi şartlar müsait değil. Olmaaz!..
* PKK-BDP ortaklığının Güneydoğu’da özerklik ilan etmesi.
Bu konuda dün bir gerginlik oldu da mı yarın olsun?.. Recep Erdoğan, terörist  Öcalan ile müzakere masasında iken laf olsun torba dolsun söylemlerinin dışında başka ne oldu?.. Adamlar, güle oynaya, demokratikleşme masalları ile her türlü bölünme taşlarını ustaca döşemediler mi?.. En milliyetçi diye gözüken partiler teşkilatlarını niye geri çekip bölgeyi boşalttılar?.. 30 Mart öncesi BDP’liler açıktan  “özerklik ilan edeceğiz”  diye naralar atarken kim ne diyebildi ki yarın bir gerginlik olsun?.. Acı ama gerçek; hepimiz bir kabullenmişlik içinde değil miyiz?..
Şimdii!.. Bu şartlar altında herkes kuzu kuzu pozisyonundayken ve Cumhurbaşkanlığı için Erdoğan, Kürtlerin oyuna ihtiyaç duyarken, neden gerginlik çıkarıp işi bozsun?..
* Öcalan’ın salıverilmesi. Aynı durum burada da söz konusu. Leyla Zana, daha yeni, seçim meydanında,  “Öcalan’ı 2015’te bu zamanlarda aramızda göreceğiz” demedi mi?.. Zana’nın bugüne kadar dedikleri çıkmadı  mı?.. Eveet!.. Erdoğan giriştiği af pazarlıklarında bugüne kadar Öcalan’ın dediklerini yaparken bir güzel kabullenmedik mi?.. Daha ne!..  Erdoğan, yarın çıkıp,  “İlker Başbuğ’u çıkardık diğer askerleri de salıverdik. Normalleşme, barış için Öcalan’ı da çıkarıyoruz” dese gerginlik olur mu?..
Alan razı veren razı!..
* Recep Erdoğan, kabine ve parti yönetiminde temizlik yapsa. Gülcüler’i ve  “kendisini yalnız bırakanlar” ı ayıklasa bir gerginlik çıkar mı?.. Başta Bülent Arınç ve Ali Babacan olmak üzere kim ne diyebilir?.. Belki Arınç biraz göz yaşı döker, hepsi o kadar!..
* HSYK ve Adalet Akademisi ile yarım kalan yargı temizliğine Yargıtay ve diğer kurumlarla devam edecek olan Recep Erdoğan’ın karşısında mukavemet gösterecek bir güç kaldı mı?.. Daha bugünden yargı çevresinden bir çok ismin, eş durumundan, çocukların okul bahanesi gibi sebeplerle AKP içinde  “aman bizi yerimizden oynatmayın...”  ricalarıyla kulis atıp, hamili kart yakınımdır arayışları içinde olduğunu duyuyoruz. Gerginlik çıkarmaya ihtiyacı mı var Erdoğan’ın?..
* “İnlerine girilecek”  cemaat mensupları bile ufak ufak rampa etmeye başladı. Hüseyin Gülerce de günah çıkarmaya başlayınca gerisi ne yapar bilemem!.. Erdoğan’ın bu kanalda da gerginlik arayışlarının boşa çıkacağı düşüncesindeyim.
* Gelelim medya ve patronlarına. Bir sürü kahramanın(!) 30 Mart gecesinden itibaren çark etmeye başladığını bazılarının da kısa bir süreliğine ortadan kaybolduğunu görüyoruz. Bunların makul bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi yapacaklarına şahit olacaksınız. Daha önce Erdoğan’ın emirleri ile kafa koparan patronlar ne yapar?.. Aynen kaldıkları yerden devam ederler. Hiç şüpheniz olmasın. Bizim, devre göre hal alan meslektaşlar da elbette makul bir gerekçe bulup 17 Aralık öncesinde kaldıkları yerden yağlamaya devam ederler. Anlı-şanlı gazeteciler, Recep Erdoğan kafaya koyduğu isimleri, arkadaşlarını içeriye tıktırdığında da daha önce Müyesser Yıldız’da olduğu gibi üç maymunu oynarlar.
Recep Erdoğan bazı medya patronlarını tasfiye edip yeni havuz medyaları kurarken daha önce şahit olduğum gibi bir çok gazeteci kılıklının  “bana şurada şu koltuğu verirseniz...”  diye başlayan ricalarla iki büklüm olacağından da kesin eminim. Tasfiye olacak patronların diğer yatırımları kurtarma telaşından kuzu olacaklarından da hiç şüphem yok.
* Recep Erdoğan’ın bugünkü tabloyla tek başına AKP’yi iktidara taşıyacağı kesin ama sayı Anayasayı değiştirecek rakam için yeterli değil. Şimdii!.. Erdoğan çıksa, “seçim kanununu değiştiriyorum”  dese ve Anayasa değişikliği için gereken sayıya göre yeni bir seçim sistemi icat etse? Kim ne diyebilir.. Küçük olsun benim olsun zihniyetindeki muhalefet liderleri ve onlara teba olup “bir daha nasıl seçilebilirimin”  peşinde koşan mebusların buna itiraz edip de gerginlik çıkaracaklarını mı sanıyorsunuz?.. 
Gördüğünüz gibi; tablo Recep Erdoğan’ın gerginlik hamlelerini boşa çıkaracak nitelikte.
Hem!.. Tek taraflı gerginlik olur mu?.. Saf mı Erdoğan?..
Takip edin; Erdoğan, bundan sonra kafasına koyduklarını, muhatapları ile alay ederek, aşağılayarak ve bu işlerin sonuna kadar zevkini çıkararak yapacak. Öte yanda olanlar da bu yana geçmek için birbirlerini ezecek!..
Not; Teşekkür ve tebrik borcumu Mersinli hemşerilerim için yerine getirmek istiyorum. Türk’ün ve Türklüğün öz sancağını en zor şartlarda yine Torosların zirvesine diktiler. Rabbim emeği geçen herkesten razı, bundan sonra geçecek  çetin mücadeleleri için de yar ve yardımcı olsun.