Mardin’in Ömerli ilçesinde 1991 yılında 117'inci Sınır Tabur Komutanlığında görevliyken şehit olan jandarma er Doğan Demir'in kardeşi, Ömer Demir, şehit ağabeyinin askerde kullandığı traş takımını, sabununu, diş fırçasını, operasyonda kırılan saatini, yazdığı mektupları ve fotoğraflarını 29 yıldır bir sandığın içinde saklıyor. Şehit ağabeyinin özlemini 29 yıldır sakladığı emanetleriyle gidermeye çalışıyor.

Özlemi arttıkça sandığı açarak ağabeyinin eşyalarıyla hasret gideren Demir, "Belde meydanına bir astsubay geldi ve annem Zehra Demir ile görüşeceğini söyledi. 'Oğlu burada' diye bağırdılar yanına gittim. Astsubay 'bizi annene götür' dedi ve beraber gittik. Götürdüğümde o anı çok iyi hatırlıyorum, asker anneme ' teyze oğlun yaralı' dedi. Tabi annemin ciğeri yandı, feryat etti. Babam rahmetliydi. Ağabeylerim, ablalarım hepimiz toplandık bekliyoruz ki yanına gidelim ama bizi yanına götüren yok. Şehit haberi bize çok farklı verildi ama rabbime şükürler olsun ki, annem, şehidimizin yanında, babam yanında, rabbim annesine, babasına şefaatçi olmuştur, bizleri de onların şefaatine nail eyler."

Aradan 30 yılda geçse de şehidin bazı eşyalarını kullandığını aktaran Demir, "Bunlar özlem giderir mi? yok asla özlem gidermez. Acıyı dindirir mi? asla acıyı da dindirmez ama onlara baktığın zaman bir ferahlık var, hissediyorum. Onun o anki duygularını yaşayabiliyorum. Şehidin neler yaptığını, neler yaşadığını hissedebiliyorum, o farklı bir duygu. Anlatılmıyor, kelimelerle ifade edilmiyor. Bunu sadece yaşayabiliyorum. Onun özlemi, hasreti kesinlikle bitmez. Annem 2011'de rahmetli oldu, 20-25 yıl sadece oğluma kavuşacağım diye ağladı. 'İnşallah oğluma bir an önce kavuşurum' diye. Tabi bu anneler için çok farklı bir duygu." diye konuştu.

Demir, şehidin cennete gideceğini ve şefaatçi olacağını ailelere anlattıklarından bahsederek, "Ailelere diyoruz ki 'evladınız şehit oldu ben de bir şehit kardeşiyim, bu acıyı biliyorum.' Anneye, babaya, eşe bunu anlatmak çok zor. Çünkü o an çok değişik duygular yaşıyordur ve yaşamış olduğu acıları tahmin edemeyiz. Annem olsa belki bu sandığı açamayacaktı, konuşamayacaktı. Allah sevdiği kuluna şehitliği verdiği için ailelerine de sabrını veriyor." diye konuştu.

Şehit yakını olarak 23 yıldır kamuda görev yaptığını dile getiren Demir, şu ifadeleri kullandı: "Benim aldığım her maaş şehidin kan bedeli, benim ağabeyim şehit oldu ki devlet beni işe aldı. Şehit ailelerimize maddi bir yardımımız yok, manevi olarak yardım ediyoruz. Onların dertleriyle dertleniyor, sevinçleriyle seviniyor, üzüntüleriyle üzülüyoruz. Devletimiz maddi açıdan bütün imkanları veriyor. Ailemizin geçimini sağlayacak güzel bir hayat yaşayabilecek imkanları sağlıyor. Şehit yakınları, bir sıkıntısı, derdi olduğunda beni arıyorlar, ben ilgili yerlere aktarıyorum. Bunu yaparken hem şehidime hem şehitlerimize vefa borcumuz var. Biri 5 saat çalışıyorsa bizim 10 saat çalışmamız lazım. Çünkü biz şehit üzerinden maaş alıyoruz. Ben çocuklarıma her zaman 'oğlum yediğiniz lokma, amcanızın kanının bedeli. Bunu sakın besmelesiz, duasız yemeyin' diyorum."

Demir, vatana, bayrağa, dine, ezana bir leke gelecekse bir kere değil bin defa şehit olmaya hazır olduğunun altını çizerek, "Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Allah bütün şehitlerimizden razı olsun. Onlar sayesinde biz buradayız, vatanımız bölünmedi, bayrağımız inmedi, ezanımız gür sesle okunuyor. Birliğimiz, beraberliğimiz onlar sayesinde." dedi.

Editör: TE Bilişim