Öğrenme, kişinin doğumuyla başlayıp ölümüne kadar yaşamın her anında gerçekleşen bir süreç. Kişiler aileden, çevreden, arkadaşlardan, deneyimlerden olduğu gibi okul sıralarında aldığı eğitimle birlikte de öğreniyor. Yaşama dair öğrenmenin büyük bir kısmı ise okullarda gerçekleşiyor. Kaliteli öğrenme konusunda öğretmenlere büyük görevler düştüğüne dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Psikologu Aynur Sayım, sağlıklı öğrenme için öğrenciyle iyi bir ilişki şart uyarısında bulunuyor.

Öğrenmenin, hayatın her aşamasını, doğum ile ölüm arasında geçen süreçte gerçekleşen tüm davranışları kapsadığına ifade eden Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Psikologu Aynur Sayım, okul sıralarında gerçekleşen öğrenmenin kişi için önem taşıdığını söyledi.

Anne babaların çocuklarına, işverenlerin işçilerine, eşlerin birbirlerine, öğretmenlerin de öğrencilerine bir şeyler öğrettiğine vurgu yapan Sayım, okul eğitiminde öğretmenlere önemli görevler düştüğünü kaydetti.

Öğretmenin, çocukların model aldığı bir yetişkin olduğunun altını çizen Sayım, davranış dili kullanan çocukların bu dili kendi davranış, çevre, anne-baba, öğretmenlerinden modelleyerek oluşturduğunu dile getirdi. Çocuklara, gençlere bir şeyler öğretip beceri kazandırmanın keyifli olduğu kadar zor süreçleri de bulunduğunu belirten Sayım, bu süreçte öğretmenin öğretme tarzının etkinliğinin çok önemli olduğunu söyledi. Sayım, öğretmenin ne öğrettiği, nasıl öğrettiği, kime ne öğretmeye çalıştığının da önem taşıdığını dile getirdi.

Sayım, öğrenmek ve öğretmek kavramlarının farklı şeyler olduğuna dikkat çekti.

“Öğrenme-öğretme sürecinin etkili oluşabilmesi için iki kişi arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gereklidir. Doğru iletişim ve bilginin sunulması, öğretme metotlarının uygulanması burada önemli kavramlardır. Övgü, öğrencinin gereksinimlerini belirleme, saygı duyma, sınıf ortamı, sevecen bir tarz, iletişim, öğrenme özgürlüğü öğrenmede önemli kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır.”

Öğrenmede öğretmenin tutumunun önemli olduğunu hatırlatan Sayım, öğrenme ilişkisini etkileyen başlıkları ise şöyle sıraladı.

- Öğretmendeki değişiklikler

- Öğrencideki değişiklikler

- Durum ve çevredeki değişiklikler

Öğretmenin eğitim, öğretim sürecinde etkili olmasının, çocukların gelişimini, psikolojisini iyi bilmesinin etkili öğretmenlik yöntemlerini bilmesiyle mümkün olabileceğini kaydeden Uzm. Psk. Sayım, öğretmen öğrenci ilişkisinde iletişimin gözden kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.

Sayım, iletişimi engelleyen yaklaşımların olduğunu da söyledi.

“Emir vermek, yönlendirmek, şikayet etme, dersini çalış demek, uyarmak, gözdağı vermek,  iyi not almak istiyorsan kıpırda biraz demek, ahlak dersi vermek…vs.”

Öğrencilere kesinlikle kendi sorunlarını çözme stilinin öğretilmesi gerektiği üzerinde duran Sayım, öğrencilere güven vermenin de öğrenmede etkisi olduğunu kaydetti.

Öğretmenlerin çocuklara bir şey söylemeleri halinde aslında onun hakkında kendisine ileti vermiş olduğunu belirten Sayım, verilen bu iletilerin de kişinin kendi ile ilgili değer yargılarını oluşturduğunu söyledi. Bu nedenle öğretmenin yaklaşımının öğrencinin kendi değer yargısıyla ilgili ve öğretmenle ilişkisi açısından yapıcı olabileceğini vurgulayan Sayım, aksi durumda yıkıcı da olabileceği konusunda uyardı.

Öğretmenin öğrenciyle ilişkisinde uygulaması gereken yöntemlerin olduğunun altını çizen Sayım şunları söyledi.

“Öğrenciyi kabul etme, yapıcı konuşma, edilgin dinleme (sessizlik) kapı aralayıcı iletiler (bu konuda konuşmak ister misin?) etkin dinleme, doğru iletişim, motivasyon.”

Uzm. Psk. Aynur Sayım, aile, öğretmen, okul işbirliğinin çocuk eğitiminde oldukça önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

“Bir takım psikiyatrik rahatsızlıklar da kaliteli öğrenci-öğretmen ilişkisini engelleyebilmektedir. Dikkat eksikliği hiperaktivite, özel öğrenme güçlüğü, davranım bozukluğu, depresyon, yaygın gelişimsel bozukluklar, zeka engeli vb. gibi durumlarda tedavi ekibiyle işbirliği önem taşımaktadır.”



Editör: TE Bilişim