Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin sebep olduğu değişimler sonucu ortaya çıkan bir süreç olan küreselleşme; uzay boşluğunda salınan dünyamızın küçülen ve bir o kadar hepimizi sarmalayan varlığıyla, ufak bir yaşam alanıymış hissini veriyor doğal olarak.
İletişim, ulaşım ve bilişim teknolojileri son sürat gelişirken; ticaret, yatırımlar, bilgi ve sermaye, üretim ile tüketim eşliğinde küreselleşiyor. Bunun bir sonucu olarak da insanların yaşam tarzı davranışları ve tüketim kalıpları, glokalizasyon dediğimiz bir benzeşim içine giriyor.
İşte bu karşı konulamayan benzeşimle birlikte; sorgulayan, etrafındaki olayları yorumlayan ve Niğde il sınırları içerisinde yaşamakla kalmayıp, dünyanın gelişimini de göz önüne alan bir sivil toplum kuruluşu kimliğiyle MÜSİAD, “ Konfeksiyon Değil Terzi İşi Fikirler “ diyerekten, güzel bir programa imza atıyordu…
Geçtiğimiz perşembe akşamı, kültür merkezinin rahat koltuklarında oturan biz dinleyiciler, dünyanın nereye gittiği sorusunun cevaplarını, Prof. Dr. Sayın Başaran Öztürk’ün karşılaştırmalı bilimsel verileri ve Niğdeli olmanın kendi pratiği çerçevesindeki harika sunumu eşliğinde, bir kez daha detaylı düşünüyorduk, salondaki hazirun olarak.
Evet, dünya uluslararası bir piyasa haline geliyordu…
Evet, yüzyıllarca birbirleriyle savaşan ülkeler hem paralarından hem de bayraklarından vazgeçiyorlardı…
Evet, Dünya, Türkiye ve Niğde; nüfus, milli gelir, ticaret hacmi ve piyasa değerleri açısından karşılaştırılıyordu…
Kişi başına düşen milli gelir, marka değeri olan firma ve piyasaları ile tüm bunlardan olan beklentiler…
Ta 2050 yıllarındaki Dünya ile Türkiye karşılaştırmaları…
Dünya ve ülkemizdeki büyük resmi görüp küresel düşünme pusulasında yerel hareket edebilme becerisini geliştirme…
Dönen yerkürenin değişimini algılayıp, dönüşümüne kendi milli değer ve yapımız nezdinde uyum sağlayabilme…
Marka olabilmeye odaklanıp, kolektif bilinç geliştirerek takım ruhuyla hareket edebilme…
Sadece bu günü değil yarını düşünürken, servet biriktirmenin değil sermaye biriktirebilmeyi başarma…
Tüm bu donelerin ufkunda, beyin jimnastiği yapıp konumumuzu görerek, karşılaştırmalı verilerin bilimselliğinde kaybolma…
İki saati geçkin, karşılıklı iletişim ve soru cevaplı konferansın zamana meydan okuyan etkileşiminin düşündüren havasında…
Evet ‘dünya beşten büyüktür ve bunun rol modeli edep ve cihat ruhunu 1000 yıl boyunca hüküm kıldıran bu ülkedir’ diyen Niğde MÜSİAD Başkanı Sayın Mücahit Umucu’ ya da bir parantez açmak gerekiyor.
İç dinamiklerimizin tetiklenmesi ve ticaretimizin öncelikle kendi aramızda başlayarak ülkemize mal edilmesi önceliğimizdir diyen Sayın Umucu; nasıl ki aynı sofraya oturup lokmalarımızı saymadan karnımızı doyurabiliyorsak, büyük küçük fark etmeden paramızı emeğimizi ve mesailerimizi gönül dolusu haklarımıza geçirebilir, iç dinamiklerimizi kardeşlik hukukuyla taçlandırabiliriz sözleriyle alkış alıyordu.
Yaşadığımız çağın hızlı akışkanlığında en değerli şey petrol değil “veri” oluyor ve bilgi sınır tanımıyordu.
Sınır tanımayan bu gelişimin önünü açıp, dünya şartlarında rekabet edip var olma savaşımızı kazanmak için …
Ya bir yol bulacak,
Ya bir yol açacak,
Ya da yoldan çekilecektik…
Yoldan da bu ruh ve imanla, çekilmeyeceğimize göre…
Artık gerisi de size kalmış diyelim…