Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın startını verdiği “İstihdam Seferberliği” ile ilgili çalışmaların toplum kesimlerinin tümüne yayılması ve gerekli hedeflere ulaşılması noktasında, Niğde Ticaret ve Sanayi Odasının geçtiğimiz cumartesi günü düzenlediği toplantıdaydık.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki’nin de katıldığı toplantı, Niğde de ki İş Adamlarını bir araya getiriyor ve geniş katılımlı şekliyle istihdam konusunda ki duyarlılığın zihinlere yer etmesi kadar, bu doğrultuda izlenen genel politika ve ekonomik eylemler dile getiriliyordu.

Ticaret Odası Başkanı Sayın Katırcıoğlu; istihdam teşvikleri, KOSGEP faizsiz kredileri, alacak yapılandırmaları, vergi ve sicil afları ve kredi garanti fonu destekleri gibi yapısal adımların atılıyor oluşuna, bu seferberliğin laf değil eylem ve uygulanışına işaret ediyordu. Küçük ve orta boy işletmeler için verilen nefes kredisi 12 ay vadeli ve üst limiti 100.000 TL ye kadar olurken, ilimize ayrılan kaynak 40 milyonu buluyor, bunun 10 milyon TL si şimdiden kullanılıyor, 30 milyonu ise hala kullanılmayı bekliyordu.

Anlayacağınız, bu krediler ekonomik zorluklar karşısında nefes nefese bırakmadan, bir nebze de olsa nefes aldırıyordu.

İstihdam konusunda vatandaşla en çok yüzleşen ve günde ortalama elliye yakın taleple karşı karşıya kaldığının altını çizen Belediye Başkanı Sayın Akdoğan, işin gerekliliğine doğal olarak değiniyordu. Can alıcı tespiti ise özelde çalışıyor, hatta % 30 daha fazla ücret alıyor olsalar bile insanlarımızın, kamuda çalışma arzularının fazlalığına ve bunların nedenlerinin düşünülmesi gerekliliğine dikkat çekiyordu.

Ticaret yapan ve uğraşan herkes için ekonominin önemine değinen Milletvekili Sayın Özegen ise; kişilerin şahsi ekonomilerinin iyiliğiyle ülke ekonomisinin geneline yansıyacak olumluluğa parmak basıyor, yerel dinamikleri harekete geçirecek etkenlerle büyüyecek şehirlerin, ülke geneline yansıyacak gelişmelere ilham kaynağı olabileceğini belirterek, yanı başımızda ki Kayseri örneğine, atıfta bulunuyordu.

İnsanlarımızın daha iyi şartlar altında yaşaması, kentin gelişmesi, daha güzelleşmesi adına hizmetlerde bulunan tüm dinamiklere ve bu konuda hep yanında olan milletvekillerine teşekkür eden Vali Sayın Peynircioğlu, istihdam sorununun önemine değinirken, özellikle ülkemizde bu durumu daha da tetikleyen hain darbe girişimine vurgu yapıyordu. Millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde el birliğiyle bu olumsuzluğunda aşılacağına, hem devlet hem de özel sektörün el ele vererek üstesinden geleceğine inanıyordu. İsteyin diyen devletimizin, talepleri teşvikler çerçevesinde karşılayarak, istihdamın artırılacağına olan inancını belirtiyordu.
Akkaya barajı ve onun yaydığı kokunun sorunlarını bilen biri olarak teknik elemanları yollayıp gerekli bilgiyi almak kadar bir de yerinde görmek için kentimize gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, nasıl bir yol haritası izleyeceklerinin programını yaptıklarını dile getirerek başlıyorlardı sözlerine. Mevcut arıtma tesisinin adam edilmesinin yetmeyeceğini ama yenisi yapılıncaya kadar eski tesisin idareten kullanılacağını en yetkili ve deneyimli ağızdan dinliyorduk. Sıfırdan yapılacak biyolojik bir arıtma tesisinin; projesi, ihalesi ve inşaatın yapılma aşaması olmak üzere 3 yıl gibi bir sürenin gerekliliği, karşımıza çıkıyordu.

Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden biri olan Anadolu, 12 bin yıllık yaşam alanıyla tarihimizi, Mezopotamya ile birlikte kucaklıyordu. Bu coğrafyanın hem altı hem de üstü çok hareketliydi. Alt tarafını depremler tehdit ediyordu 2030 yılına kadar da Marmara açıklarında oluşacak ve İstanbul’u ciddi şekilde etkileyecek, 7 civarında ciddi bir deprem bekleniyordu. Bundan dolayı her yıl ortalama 500 bin civarında binanın yıkılıp yapılması gerekiyordu. Bu gereklilik 35 – 40 milyar dolar civarında bir para gerektiriyor ve devletin tek başına bunu karşılamasının zorluğu düşünülerek, bu noktada ki ekonomik fırsatlar dillendiriliyordu.

Sayın Özhaseki’nin; 21 yıllık Belediye Başkanlığı ve sonrasındaki Milletvekilliği ile Bakanlık dönemine ait onca tecrübe ve bilgiyi, bu sütunlara sığdırmak gerçekten çok zor.

Hele ki ülkenin üç tarafı deniz lakin dört tarafı da düşmanla çevriliyken…

Günlük yaşamın koşuşturmacasında şimdilik acil olarak bizi ilgilendiren ana konu; Akkaya Barajı ve onun ortaya çıkardığı çevre sorununun giderilmesi için atılacak, somut adımlar ile getirileriydi.
Bu konudan muzdarip ve hüzünlü olan Bor Belediye Başkanı Sayın Erat’a son durumu sorduğumda…

Bu güne kadar olan kandırılmaların; Sayın Özhaseki’nin birebir ilgisi ve tecrübesi çerçevesinde şekillenip çözüleceğine artık tüm kalbiyle inandığını ve gerçekçi çözümler etrafında önce Bor sonra da Niğde’nin bu kirlilikten arındırılıp temizleneceğine, bu gün itibariyle Niğde Milletvekillerinin de katkılarıyla önümüzdeki yıllarda sona erdirileceğine olan inancının, netleştiğini ifade ediyorlardı.

Evet İstihdam Seferberliği sesini duyuruyor, kent insanı da Akkaya ya sahip çıkıyordu.

Bizlere ise bu vaatlerin çalışmaya dökülüp…

Gerçeklik olarak halka sunulmasını…

Beklemek düşüyordu…