CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, NBŞ ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullanılarak hazırlanan ürünlerin etiketlerinde açıkça bu durumun ifade edilmesini istedi ve konuyla ilgili kanun teklifi hazırladığını belirtti.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin yaratacağı olumsuzlukları anlatan Ömer Fethi Gürer, bu işletmelerin kaderinin 2019 seçimlerinin sonucuna göre belirleneceğini söyledi.
Bölgelerinin en önemli ekmek kapısı durumunda olan şeker fabrikalarının çoğunun en iyi ihtimalle 5 yıl içinde kapatılacağını belirten Ömer Fethi Gürer, insan sağlığına ciddi zararları tespit edilen yüksek yoğunluklu tatlandırıcılara teslim edileceğini ifade etti.


ŞEKER FABRİKALARI KAPATILACAK


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınmasının, Türkiye’yi hem ekonomi hem de sağlık açısından geri dönüşü olmayan sorunlarla karşı karşıya getireceğini söyledi.


ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDAKİ FABRİKALAR


Niğde-Bor, Alpullu, Afyon, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat Şeker Fabrikalarının özelleştirme kapsamına alındığını anımsatan Ömer Fethi Gürer, bu fabrikaların kendi bölgelerinde en önemli ekmek kapıları olduğunu ifade etti.


5 YIL ÖMÜR BİÇTİLER


Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde Başbakan ve Bakanların, kamuoyunda oluşan tepkiyi dindirmek için fabrikaların 5 yıl süreyle kapanmayacağı yönünde açıklamalarda bulunduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, en iyimser haliyle fabrikalara 5 yıl ömür biçildiğini, 2019 yılında yapılacak seçimlerin sonuçlarına göre, bu fabrikaların kaderinin belirleneceğini vurguladı.


54 İLDE ÜRETİM YAPILIYOR


Şekerpancarının stratejik bir ürün olduğuna değinen Ömer Fethi Gürer “ Bu ürün tohumu, gübresi, ilacı çapalaması, sökümcüsü, işçisi, çiftçisi, nakliyecisi, fabrika çalışanları, esnafı, besicisi ve vatandaşı doğrudan ilgilendirmektedir. Şekerpancarı 54 ilde 2324 köyde çiftçilerin doğrudan geçin kaynağıdır. Şekerpancarından şeker, melas, küspe elde edilmekte, ürünün tümü değerlendirilmektedir” dedi.


NBŞ’DE YÜKSEK KOTA


Ülkemizde yüzde 10 kota ile nişasta bazlı şurup satışına olanak sağlandığını anlatan Ömer Fethi Gürer, Avrupa Birliği’nde genel olarak nişasta bazlı şeker (NBŞ) oranı yüzde 5 olarak kabul edilse de Fransa ve İngiltere’de bu oran sıfır olduğunu,  ayrıca Türkiye’deki yüzde 10 oranının Bakanlar Kurulu Kararıyla yüzde 50’ye kadar artırabilme yetkisi bulunduğunu ifade eti.
 
Türkiye’de şekerpancarı şeker talebinin son yıllarda değişmediğini kaydeden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “ Özel sektör şeker fabrikaları ve NBŞ üretimine verilen kotalara karşın piyasada değişmeden kalabilen talebin Türk Şeker Fabrikaları kotalarının düşürülmesiyle karşılandığı anlaşılmaktadır. Böylece kuruluşundan itibaren 90 yılda üretimde sağladığı gelişmeler makine fabrikaları. Bilgi ve deneyim birikimi ile yurtdışında fabrika kuracak düzeye gelen, pancar üretimi ve Türkiye tarımına önemli katkıları olan şeker şirketinin son yıllarda eski gücünü önemli ölçüde kaybetmiştir” diye konuştu.


TÜRKİYE’NİN ŞEKER ÜRETİMİ


Pancarın devletin garantisi ile alınan ender ürünlerden biri olduğuna dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  “Ülkemizde kurulu şekerpancarı kapasitesi 3151 ton şekerpancarı şekeri, 990 bin ton nişasta bazlı şurup kapasitesi varken toplam tüketim 2250 bin ton/yıldır ve 1891 bin ton/yıl kurulu kapasite fazlalığı vardır. Türkiye’de şeker üretimi, pancar şekeri üreticisi şirketlerle nişasta bazlı şeker üreticisi şirketlere kota tahsis edilmek suretiyle yapılmaktadır. Türkşeker fabrikaları A.Ş. dışında kotalı yurtiçi şeker üretimi yapan 6 özel sektör fabrikası pancardan, 5 özel sektör şirketi ise nişastadan şeker üretmektedir. Ayrıca 4 özel sektör şirkti tarafından kotasız ihracat amaçlı nişasta kökenli şeker üretimi yapılmaktadır” açıklamasında bulundu.


BÜYÜK TEHLİKE


CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’de üretimi bulunmayan ve sadece ithal edilmek suretiyle ürünler içerisinde kullanılan yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithal vergisi oranlarının oldukça düşük belirlenmesi nedeniyle fazla miktarda ithal edilmesi, arz talep dengesini bozucu bir etkiye sahip olabilmektedir. Türkiye piyasasında içecek, tatlı ve birçok gıda ürünündü yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullanılmakta olup bu ürünler genelde pancar şekeri kullanılan gıdalara göre daha ucuza satılmaktadır. Yüksek yoğunluklu tatlandırıcı diyabetik hastalar ve kilo kontrolüne yönelik ürünlerde daha çok kullanılmakta olup diyabetik hastalar dışında, beyaz şekerin kullanıldığı hemen her türlü üründe yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullanılabilmektedir” şeklinde konuştu.


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının “Neotam” gibi 1 kilogramı 7 bin kilogram beyaz şekere eşdeğer “yeni nesil”yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların, gıdalarda kullanımına izin verilmesi nedeniyle şeker piyasasına yönelik risklerin daha da arttığını anlatan Ömer Fethi Gürer, “TÜİK verilerine göre; 2016 yılı yüksek yoğunluklu tatlandırıcı net ithalatı 2.963 ton beyaz şekere eşdeğer 336.227 ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de 2006 yılında yaklaşık yüzde 6 olan yüksek yoğunluklu tatlandırıcı Pazar payı 2016 yılında ithal edilen yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların tamamının kullanıldığının varsayılması halinde Pazar payının yüzde 12 civarına yükseldiği görülmektedir” dedi.


Şeker Kanunu’nun ilgili şekerkamışı, şekerpancarı ve nişastasından elde dilen ürünlerin şeker olarak tanımlandığını, tatlandırıcıların ise şeker olarak sayılmadığını belirten Ömer Fethi Gürer, yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların ithalatına 2006 yılında yayımlanan bir tebliğ ile başlandığını hatırlattı. 
 
Türkiye’de gıdalarda kullanılabilecek tatlandırıcı çeşit ve miktarların 30.06.2013 tarih ve 28693 sayılı resmi gazetede yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddeleri yönetmeliğine göre belirlendiğini söyleyen Ömer Fethi Gürer, “Yönetmeliğin dayanağında 1333/2008/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğüne paralel olarak Türkiye’de kullanılan tatlandırıcı tür ve miktarlarının AB’de kullanımına izin verilentatlandırıcı tür ve miktarları ile uyumlaştırıldığı belirtilmesine rağmen, kapatılan şeker kurumlarınca son yıllarda gerçekleştirilen izleme ve denetim faaliyetleri neticesinde, mamullerinde yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullanan üreticilerin yaklaşık yüzde 25’inin üretimlerinde Türk Gıda Kodeksi katı maddeleri yönetmeliğine aykırı yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullandıkları tesbit edildiği belirtilmektedir. Gıda sanayi, ilaç sanayi, ağız ve diş sağlığı ürünleri ve metal sanayi gibi bir çok alanda kullanılmakta olan yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların dünyada olduğu gibi ülkemizde de Pazar payının artmasıyla, pancar şekeri  Pazar payı olumsuz etkilenmektedir” şeklinde konuştu.


CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, İnsan sağlığı açısından olumsuz etkileri olduğu bilinen yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların kullanımının giderek yaygınlaştığı ve şeker sektörü açısından haksız rekabete yol açtığı dikkate alınarak;  ilaç sektöründe kullanımı dışında yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithaline sınırlama getirilmesi gerektiğini vurguladı.


Yüksek yoğunluklu tatlandırıcılar ve nişasta bazlı tatlandırıcıların çok faklı ürünlerde yer aldığı aldığını anlatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “ Gazlı ve kolalı içecekler, tat verici olarak meyve suyu sanayinde, tadı artırmak ve fermante edilebilen özelliğiyle çikolata, şekerleme, tatlı, bisküvi, unlu mamuller (Raf ömrünü uzatmak ve nem dengesini korumak amacıyla süt ürürleri –Özellikle yoğurt), kurabiye, cips, kraker, ketçap, dondurma, kahvaltılık gevrekler, kahve kremaları, salata sosu, mayonez, tonu fırınlanmış ürünler, kutulu yemekler, hazır çorbalar, dondurulmuş gıdalar gibi işlenmiş gıdalar, konserve meyve-sebze ürünleri ve balda kıvam artırmak için kullanılmaktadır.


Bilimsel çalışmalara göre glikozua göre fruktozun insan sağlığına olumsuz etkileri var. Obeziteden kansere çok zararları bulunuyor” dedi.


Bu arada CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tatlı mamullerinin etiketlerinde hangi tatlandırıcıların kullanıldığının, tüketiciler tarafından görülebilmesi için yeni bir düzenleme yapılması konusunda ve gıda ürünlerinin laboratuar analizlerinin belediyeler tarafından ücretsiz olarak yaptırılması konusunda iki ayrı kanun teklifi hazırladı.


TATLANDIRICI İSİMLERİ ÜRÜN ETİKETLERİNDE YER ALSIN


CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  hazırladığı kanun tekliflerinin gerekçelerini şu şekilde belirledi: “ Ülkemizde tatlı mamulleri ve tatlı kullanan ürünler tüketilmektedir ancak etiketlerinde hangi tatlandırıcı ya da şekerden yapıldığı yer almamaktadır.
 
İnsan sağlığı zararlı olduğu bilim insanlarınca saptanan ve Fransa, İngiltere gibi ülkelerde kotası sıfır olan Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) için ne yazık ki ülkemizde yüzde 10 kota uygulanmakta ve bu kotanın artı-eksi 50’ye çıkarılması Bakanlar Kurulu yetkisine bırakılmaktadır. Ülkemizde insanlar devletine güvenmekte ve ürünün içeriğini yetirince bilmeden ürün alabilmektedir. Vatandaşın esasen ürünün içeriğini bilme hakkı vardır ve bunu devlet sağlamalıdır. Ülkemizde NBŞ, tatlandırıcı ve şekerpancarı kullanılan ürünleri bilme hakkı yurttaşımıza tanınmalıdır.  Bu nedenle etiket ve açık satış yapılan yerlerde vatandaş kullanılan tatlandırıcı ve şekeri görerek satın almalıdır. Etiketlerde bu nedenle düzenleme sağlanmalı ve içeriğinde ne kullanıldığını halk görerek düzenleme ve bu bağlamda yanlış, yanıltıcı bili verene ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. 


BELEDİYELER ÜCRETİZ LABORATUVAR HİZMETİ SAĞLASIN


Gıda ürünlerinde vatandaş ne tükettiğinden kaygılı durumdadır. Sütsüz peynirden şekerden üretilen bala, boyalı meşrubattan nereden geldiği ve ne olduğu belli olmayan ete kadar birçok konuda sorun yaşanmaktadır. İnceleme yapılacak sınırlı laboratuar varlığının yanında ücretli laboratuvar olması vatandaş arayışlarına engeldir. Bu hizmetler bedelsiz olarak belediyeler tarafından sağlanmalı, her şikâyet incelenmelidir.


Vermiş olduğumuz bu kanun teklifi ile kayıt dışı ve kaçak üretimin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.”

 
Editör: TE Bilişim