TBMM KİT komisyonunda söz alan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tohumda, gübrede, üretimde sorunları aşmak için TİGEM ile Et Süt Kurumu gibi kurumların gerçek işlevine yeniden dönmesi gerektiğini söyledi.

TİGEM’in İşletemediği çiftliklerini kiraya verip Sudan’dan arazi kiraladığını, Et ve Süt Kurumu’nun ise bir ithalat bürosuna dönüştüğünü anlatan Gürer, bu mantıkla Türkiye’de tarımla ilgili sorunların çözülemeyeceğini belirtti.

GÜRER, KİT KOMİSYONUNDA TARIMIN SORUNLARINI MASAYA YATIRDI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonunda, Tarım işletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) ile ilgili görüşmeler sırasında söz olarak, ülkemizin tarımda yaşadığı sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

AKP’NİN ÖZELLEŞTİRME MANTIĞI KURUMLARIN İŞLEVİNİ BOZDU
Gürer, TİGEM ve Et ve Süt Kurumu gibi kurumların, AKP iktidarı döneminde özelleştirme mantığıyla ele alındığı için bu kurumların kuruluş amaçlarının dışına çıktığını vurguladı. Her bakan değiştiğinde uygulanan yanlış tarım politikalarıyla içinden çıkılmaz hâle gelen sorunlar karşısında bazı kuruluşların yeniden kamuya dönüşünün sağlandığını ifade eden Gürer,  bunlardan birinin de Et ve Süt Kurumu olduğunu kaydetti.

TİGEM KENDİ ÇİFTLİKLERİNİ KİRAYA VERİP, SUDAN’DAN TARIM ARAZİSİ KİRALADI
Kuruluş amacı tohum, fidan ve hayvan ırklarının geliştirilmesi olan TİGEM’in asli işlevinin dışına çıktığını anlatan Gürer, “TİGEM’in elindeki verimli, kullanılabilir arazileri, çiftlikleri kiraya verildi. On dokuz çiftlik ne yazık ki kiralandı. Şu anda kendi elinde talep olmayan  kaldı. İşe yaramayanlardan da istenen verim, kalite ne yazık ki sağlanamadı. Bu anlamda Türkiye'de tarımın ve hayvancılığın gelişmesindeki ana model olma özelliği elinden kaydı, gitti. Ama sonra Sudan olayı ortaya çıkınca Sudan'da tarım yapmak üzere TİGEM'den yararlanma yoluna gidildi. Tarım arazisi olarak 13 bin hektar araziyi TİGEM alırken 600 bin hektara yakın da özel sektör orada arazi alıyor. Şimdi oranın çiftçisi destekleniyor, oranın işçisi destekleniyor, orada domatesle hıyar yetişecek çünkü soru önergemize verilen yanıt o, onu da Türkiye'deki halkımız tüketecek. Oysa Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü geliştirilseydi, tohumculukta, fidanda, hayvancılıkta ileri noktaya taşınsaydı Kars'ta yetişen bizim buğdayımızın tohumu Amerika'ya götürülüp ıslah edilip sonra tekrar bize ‘Amerikan tohumu’ diye satılmazdı” şeklinde konuştu.

YERLİ VE MİLLİLİK LAFLA DEĞİL, İCRAATLA OLUR
Siyasi iktidarın bu kurumlarla ilgili anlayış ve düşüncelerinin değişmesi gerektiğine işaret eden Gürer, Türkiye'de yerli ve millî kavramından yola çıkarak konuşmak yerine, yerli ve millî olanın Türkiye'de desteklenmesinin şart olduğunu belirtti. Gürer, “Yerli ırkın geliştirilmesi, yerli tohumun geliştirilmesi gerekiyor. Niye biz İsrail'den gelecek domatesin tohumuna, hıyarına ya da başka ülkelerden gelecek hayvana muhtaç olalım?” diye sordu.

TİGEM DESTEKLENMELİ
TİGEM’e gereken desteğin verilmemesi nedeniyle Türkiye’nin ette, samanda, fasulyede, nohutta, buğdayda, karpuzda ve pek çok üründe dışa bağımlı olduğunu vurgulayan Gürer, bu kurumda yetişmiş kadroların bulunmamasının da sorunları katladığını ifade etti. Gürer, her köyde bir ziraat mühendisi ve veterinerin bulunmamasının, Türk tarımını ve hayvancılığını bitirme noktasına getirdiğini anlattı.

Sayıştay raporlarındaki buzağı ölümlerine dikkat çeken Gürer, TİGEM’in bazı işletmelerinde buzağı ölüm oranının yüzde 13’lere ulaştığını belirtti. Gürer, “Sudan'daki yatırıma harcanacak kaynaklar kendi işletmelerinde değerlendirilse TİGEM'in bu anlamda Türkiye'de verimliliği ve kalite olarak da üst düzeyde üretim sağlama olanaklarının artacağını düşünüyorum” diye konuştu.

BİR ZAMANLAR MODEL OLAN TİGEM ÇİFTLİKERİ BUGÜN BAKIMSIZ HALDE
Bir zamanlar tarım işletmeleri için model olan TİGEM’e ait çiftliklerin bugün bakımsız bir hale gelmesinden dolayı yaşadığı üzüntüyü dile getiren Gürer, “Örneğin Aksaray'a gittim geçenlerde KOÇAŞ'ın yanından geçiyorum, ağaçlarında arası otlar büyümüş, o eski yer yok. Ama semboldü, oralar örnek alınırdı, çiftçi model örnek alırdı. Ne yazık ki şimdi kimi örnek alıyor biliyor musunuz? İtalyanlar bizim oraya elma bahçesi yaptılar, herkes onların nasıl elma yetiştirdiğinin merakı içinde. Bunları çiftçimize öğretecek, besicimizin hayvanda verimliliğini ve ırktaki gelişmesini sağlayacak TİGEM gibi kuruluşlardı. Bu anlamda kimi zaman doğru işler yapılıyor ama nedense bir el geliyor, o el o doğru işleri engelliyor”  dedi.

ET VE SÜT KURUMU, İTHALAT BÜROSUNA DÖNÜŞTÜ
Gürer, KİT Komisyonundaki konuşmasında şu ifadelere yer verdi. “Bu vesileyle bu süreçte Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün, Et ve Süt Kurumunun mutlaka işlevine yeniden dönmesi ve döndürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Et ve Süt Kurumu bence artık bir ithalat bürosuna dönüştü. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün verimde, kalitede, hayvancılık ırkının geliştirilmesindeki konumunun ve işlevinin desteklenmeden olması mümkün değil.  Zihniyet olarak bu değerlerin varlığı, gelişmesi, gereken desteğin verilip verilmediğinin sorgulanması gerekir. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün her alanda gelişmesi gerekiyor. Bakınız ayçiçeği tohumuyla ilgili yapılan çalışmalar 2016'dan sonra durmuş. Şimdi biz nereden çerezlik çekirdek alıyoruz? Çin'den. Çin'den 2 liradan gelen çerezlik çekirdeği Türkiye'de 4 liradan, 5 liradan aşağı üretemiyoruz. Demek ki burada bir sorun var. Tohumda, gübrede, üretimde sıkıntıları aşmanın tek yolu bu tür kuruluşları geliştirmektir diyorum” dedi.

SAYIŞTAY SUDAN’I DA DENETLEYECEK Mİ?
CHP Niğde Milletvekili  Ömer Fethi Gürer; “Milletvekili olarak bilgilenmek istiyorum: Sayıştay’ın Sudan’da denetim yapma yetkisi var mı yok mu? KİT kuruluşu...  Sorusunu Sayıştay’a yöneltti. Sayıştay temsilcisi merkezi Ankara’da bir anonim şirket şeklinde kuruldu, 233’e tabi bir bağlı ortaklık. Biz hayata geçince şirket faaliyetlerini denetimimize alacağız. Bizim normal şartlarda Sayıştay denetimine tabi bir kuruluş olarak kuruldu ama henüz bir aktivite olmadığı için…” yanıtını verdi. Gürer konun takipçisi olacaklarını belirtti.

TİGEM Genel Müdürü Ayşe Ayşin Işıkgece; “Sudan Projesinin de bilindiği üzere kurumumuz tarafından çalışmaları yürütülmektedir. Türkiye ve Sudan arasında tarımsal üretimin ve ticaretin artırılması amacıyla ikili tarımsal iş birliği ve ortaklığına ilişkin anlaşma uygulamaya konulmuştur. Bu kapsamda, yüzde 80 TİGEM, yüzde 20 Sudan Tarım Ormancılık Bakanlığı ortaklığında Türk -Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi kurulmuştur. Sudan’da 12.500 hektar alanda örnek çiftlik kurulması ve 780.500 hektar tarım arazisinin Türk girişimcilerinin yatırımlarına açılmasıyla ilgili çalışmalar başlatılmıştır. Burada, özellikle ithal ettiğimiz ürünlerle ilgili üretim yapılması ve ithalatın düşürülmesi planlanmıştır. Özellikle pamuk, soya, susam gibi ürünleri düşünüyoruz bu kapsamda” dedi. 
 
Genel Müdür Ayşe Ayşin Işıkgece kiralanan arazileri içinde; “Uzun süreli kiralamalara gelecek olursak, bilindiği üzere işletmelerimizde 2009-2015 dönemi içerisinde yürütülen çalışmalar neticesinde kuruluşumuzun toplam 37 işletmesinden 20 işletmesi özel sektör firmalarının kullanımına açılmıştır” dedi.
 
Editör: TE Bilişim