CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, madencilik ruhsatı verilerek talan edilen orman alanları, milli parklar, sit alanları ve temiz su kaynaklarını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yönelttiği soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. 

 

Önergeyi yanıtlayan Bakan Fatih Dönmez, ülkemizde 133 altın madeni ruhsatı bulunduğunu belirterek, 2019 yılında 24 ruhsattan 39 ton altın üretildiğini, altın ruhsatlarından 36 milyon 250 bin TL, altın içeren kompleks madenlerden de 262 milyon 355 bin TL devlet hakkının tahakkuk ettirildiğini açıkladı. 

 

Gürer’in konuyla ilgili daha önce yönelttiği soru önergesine ‘ormanlık alanlardan madencilik ruhsatı verilmediğini’ açıklayan Bakan Dönmez, aynı soruya bu kez “Söz konusu orman arazilerine ilişkin izinler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilmektedir” yanıtını verdi. 

 

Bakan Dönmez’in yanıtını değerlendiren önerge sahibi CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sayın Bakan ruhsatlardan devlete tahakkuk ettirilen paralardan bahsediyor ama, bu ruhsatlar nedeniyle doğanın nasıl katledildiğine değinmiyor” ifadesini kullandı. 

 

GÜRER, ORMAN VE ÇEVRE KATLİAMINI TBMM GÜNDEMİNE TAŞIDI 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, başta Kaz Dağları olmak üzere, madencilik ruhsatı verilerek adeta talan edilen ormanları, sit alanlarını, milli parkları ve temiz su kaynaklarını TBMM gündemine getirdi. 

KAZ DAGLARINDAKİ AĞAÇLARI KİM KESTİ?

Gürer, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde “Soru önergeme verdiğiniz yanıtlarda, ‘ormanlık alanlarda madencilik ruhsatı verilmediğini’ söylüyorsunuz. Oysa 2019 yılı Ağustos ayında Kaz Dağları’nda Kanadalı şirketin 347 bin ağacı kestiği görüntüler Türk halkının belleğinde çok taze. Şayet açıkladığınız gibi “ormanlık alanlarda madencilik ruhsatı verilmiyor” ise Türkiye kamuoyu Kaz Dağları’nda ne olduğunu merak etmektedir? Bu milletin gözü önünde kesilen yüz binlerce ağacı nasıl adlandırmamız gerekiyor?” diye sordu.

ANAYASAYA AYKIRI 

CHP Milletvekili Gürer, Türkiye’nin pek çok bölgesinde yaşanan benzer manzaralara da dikkat çekerek, devletin temel amaç ve görevlerine ilişkin, Anayasa’nın ilgili maddelerinde yer alan “… tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak”, “.. çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek”, “Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade etmemek” hükümleri hatırlattı ve “Anayasa’nın tüm bu maddeleri açık ve bağlayıcıyken adına altın madeni denilen ve açıkça insanlarımızın yaşam hakkını “tehdit eden” böyle kimyasal fabrikaların Türkiye’nin en stratejik ormanları, tarım alanları ve su havzalarının dibine veya ortasına kurulmasını nasıl açıklıyorsunuz?” şeklinde soru yöneltti. 

SİYANÜR KULLANILIYOR MU?

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ayrıca, “Türkiye’de bugün hangi illerimizde, faaliyet halinde kaç altın madeni bulunmaktadır? Bu madenlerin her birinin ortaklık yapıları nasıldır? Hangi şirketler veya kişiler bu madenlerin ortağıdır? Yıllık dore altın üretimleri ne kadardır? Devletin bu üretimden elde ettiği “devlet hakkı” adı altında aldığı vergi ne kadardır? Devletin, “devlet hakkı” dışında bu madenlerden hangi kalemler altında, ne kadar gelir elde etmektedir? Bu madenlerde bugün itibariyle istihdam edilen vatandaş sayımız ne kadardır? Bu madenlerin her birinde kullanılan siyanür, sülfürik asit, silika, nitrik asit gibi tehlikeli kimyasalların kullanım oranları nasıldır? Yani bildiğimiz 19 mevcut altın madeninin her birinde günlük, aylık ve yıllık kimyasal kullanımları ne kadardır? Lütfen kalem kalem bildirir misiniz?

-Siyanür madenciliğinde siyanür cevherin tesislerde işlenmesi sırasında ayrıştırma aşamasında kullanıldığı söylenmektedir. Ancak çok iyi bilinmektedir ki, bazı zorlu maden yataklarında cevherin yeryüzüne çıkarılamaması durumunda yerinde siyanür ile uygulaması da olabilmektedir. Bu noktada Türkiye’de yerinde siyanür ile uygulanan maden alanı var mıdır? Varsa ne oranlarda ve hangi noktada bu yapılmaktadır?” sorularına yanıt istedi. 

AÇILMAYI BEKLEYEN DAHA KAÇ MADEN SAHASI VAR?

CHP Milletvekili Gürer, aynı soru önergesinde şu sorulara da açıklık getirilesini istedi:

“Türkiye’nin altın- gümüş madeni rezerv durumu nedir? Mevcut 19 altın madenin yanı sıra açılmayı bekleyen kaç tane daha altın-gümüş madeni projesi vardır? Bu projelerin bölgelere göre dağılımı nasıldır?

Altın madeni işlenen bölgelerde bugüne kadar kesilen ağaç sayısı ne kadardır? Ne kadar daha kesilmesi planlanmaktadır?

Altın madenciliği yapıldığı belirtilen tesislerin çevresinde devletin resmi kurumlan ve elemanları tarafından hangi sıklıkla su, toprak ve hava analizleri yapılmaktadır? Bu incelemelerinizi hangi elemanlarınızla yapmakta ve hangi laboratuvarlarda analizlerini yapmaktasınız? Bu incelemelerinizde kurallara uymadığı için ceza alan şirket var mıdır?” 

İZİNLE  ÇEVRE TAHRİBATI SERBEST Mİ?

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesine yanıt veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, madencilik faaliyeti yapılacak sahaların izne tabi olduğunu belirtti.  

Gürer’in, konuyla ilgili önceki dönemlerde yönelttiği soru önergelerine “ormanlık alanlardan madencilik ruhsatı verilmediğini’ açıklayan Bakan Dönmez’in, aynı soruya bu kez “Söz konusu orman arazilerine ilişkin izinler Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilmektedir” yanıtını verdi, aynı Bakan’ın aynı konu üzerinde iki farklı yanıt vermesiyle ortaya çıkan çelişki de dikkat çekti. 

Bakan Dönez, “Açılacak sahaların ilgili kurumun veri tabanında; mera, orman, tarım, doğal veya arkeolojik sit alanları veya su havzalarına isabet edip etmediğinin kontrolü yapılmakta ve bu alanlara isabet eden sahalar gerekli izinler alınmadan ruhsatlandırılmamakta veya ihaleye çıkarılmamaktadır” yanıtını verdi. 

GELECEĞİMİZ KARARMASIN

Bakan Dönmez, 3213 sayılı Maden Kanunu ve ilgili mevzuatlar kapsamında maden sahalarının ruhsatlandırılmasıyla yeraltı kaynaklarının ülke ekonomisine kazandırılması, katma değeri yüksek uç ürünlere dönüştürülmesi ve istihdamın artırılmasının amaçlandığını da ifade etti. 

Bakan Dönmez, “Çevre ve insan sağlığına zarar verdiği tespit edilen madencilik faaliyetleri gerekli önlemler alınıncaya kadar durdurulur. Bu ihlalleri tespit eden kamu kurum ve kuruluşu, durumu diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirir. Maden Kanunu’nun 7’nci maddesine yönelik ihlallerin ilk tespit tarihinden itibaren, ilk tespit dahil üç yıl içerisinde üç kez yapıldığının tespiti halinde ruhsatlar iptal edilir” dedi. 

 

Ülkemizde toplam 133 adet altın içeren maden ruhsatı bulunduğuna işaret eden Bakan Dönmez, “ 2019 yılında; 24 ruhsattan 39 ton altın üretimi yapılmış, Altın ruhsatlarından 36,257,570.60 TL, altın içeren kompleks madenlerden ise 262,355,247.61 TL Devlet Hakkı tahakkuk ettirilmiş, Altın içeren kompleks madenlerde çalışmak üzere toplam 9.489 personel istihdam edilmiştir” açıklamasında bulundu. 

ÜRETİLEN ALTIN TÜRKİYEDE SATILIYOR

Ülkemizde üretilen altınların yaklaşık %30’unun devlete doğrudan ve dolaylı vergi olarak ödendiğine işaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “ Ayrıca, üretilen altınlar ülkemizdeki rafinerilerde %99,5 oranında saflaştırılmakta ve Merkez Bankası’na öncelik tanınarak Borsa İstanbul’da satışa çıkarılmaktadır. Merkez Bankası’nın alıcı olmaması durumunda aracı kurumlar tarafından piyasaya sunulmakta olup, üretilen altınların tamamı Türkiye’de satılmakta, yurt dışına satışı yapılmamaktadır.

Altın dahil tüm madenlerin aranması ve çıkarılması süreçlerinin hiçbirinde “siyanür ya da türevleri” bir madde kullanılmamaktadır. Altın madeni işletmelerinde hangi yöntemlerin kullanıldığı konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bilgi alınmalıdır.

Aktif işletme açısından; altın için 9, altın+gümüş için 12, altın ve/veya gümüş içeren kompleks maden için 13 maden işletme projesi bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. 

15 YILDA 124 BİN HEKTAR ORMAN ALANI MADENLERE AÇILDI 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Profesör Doğanay Tolunay’ın hazırladığı “Dünyada ve Türkiye’de Ormansızlaşma” adlı rapora dikkat çekerek, madencilik yapıyoruz diye ormanların nasıl talan edildiğinin rakamlarla ortaya konulduğuna işaret etti.

Gürer, “ Bakanlık verilerine göre son 15 yılda madenlere açılan orman alanı, 124 bin hektardan fazla. Özellikle son yıllarda büyük sıçrama dikkat çekiyor. Rakamlar AKP iktidarları döneminde orman tahsislerinin yüzde 170 ve yüzde 200 artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Sadece Ağustos 2020’de çoğu orman arazisi olan 9 milyon dönümlük bir alan madenlere tahsis edildi. 2018 yılının Temmuz ayında 616,2019 yılının Nisan ayında ise 417 sahanın madenlere açıldığını da dikkate alırsak, son üç yılda çoğu orman arazisi ne yazık ki madenlere terkedildi. Sonuçta binlerce ağaç kesiliyor. Bu dengenin doğru tutturulmasını  sağlamak gerekir. Ormanların varlığı ve faydası madenler kadar değerli olduğu unutulmamalıdır” dedi.

 

Editör: TE Bilişim