BİRGÜN GAZETESİ'NDEN ALINMIŞTIR... 

Gazete - Haber Linki

MUSTAFA K. ERDEMOL [email protected]

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tlllorsun’un gelişinden hemen sonra gündeme 14 şeker fabrikasının özelleştireceği haberinin düşmesi Türkiye’de pancar üreticisinden, şeker fabrikasındaki işçilere kadar bu sektördeki herkesi etkiledi. Üreticinin sorunlarını yerinde incelemek, emekçilerle, üreticilerle görüşmek amacıyla meslektaşım Meltem Yılmaz ile geldiğimiz Niğde’nin Bor ilçesinde özelleştirilecek olan şeker fabrikası işçilerini Şeker-İş şubesinde konuyla ilgili toplantıyı beklerken bulduk. Yanımızda CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer var. Gürer bu konuyu daha önce defalarca gündeme getirip özellikle Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) tekellerinin şeker sanayi üzerindeki oyunlarına dikkat çeken bir isim. Bölge işçilerinin de yakından tanıdığı bir isim.


Özelleştirilecek 14 şeker fabrikasından biri olan Bor Şeker Fabrikası işçileri bölgeye hayat verdiğini söyledikleri kurumlarını ölümüne savunacaklarını söylüyorlar. Kullandıkları ifade aynen bu. Şeker İş Bor Şube Başkanı Celal Tuğrul “ben ömrümü şekere verdim, kurumumuzu Cargill sanayiine terk etmeyeceğiz” deyince işçiler hep birlikte coşkuyla destekliyorlar.

Cargill adını burada bilmeyen duymayan yok. İki yıl önce AKP iktidarı Nişasta Bazlı Şekerlerin üretim kotasını kaldırmıştı. Bu pancar üreticisinin kotalı üretim yaparken Cargill’in kotasız üretim avantajından yararlandırılması demekti. Konuyla ilgili geçen yasa sayesinde NBŞ tekellerinin Türkiye’de rahatça çalışmalarının önü açılmış oldu.

İddialar vahim
Hükümet kanadından yalanlanmayan bir iddia var ki çok vahim. Şeker fabrikalarının özelleştirme kararının, Cargill’in hükümete sunduğu şeker sektörüne ilişkin bir rapora dayandığı iddia ediliyor. Raporda sektörde özelleştirmenin önemine özellikle vurgu yapılmış. Özelleştirmelerin, Tillerson’un gelişinden ve kayıt altına alınmayan görüşmelerden hemen sonra gerçekleşmesi rastlantı değil deniyor ki üzerinde düşünmeye değer bir iddia bu.
birgun-minibusu-nigde-de-seker-piyasasi-nbs-tekeline-teslim-edilecek-432659-1.
1983 yılında kurulan Bor Şeker Fabrikası bahçesindeki sendika binasında toplanan onlarca işçinin arasındayız. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer işçilere ABD şirketi Cargill’in Türkiye pazarına girdikten sonra nişasta bazlı şeker fabrikalarının sayısının beşi bulduğunu anlatarak, mevcut şeker fabrikalarının da özellikle yenilenmediğini vurguluyor. Bunun bilinçli bir politika olduğunun da altını çiziyor.

Bor Şeker Fabrikası’nın 3 Nisan’da özelleştirme amacıyla satışı gerçekleştirilecek. Gürer “bu, nişasta bazlı şeker tekellerinin oynadığı bir oyun” diyor ve devam ediyor “2019 seçimleri sonrası özelleştirdik dedikleri fabrikaları tamamen kapatacaklar”.

Bütün kent ayakta
Bugüne kadar kendi iş kolları dışındaki alanlarda yapılan özelleştirmelere karşı kayıtsız kaldıklarını kabul eden Bor Şeker Fabrikası işçileri şimdi durumun ciddiyetini kavramış durumdalar. Başlarına gelince anladıklarını söylüyorlar. Ömer Fethi Gürer fabrikanın özelleştirilmesiyle sadece çalışanların değil, 300 bin kişinin olumsuz etkileneceğini belirtiyor. Gürer’e göre şeker fabrikaları “son kale”. Çünkü şeker yerli ve milli olan tek ürünümüz.

Kente hayat veren Bor Şeker Fabrikası’nın özelleştirme yoluyla elden çıkacak olması üzerine kent adeta ayaklanmış durumda. O nedenle kentin tüm sivil toplum kuruluşları, Ticaret, Sanayi, Ziraat, Esnaf ve Meslek odaları başkanları “yol haritası belirlemek” için bir araya geldiler. Kitlesel halde Ankara’ya gidip dertlerini anlatmak istiyorlar. Bunun sadece kentlerinin değil, tüm Türkiye’nin sorunu olduğunu, şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle nişasta bazlı şeker kullanımının artacağını bunun da ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını söylüyorlar.

Niğde’nin önemli ilçelerinden Bor’un aslında birçok sorunu var. Tarım arazileri üzerine kurulan çarpık yapılaşma mı dersiniz, kapatılan BİRKO fabrikası mı dersiniz, yoksa Akkaya Barajı’nın yol açtığı çevre felaketi mi? Ancak şeker fabrikasının özelleştirmesi, hepsinden ağır bastı. Kentte günün konusu şimdi bu, tüm Türkiye’de olduğu gibi.

Bor Ziraat Odası’nda Marangozlar Odası, Demirciler Odası, Gıda Madde Odası, Kahveciler Odası, Terziler Odası, Bor ve Çevresi Köyleri Kalkınma Derneği başkanları, Bor Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Orhan Baykal ile Sanayi ve Ticaret odası Başkanı Nurettin Eriş’in katılımıyla bir toplantı yaptılar. Farklı meslek gruplarının temsilcileri olarak kentin ekonomisini etkileyecek özelleştirme kararına direneceklerini belirttiler hep bir ağızdan.

Ömer Fethi Gürer’e göre “şeker stratejik bir ürün”. “Özelleştirme planıyla nişasta bazlı şekerin yolu açılıyor. Üreten, satan herkes etkilenecek bundan. İktidar yerli olan her şeyin canına okudu. Sümerbank’ı, Seka’yı yok ettiler, son olarak gözlerini şekere diktiler” diyor. Tüm bunlara koyduğu son nokta durumu güzel özetliyor Fethi Gürer’in: “Osmanlı tokadı atacağız diyenler, üreticiye Cargill şamarı indirdiler”.

Bor’un sorunu sadece Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi değil. Başka sorunları da var. Hem de ciddi sorunları. Bor CHP İlçe Başkanı Erdal Gevrekçi Bor’da askeri fabrıkanın küçüldüğünü, el sanatlarının tükendiğini, tarım ve hayvancılığın bittiğini Akkaya Barajı’nın çevre felaketi olarak AKP döneminde geri dönülemez boyuta ulaştığını, havaalanının yapılmamasının sanayinin gelişmesini önlediğini belirtiyor. Yeni Bor gazetesinin sahibi Abdurrahman Yılmaz Toprak Mahsulleri Ofisi’nin Bor’dan gitmesiyle gerilemenin başladığına dikkat çekiyor. “Artık sesimizi yükseltmeliyiz” diyor. Yeşil Bor gazetesi yazarı Aydın Şimşek Niğde’nin önemli ölçüde ihmale uğradığını, sorunlarının çözüm bulmadığını vurguluyor.

Ziraat Odası Başkanı Nurettin Eriç şeker fabrikasının satılmaması gerektiğini ifade ederken, Terzıler Odası Başkanı Bekir Binay, şeker fabrikasının esnaf için de önemli bir destek olduğunu belirterek satılmasına karşı olduğunu vurguluyor. Marangozlar Odası Başkanı Kani Demirbilek, Kahveciler Odası Başkanı Şaban Arıkan da aynı görüşteler. “İş alanları daraldıkça ekmeğimiz azalıyor” diyorlar. Demirciler Odası Başkanı Ethem Bozdoğan, Bakkallar Odası Başkanı Kadir Yalçın, Gıda Maddeleri Odası Başkanı Tamer Çiftçibaşı Şefik Çalgın da benzeri görüşler dile getiriyorlar. Kentin bilinen isimleri Ruhi Çalgın, Mustafa Gülsoy, Mustafa Demir, Mustafa Tutumlu, Nihat Önoğlu, Sami Şadan Eriş de şeker fabrikasının özelleştirmesi karşısında tepki gösterilmesinden yanalar.

BİRKO’yu batırdılar
BİRKO 1974 de Koyunlu köyünde halı ve mobilya üreticilerinin ortaklaşa kurulduğu bir fabrikaydı. Bölgenin lokomotifi derlerdi. Tekstil ipliği üretiyordu. AKP iktidarı BİRKO’ya destek vermedi, kredi sağlamadı, BİRKO kendini çeviremez hale gelince yüzlerce çalışanın işsiz kaldı. BİRKO alanının üzerine konutlar yaptı AKP iktidarı.

Bor’da keçi boynuzundan bıçak sapı yapan ustalar vardı, şimdi bir tane var. Çani çıngırak yapan bir ya da iki usta var, keçe, kepenek yapan yok. Bir zamanlar halı pazarı kurulan ilçede halı tezgahları kalmadı, saraç, palan yapımcıları tükenmek üzere, çömlekçilik bitti. Halı yüzlü, ot yastık üretenler yok. Palan üreticisi yok, telkari yapan yok, oymacılık, el işçiliği yok. Marangoz, çeyiz sandıkçısı yok.

Antik Tiana ve Bahçeli Köşk, Roma Havuzu turizmin merkezi olacakken turizmden pay alamıyor. Bor’da üc gazete var; Yeşil Bor, Bor’un Sesi , Bor’da Sabah. Yeşil Bor’un Sahibi Kıvanç Şimşek, Bor’un Sesi’nin sahibi Alpaslan Düzgün, Bor’da Sabah’ın sahibi İsmet Ünver Farklı yayın çizgilerine sahip olan bu gazeteler kentlerindeki şeker fabrikasının özelleştirilmesine karşılar.

NİĞDE: Patatesin yurdunda üretici feryat ediyor
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ile birlikte Bor’dan sonra Niğde’nin köy ve kasabalarını gezmeyi sürdürüyoruz. Hangi partiden olursa olsun uğradığımız beldelerde kiminle konuşsak herkes AKP’nin patates üreticisini yok ettiğini söylüyor. Gürer, adı “patatesçi milletvekili”ne çıkacak kadar konuyu gündemde tutan biri olduğu için yörede çok tanınıyor. Girdiği her kahvede, herkes önce Gürer’e teşekkür ediyor ardından da iktidarın uygulamalarından yakınıyor.
birgun-minibusu-nigde-de-seker-piyasasi-nbs-tekeline-teslim-edilecek-432660-1.
Niğde patates üretiminde Türkiye’de bir numara. Patatesinin kalitesi de biliniyor. Bugün yaşanan sıkıntılardan önce de öteden beri bölgede bir patates entegre tesisinin olmayışı binlerce ton patatesin çürümesine yol açıyor. Bu tesis olsa sorunların bir kısmı bir nebze çözülebilir. Eylül ayında patates depoya konuyor, tüccarın gelmesi bekleniyor, tüccar gelmezse çiftçinin deposunda çürüyor patatesler. Bunun çözümü ilk aşamada üreticiye verilen çözümün açıklanması. Böylece tüccarın bölgeye gelmesi sağlanmış olacak. Ama teşvik Nisan ayında açıklanırsa bu tam anlamıyla gecikme demek, patatesin depoda çürümesi demek.

Patatesin tohumu, ilacı ithal. Suyu enerjiye çalışıyor. Enerji firmaları su parasını ödeyemeyen üreticinin suyunu kesiyor. Çitçi Kayıt Sistemi’ne üye olmayan çiftçiye kuraklık bedeli de ödenmiyor. Dolayısıyla her açıdan mağdur bir çiftçi portresi çıkıyor karşımıza. Ömer Fethi Gürer, “Niğde/Nevşehir bölgesinde çiftçilerin ürünlerini satamamalarından ötürü doğan borçlarının ertelenmesini, faizlerinin silinmesini istedim verdiğimi bir öneriyle” diyor.

Sorun sadece bunlar değil. Besicilik de can çekişiyor bölgede. Buzağı ölümlerinde yüzde 12 artış var.

Editör: TE Bilişim