Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalar andımız ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Niğde Ömer Halisdemir meydanında yapılan basın açıklmasına Türkiye Kamu-Sen Niğde Temsilciği, Türk Eğitim-Sen başka olmak üzere, Türk Sağlık-Sen, Türk İmar-Sen, Türk Emekli-Sen, Türk Büro-Sen gibi bağlı kuruluş temsilci ve üyeleri, Türkav, Türk Ocakları gibi sivil toplum kuruluşları katılırken, Partilerden de MHP Niğde İl Başkanı Cumali İnce ile birlikte yönetim kurulu da basın açıklamasına katılarak destek verdi.  

AKP Hükümeti ile MHP arasında Andımız başta olmak üzere soğuk rüzgarlar esiyor. Bu soğukluğun sonucunu MHP'ye yakın sivil toplum kuruluşları da tavrını göstermeye başladı. 

VİDEO GÖRÜNTÜSÜ AŞAĞIDA

Niğde Ömer Halisdemir meydanında basın açıklaması yapan Türkiye Kamu-Sen Niğde İl Temsilcisi Adnan Özer; Büyük Türk milleti, Çok yakın bir zamanda 95. kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız Cumhuriyetimiz ve milli devlet yapımız büyük saldırılarla karşı karşıyadır.

ÇÖZÜM SÜRECİ İLE MİLLİ DEĞERLER YAĞMA EDİLMİŞTİ... ANDIMIZ DA BU ŞEKİLDE KALDIRILDI
Ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz ve bugünlere taşıdığımız Devletimizin bu coğrafyadaki varlığı, millet olma özelliğimiz ve etrafında kenetlendiğimiz değerlerimizin korunmasıyla mümkündür. Nitekim daha birkaç yıl önce, adına “Çözüm Süreci” denilen, gerçekte ise çözülüm süreci olan birtakım uygulamalarla milli kimliğimiz yok edilmek istenmiş, bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır. O dönemde milli değerlerimizin içinin boşaltılmasının, milli kimliğimizin yok edilmesinin, bizleri tek bir millet olarak bir arada tutan değerlerin yağmalanmasının karşısında durmuş, sürecin ülkemizi bir felakete sürüklemekte olduğu gerçeğini haykırmıştık.

Bu rezaletler zincirinin bir halkası da 1933 yılından beri okullarımızda okutulmakta olan Andımızın kaldırılması olmuştu. Nitekim, yaşadığımız acı tecrübeler sonunda, yanlış yoldan dönüldü ama bu yanlışlar, hendek operasyonlarında 793, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 71 ve Zeytin Dalı Harekatı’nda 53 vatan evladının şehadetine mal olurken içimizde de onulmaz ve unutulmaz yaralar açtı.

TÜRK EĞİTİM-SEN DAVASI İLE ANDIMIZIN YENİDEN OKUTULMASININ ÖNÜ AÇILDI
Hatırlanacağı üzere o tarihlerde gerek bireysel gerekse Türk Eğitim-Sen olarak açtığımız davalarla, sözde Çözüm Sürecinin bir parçası olan Andımızın kaldırılmasını, Danıştay nezdinde yargıya taşımıştık. Nitekim Danıştay 8. Dairesi de 24.04.2018 tarihli kararıyla Öğrenci Andını kaldıran işlemi hukuka aykırı bularak, 1933 yılından 2013 yılına dek 80 yıl boyunca okullarımızda okutulan Andımızın yeniden okutulmasının önünü açtı.

ANDIMIZDA YER ALAN İFADELER ANAYASAMIZDA DA YER ALIYOR
Ama ne hikmetse bir anda ülkemizde kıyamet koptu; ne kadar açılımcı ne kadar çözülümcü varsa meydanlara fırlayıp, Andımız üzerinden yeniden Türk milli kimliğine karşı saldırıya geçti. Bu kesim, içinde yaşattığı Devletin kurucu değerleriyle hesaplaşma arzusunu, Öğrenci Andının ırkçı söylemler içerdiği safsatası ile gizleme çabası içine girdi. Halbuki, Danıştay kararında aynen şu ifadelere yer vermiştir: “Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasamızda anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu gibi milli eğitim sistemimizin Kanun ve Yönetmelikte belirlenen temel amaçlarını da ortaya koymaktadır.” Yani yargı kararı dedi ki; Öğrenci Andı ayrıştırıcı değil bilakis Türk milli kimliği oluşturulması açısından birleştirici bir unsurudur. Kaldı ki bu karar, Danıştay’ın Öğrenci Andı konusunda verdiği ilk ve tek karar değildir. 2002 yılından beri Andımızın kaldırılması için açılan pek çok davada Danıştay, Öğrenci Andı’nın kaldırılmaması yönünde görüş bildirmiştir.

Bu süreçte özellikle 2009 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’nın Öğrenci Andı ile ilgili yaptığı savunma, hepimizin görüşlerine tercüman olmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı’nın, 2009 yılındaki Andımızla ilgili bu savunmasını hiçe sayarak Danıştay’ın kararına itiraz etmesi bizleri ayrıca üzmüştür.

YÜZDE 3,5'A İMZA ATIP YÜZDE 24,5 ENFLASYONA GIKINI ÇIKARMAZLAR
Devlette devamlılığın bir gereği olarak Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2009’daki görüşlerine uygun davranmasını, itirazından vazgeçerek okullarda Öğrenci Andı’nın yeniden okutulması için gerekli düzenlemeyi yapmasını beklemekte ve istemekteyiz. Değerli arkadaşlar, Danıştay’ın Öğrenci Andı kararına ilk tepki gösterenler arasında bir de adı memur sendikası olan ama yaptıkları sendikacılıkla bağdaşmayan bir kuruluş var. Bunlar iki yılda bir ortaya çıkar, memuru toplu sözleşmede pazarlar, sonra iki yıl boyunca ortalarda görünmezler. %4+3,5 zamma imza atıp %24,5 enflasyona karşı gıkını çıkarmazlar. Memurlar ek gösterge beklerken tek kelime edecek takati göstermezler.

HAK YENİRKEN SUS PUS OLURLAR
Dolar 7 TL’ye ulaştığında, alım gücünün korunmasına karşı bir tedbir önermezler. Mülakat denen kıyım sistemiyle hak yenirken sus pus olurlar. Aileleri parçalanmış sözleşmeli personel için tek kelime etmezler. Memurun, sözleşmelinin, emeklinin mağduriyetlerini sorun etmezler. Ek zam istemeye hiç cesaret edemezler.

Kısacası memur sorunlarına karşı kafalarını kuma gömer ama iş, Türk düşmanlığı oldu mu, girdikleri delikten bir anda fırlar, 81 ilde basın açıklaması yaparlar. Bunlar Andımızı, Türkiye Cumhuriyeti ve Devletimizin kurucu kadrosuyla hesaplaşmanın aracı yaparlar.

ARTIK GERÇEĞİ GÖRMENİN ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Kıymetli kamu görevlileri sözüm sizedir, Artık gerçeği görmenin zamanı gelmedi mi? Daha ne kadar Devletimizle, Devletimizin kurucularıyla, Türklükle, milli kimlik ve birliğimizle sorunu olan bu zihniyete destek vermeye devam edeceksiniz?

Konu memur olduğunda rahat koltuklarından kalkamayanlar, iş milli değerlerimize ve kavramlarımıza savaş açmaya geldiğinde, ihanet bayrağını kapıp en önde meydanlara koşuyorlar. Çözüm sürecinin akilleri, bölünme sürecinin yol başçıları, FETÖ’cülerin hamileri bunlar değil miydi?

Milli ve manevi değerlerine önem veren tüm kamu görevlilerini artık maskesi düşmüş, deşifre olmuş, tescilli memur düşmanı bu sendikalardan istifa etmeye ve Konfederasyonumuz çatısı altında birlik olmaya davet ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı. 
 
Editör: TE Bilişim