Eğitim-İş Niğde İl  Başkanı Timur Özkan geçtiğimiz hafta yapılan YGS sınavları ardından meydana gelen skandal uygulamalar ve   kopya iddiaları üzerine bir basın açıklaması yaptı.
27 Mart Pazartesi günü gerçekleşen, 1 milyon 700 bine yakın öğrencinin katıldığı YGS, akıllara ziyan bir skandala sahne oldu.

Daha önce de KPSS’de yaşanan skandalın izleri henüz hafızalardan silinmeden, daha büyük bir skandalın patlak vermesi, bu işin çivisinin çıktığını gösteriyor.

Bilindiği gibi ÖSYM, YGS’de adaylara ve öğretmenlere yönelik tuvalet yasağı ve abartılı üst aramalarıyla gündeme gelmişti. Biz gerek sağlık sorunları ve psikolojik sorunlar yaratacak tuvalet yasağını, gerekse sınavdaki güvenliği sağlayacak öğretmenlerimizin abartılı biçimde üstlerinin aranmasını, bu kadar abartılı güvenlik önleminin altında acaba yine bir skandal mı yatıyor endişesiyle karşıladığımızı basın ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu yaklaşıma bir bilim kurumunun nasıl izin verdiğini anlayamamıştık. Gelinen noktada anlaşılıyor ki, minareyi çalan kılıfını hazırlıyormuş. Bir yandan psikolojik baskı altında sınava giren adaya ve öğretmene güvensizlik, öte yandan sistemli bir şekilde dışarıya soru sızdırmalar, özel yazılımla soru şifreleme…

Bu kopya girişiminin belli bir anlayışın sahibi kesimlere özel düzenlendiği açıktır. Bu süreç ideolojik bir istismar politikasının, kendi yayılım alanlarında taraftarını toplama ve yetiştirme idealinin bir aşaması olarak daha ne kadar devam edecektir?

ÖSYM’den bu skandalın en ince ayrıntısıyla ortaya çıkarmasını, yetkililerden ise en tepeden en alta kadar bu işe bulaşan herkesin hukuk ve kamuoyu vicdanında yargılanmasını bekliyoruz. En başta bu işin siyasi sorumluları olmak üzere, bu skandalın yaşandığı kurumun başındaki şahsada, en kısa zamanda o koltuğu bırakmak düşer. Bu kopya olayının bütünüyle ortaya çıkması halinde ise, yüzbinlerce mağdur edilmiş adayın mağduriyetini az da olsa gidermek için acilen YGS’nin iptaline gidilmelidir.

Dişinden tırnağından artırdığıyla çocuğunun sınava hazırlanması için özveride bulunan yüzbinlerce vatandaşımızın,gecesini gündüzüne katan, emek veren, yorulan ,umutları, hayalleri yıkılan yüzbinlerce öğrencimizin elleri bu işin sorumlularının yakasındadır. Anlayana bu skandalın hukuki boyutu bir yana, vicdani sorumluluğu dahi dayanılamaz ağırlıktadır.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in “İddia sadece master kopyalar için doğru; ancak sınavda her adayın soru kitapçığı, soruların yeri ve cevapların yeri birbirinden tamamen farklı.” biçimindeki açıklaması ciddiyetten uzaktır. Böyle bir şifrelemenin gerekçesi nedir? ÖSYM her adayın şahsına yönelik kitapçığı önceden belirlediğine göre, minare kılıfa uyacaktır.

Her şeyden önce bizler de Eğitimci , öğrenci velisi birer yurttaş olarak tüm yurttaşlarımız gibi mağdur edildik. Eğitim ve Bilim Emekçilerinin temsilcisi olarak Eğitim-İş’in bu eğitim ve bilim hırsızlığı konusunda başta hukuk mücadelesi olmak üzere gerekli her türlü mücadeleyi vereceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Editör: TE Bilişim