Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim-İş) Niğde İl Temsilsici Timur Özkan Eğitim Birliği (Tevhit-i Tedrisat) yasasının çıkmasının yıl dönümü nedeni bir basın açıklaması yaptı.
 
Özkan basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
 
 3 Mart 1924, Hilafet ile Evkaf ve Şeriye bakanlıklarının kaldırıldığı, Öğretim Birliği (Tevhit-i Tedrisat) Yasası’nın çıkarıldığı, Türk Devrimi’nin amaçladığı çağdaş-demokratik toplum düzeninin temeli olan ulusal-laik-bilimsel eğitimin yaşama geçirildiği önemli gündür.
 
       Atatürk’ün önderliğinde yapılan Türk Devrimi ile ulusal bağımsızlığa, halk egemenliğine, çağdaş demokrasiye, kişi hak ve özgürlüklerine, ulusal eğitime, düşünce ve inanç özgürlüğüne giden yol açılmıştır.
 
       Türk Devrimi ile eşit yurttaşlık ve Cumhuriyet Hukuku’nu esas alan yeni bir düzen kurulmuştur.
 
       Türk Devrimi; aklı, bilimi, aydınlanmayı esas alan, ulusal ekonomiyi ve halkçı politikaları ilke edinen bir devrimdir.
 
       Bugün ülke ve ulus olarak geldiğimiz noktada Türk Devrimi’nin hedeflerinden çok uzaklaştığımızı üzülerek gözlemlemekteyiz.
 
3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) eğitimin ulusallaşmasını, çağdaşlaşmasını, laik ve demokratik bir yapıya kavuşmasını sağlayan en önemli devrim yasalarından biridir.
 
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılmasıyla,  farklı kurumlar tarafından beslenen ve yönetilen, çağının gereklerini karşılamayan eğitim kurumlarının varlığına son verilmiş, her türlü yönetim ve denetim Mili Eğitim Bakanlığı’na verilerek  öğretim birliği sağlanmıştır. Bu yanıyla laik Türkiye’nin kültür ve eğitim hayatında bir dönüm noktası olmuştur.
 
Bu süreçte, çocuklarımızın  ve gençlerimizin çağdaş kurumlarda, karma eğitimle ideallerini genişletip aralarında ulus bilinci oluşturularak laik, demokratik, akılcı, bilimsel değerler taşıyacak bir yapının oluşturulması sağlanmıştır. Böylece ulus devletin de temelleri atılmış ve yasa, önemi gereği anayasa tarafından da koruma altına alınmıştır.
 
Ancak 1950’li yıllardan sonra, ülkeyi yöneten iktidarlar, anlamsız bir inatla Öğretim Birliği Yasası’nı delerek başlangıcındaki hedef ve ruhundan uzaklaştırma girişimlerinde bulunmuşlar, bunda da oldukça başarılı olmuşlardır. Bu konuda en çarpıcı örnek Köy Enstitülerinin kapatılmasıdır. Devrim yasalarının çıkarılışının 87. yılında yaşadıklarımızla bu  anlayışın yıkıcılığını çok daha iyi anlıyoruz. 
 
Bugün AKP iktidarıyla birlikte, eğitimde “özelleştirme” ve “gericileştirme” hareketleri artmakta, eğitimimizde tarikat ve cemaatler daha etkin hale gelmekte, eğitim sistemimiz, Cumhuriyetle kazandığı temel niteliklerden hızla uzaklaştırılmaktadır. Hazırlanan programlar, kitaplar Çağdaş ölçütlerden ve bilimsellikten yoksundur. Eğitim yönetimi kadroları da aynı özellikleri yansıtmaktadır. Cumhuriyet karşıtı bu kadrolarla ve bu kafalarla ancak tarikatlara, cemaatlere adam yetiştiren altyapılar oluşturulur. Yaşadığı dünyanın sorunlarını, çözüm yollarını kavramadan din bezirganlarının hurafeleriyle korkunun tuzaklarına düşürülmüş bir gençlik, olsa olsa tarikat şeyhlerine mürit olur. Egemen güçlerin de, erki elinde bulunduranların da, ülkemizi sömürgeleştirmek isteyen emperyalistlerin de istediği budur. Bilinçli, özgür düşünüp karar veren, haksızlığa ve zulme karşı duran, aklı ve yüreği ile bu ulusun geleceğine sahip çıkan bir gençliği istememektedirler. Bunu da inançlı yoksul halkımızın çocuklarını şeriatçı bir anlayışta yetiştiren binlerce vakıf, kurs, öğrenci yurdu, özel dershane, pansiyon, ev, radyo-televizyon, yerel gazete, dergi ve yayınevleri aracılığıyla sağlamaya çalışmaktadırlar.
 
Ulusal eğitimin temel ilkelerine bağlı, nitelikli insan yetiştirilmesini ülkemizin geleceği için çok önemsiyoruz. Araştıran, sorgulayan ve öğrendiklerini yaşamında uygulayan insanı yetiştiren, çağdaş ve evrensel ölçütlere uygun, laik ve bilimsel bir eğitim, “ uygarlık düzeyinin üzerine çıkma” hedefine ulaşmanın tek yoludur. Ruhunu, aklını ve vicdanını başkasına emanet edenlerle, birilerine körü körüne boyun eğenlerle büyük hedeflere asla varılamaz. Ancak aklı ve vicdanı özgür olanlar, büyük işleri başarabilirler. Bunu, Cumhuriyetimizin “Öğretim Birliği Yasası”nın sağladığı ulusal eğitim anlayışıyla yetişmiş olan gençlerimiz başaracaklardır.
 
EĞİTİM-İŞ olarak; bu gerçekler ışığında dinlenmemek üzere çıktığımız bu yolda, Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, demokratik, millici, eşitlikçi ve parasız eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz, bu kararlılıktan asla vazgeçmeyeceğiz.
 
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
 
Editör: TE Bilişim