CHP Niğde Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, ülkemizde, son yıllarda şiddete yönelen ve ‘mutluluk’ sıralamasında OECD verilerine göre son sırada öğrencilerin içinde bulunduğu bu olumsuz tablonun araştırılması için TBMM Başkanlığına önerge verdi.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuyla ilgili açıklamasında, öğrenciler arasında son yıllarda şiddete yönelişte ciddi oranda artışların olduğuna vurgu yaptı. Ömer Fethi Gürer, gelinen son noktada öğrencilerin silaha bile yöneldiğini ifade ederek, “Bu sorunun çok yönlü olarak incelenmesi gerekmektedir” dedi.

 

MUTSUZLUĞUN SEBEBİ UYGULAMA DEĞİŞİKLİĞİ

Türkiye’de öğrenci mutsuzluğunun ana sebeplerinden birinin de Milli Eğitimde sürekli yaşanan uygulama değişiklikleri olduğuna dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, öğrencilerin mutsuzluğunun giderilmesine yönelik ciddi politikaların geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

 

SON İKİ YILDA ŞİDDETE YÖNELMEDE CİDDİ ARTIŞ VAR

Meclis Araştırma Önergesinde PISA’nın “Öğrenci Refahı” ile ilgili raporunda, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldığına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, “Son İki yıl içinde dahi basına yansıyan haberlerde öğrencilerin okullarda gerçekleştirdiği saldırı ve şiddet dikkate alındığında mutsuzluk yanında suça yönelişleri de dikkat çekicidir. PISA verilerine göre öğrenci mutluluğunda OECD ülkeleri içinde 6.12 puanla son sırada yer almamız neden eğitim kurumlarında öğrenciler mutsuzdur? Neden şiddet öğrenciler arasında giderek artan bir eğilimdedir sorularına çözüm bulunmasını gerekli kılmaktadır” dedi.

 

HER 100 ÖĞRENCİDEN 28’İ HAYATINDAN MEMMUN DEĞİL

PISA Öğrenci refahı araştırmasında öğrencilerin okul başarıları, arkadaşları ve öğretmenleri ile ilişkileri, okul dışındaki vakitlerini nasıl geçirdikleri ve aile yaşamları incelenerek belirlendiğini anlatan Ömer Fethi Gürer, “Öğrencilerimizin 28,6’sı hayatından hiç memnun değilken, sınavlara çok iyi hazırlanmasına rağmen kaygı duyduğunu söyleyen öğrencilerin oranı 58,8, ders çalışırken stres altında hissedenler %56 ve okullarda birkaç kez herhangi bir zorbalığa maruz kaldığını söyleyenler ise %18,6’dır.15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 28,6’sı hayatından hiç memnun olmadığını ifade etmeleri de ayrıca düşündürücüdür” şeklinde konuştu.

MUTSUZLUĞUN SEBEBİ ARAŞTIRILMALI

Gürer, TBMM Başkanlığına yönelttiği Meclis Araştırma Önergesinde şu ifadelere yer verdi:“OECD’nin yüzde 11,8’lik ortalamasını ile mutsuzluğu katlayan ülkemiz öğrencilerinden yaşamımdan çok memnunum diyen oranı da dahi OECD’nin yüzde 34,1’lik ortalamasının gerisinde ve yüzde 26,3 kalıyor. Türkiye’de ‘sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu’ söyleyen öğrenci oranı 58,8’dir. % 56 ise ‘ders çalışırken stres yaşamakta.  Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrencilerin ders çalışırken en fazla kaygı duyduğu ikinci ülke olması da ayrıca üzerinde durulması gereken bir durum. Türkiye'de kendini okula ait hisseden öğrencilerin ortalaması OECD ülkelerinin gerisindedir. OECD ortalaması yüzde 73 iken Türkiye'de kendini okula ait hisseden öğrencilerin ortalaması yüzde 61 oranındadır.  Veriler dikkate alındığında çocuklarımızın mutsuzluğunun araştırılması ve nedenleri üzerinde çözüm yolları üretilmesine katkıda bulunmanın da meclis araştırması ile sağlanabileceği düşüncesindeyim. İnsan için mutluluğun tanımı eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, saadet, bahtiyarlık olarak açıklanmaktadır. Bu durumda çocuklarımızın bu sürece daha yaşamın başlangıcında ermemesi gelecek adına da toplumsal sorunlar adına da kaygı verici bir durum olarak görülebilir. Sağlıklı bir toplum için öğrencilerimizi mutlu kılmak zorundayız. Bunun araştırılması çözümünün sağlanması herkesin öncelikle görevi olmalıdır. Mutlu olan çocuk yaşamla da barışık olacak başarısı da artacaktır. Mutluluk konusunun da eğitim sistemi, okul, öğretmen, aile, çevre gibi pek çok değişken boyutları vardır. Okulların tek hedefi başarılı, nitelikli, mutlu öğrenci yetiştirmek olmalıdır. Okulların müdür öğretmen ve kurumsal dokusu yanında aile, çevre süreçleri ile bir bürün olarak sorun sorgulanıp ele alınmalıdır. Okulların kurumsal sorunları, okullarda eğitimin kalitesi, müdür ve öğretmenlerin memnuniyet ve okula bakış yaklaşımları sorunun çok boyutlu araştırılması ihtiyaçtır. Hiç şüphesiz ülkemizde eğitim politikalarının değişkenliği, ezberci ve başarı değil bir an önce mezuniyete endeksli eğitimin de sorunlara etkisi büyüktür. Türkiye’de çocukların yoksulluk oranı yüzde 25,3 iken, AB’ye üye ülkelerle karşılaştırıldığında yoksulluk oranı en fazla olan ülke konumunda olmasının da bir etken olduğu da gerçektir. Kapsamlı bir araştırma önemli yararlar sağlayacaktır.”

Editör: TE Bilişim