Milli Eğitim Bakanlığının İKS, TEFBİS, Ana Kız Okula, Haydi Kızlar Okula, TKY, OGYE, DYNET, TWİNİNG gibi projelerinin öğretmenler tarafından yürütüldüğünü vurgulayan Özüdoğru, “Bu yıl bu projelerin yanında bir de Performans Yönetim Sistemi ve Aşamalı Devamsızlık Yönetimi de (ADEY) eklenmiştir” diye konuştu.
“Projeler kağıt üzerinde kalmasın!”
Milli Eğitimin projeler üretmesinin, kurumun gelişmesi, modernize olması için kaçınılmaz, hatta zaruri olduğunu belirten Özüdoğru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat hazırlanan projelerin sonuçlarının iyi hesaplanması gerekir. Kağıt üzerinde kalan, pratize edilemeyen, başlatılıp bir müddet sonra rafa kaldırılan birçok projenin olduğunu biliyoruz. Planlamanın iyi yapılması gerekiyor. Eğitim-öğretime hiçbir katkısı olmayan, sadece öğretmenleri meşgul eden projelerin zaman ve maddi israfa sebep olduğu ortadadır. Geliştirilen her projelerin ise uygulayıcısı idareci ve öğretmenler olmamalıdır. Bu projelerin takibi, oluşturulacak ayrı birimlerce yapılmalıdır. Stratejik plan hazırlamak uzmanlık gerektirir. Anket yapmak ve yorumlamak ise ayrı bir branş işidir.”
Hazırlanan projelerin uygulanabilirliğinin önceden test edilmesi gerektiğini kaydeden Özüdoğru, “Eğitim çalışanlarının üzerinde denenmemelidir. Özetle, idareci ve öğretmenler çocukların eğitimiyle uğraşmalıdır. Projeler arasında boğuşan, fırsat buldukça da eğitimle uğraşan öğretmenin hiç kimseye bir katkısı olamaz” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’den, eğitim açısından çok şeyler beklediklerini dile getiren Celalettin Özüdoğru, “Teşkilat kanununda yaptığı köklü değişiklik bizleri umutlandırmıştır. Eğitim çalışanlarının yaz tatilleri ve mesai saatleri hakkındaki açıklamaları ise soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştur. Bakanımızdan, yukarıda belirttiğimiz meseleye de el atmasını ve eğitim çalışanlarını asıl görevleri olan eğitimle uğraşmalarını sağlamasını bekliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
