Ne dedi müstebit?
 "Taksim'e gelmeyin, gelirseniz A' dan Z' ye ne gerekiyorsa yapılır"
Ve gereken yapıldı…
Cumartesi günü Gezi Direnişi’nin birinci yıldönümüydü.  Vatandaş kayıplarını anmak, basın açıklaması yapmak ve Gezi Parkı’na çiçek bırakmak istedi; Olmadı.
Polisten dayak yedi, coplandı, biber gazı ile zehirlendi, TOMA’ larla kovalandı.
Genç, yaşlı demediler, patakladılar. 
Çiçeklere bile yasak getirdiler.
Tıpkı 1 Mayıs’da olduğu gibi…
En küçük bir kıpırdamaya bile tahammül edemiyorlar.
Kıtalar arası yasaklama bir tek bizde olsa gerek!
Yollar tutuluyor,  meydanlar kapatılıyor. Toplu taşıma araçları çalıştırılmıyor.
Ülkenin neredeyse bütün polis teşkilatını, yığıyor da yığıyorlar.
Ardından gelsin coplar, biber gazları, tazyikli sular, plastik mermiler, tekmeler, tokatlar…
Bir kişinin üzerine çullanan onlarca polis…
Yerlerde sürüklenenler, kovalananlar…
İtilip kakılan kadınlar…
Saçlarından sürüklenen genç kızlar..
Direnişe katılan da katılmayan da polis şiddetinden nasibini alıyor. Polis çocuklara bile acımıyor. Çocuklar korkudan altlarına işiyor. Kız çocukları kollarından sürükleniyor.
İstanbul, İstanbul olalı böyle zulüm görmedi…
Nefret söylemleri içeren konuşmalar, halkı karşı karşıya getiriyor… 
Büyük şehirlerde halkın demokratik yollardan protesto hakkı yok edildi. Sanırsınız Kenan Evren dönemi geri geldi.
Güneydoğu’da günlerdir terör yol kesiyor, kimlik soruyor; müstebit İstanbul’a yığdığı polis gücünün onda birini buralara yığmıyor ya da yığamıyor.  İnsanların çocukları dağa kaldırılıyor, müstebitin umurunda değil.
Varsa yoksa Taksim Meydanı, Tandoğan Meydanı, Cumhuriyet Meydanı…
Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi yedi yıldır kapalı. Kapılarını açamıyor.
Sanat’a yasak, meydanlara yasak, parklara yasak.
Cumhuriyet tarihi böyle müstebit görmedi…
 “Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstün olduğu bir gelecek “ ümit ediyoruz ama nasıl olacak bilemiyoruz. 
Polis devletinde hukuk olur mu?
Bu memlekette hukuk, çoktan müstebite karışmış…
Milletin vatan toprağı millete yasak edilmiş!
Durmak yok, A’ dan Z’ ye zulme devam…
 
 Tülay Hergünlü
İstanbul, 01.06.2014
 
Soma’yı unutma, unutturma!