Bir siyasi harekete yaklaşılacak ya da uzak durulacak zamanın planını yapmakla ömürlerini geçirirler. Kanaatleri yoktur, dengeleri vardır. Cebinin birinde “evet” diğerinde “hayır” cevabıyla dolaşırlar. Kelimenin sade anlamıyla ortamcıdırlar. Bukalemunlar doğallıklarından, onlar suniliklerinden kılıktan kılığa girerler. Onlar için ahlak ve erdem yoktur, uygun ortam ve şartlar vardır. Dün yaraladığı arkadaşlarıyla bugün varını yoğunu bölüşebilir; bugün birlikte yemek yediği, kadeh tokuşturduğu, koyun koyuna yattığı arkadaşlarını yarın boğazlayabilirler. İnsanları ve insanlıkları ucuza alır, ucuza kapatır ve ucuza elden çıkarırlar.
Çirkini güzel, yalanı hakikat, nâmerdi mert gibi tarif etmekte ustadırlar. Uzaktan adam olarak görünmeyi meslek edinmişlerdir. Ahlak, erdem ve onur gibi kavramlardan habersiz gibi görünürler. Kazara ahlaki bir tavır, insani bir yardım yaptıklarında ömür boyu bunu her önüne gelene anlatırlar. Bir vecd anında dilenciye verdiği o küçük bozukluk parayı geri dönerek istemekte hiçbir ahlaki kusur görmezler. Yapabildiği kadar gösteriş, becerebildiği kadar hile, yutturabildiği kadar yalan bu karakterlerin temel meyvesi sayılır. Namus gibi namussuzluğu, helal gibi haramı savunmakta bir sanatkâr kadar beceriklidirler.
Hiçbir zaman karşısındaki hakkında gerçek kanaatlerini ve düşündüklerini söylemezler. İçinden söver-küfrederken yüze karşı gülmek, iş ilişkilerinde rol yapmak, biri bin gösterip birilerini aldatmak, sağlam bir arkadaş bulup istismar etmek, nüfuzlu şahsiyetlerin yanında görünmek temel aldıkları ilkelerdendir.Yukarıdan gülüşüp aşağıdan tepişmek doğalarının gereğidir. Balzak’ın tarif ettiği bazı tipler siliklerin karakter ve insanlık sınırlarının çizgisi gibidir: Sefahat meydanlarında döküp saçtıkları fikirleri ve paracıkları devşirip kendilerine mal etmesini bilir. Çoğu kez talihsizliğinden olacak gücünü, zaaflarının ve tembelliğinin emrine verir. Zaman zaman başkalarının işi olduğunda mucizeler yaratan, kendi işlerini yüzüstü bırakan o yaman ve mutsuz kişi hüviyetine bürünebilirler. Bunlar, ellerindeki büyülü lambayı ona buna veren Alaeddinlerdir. Kendi çıkarları işe karışmadığı zaman uzak görüşlüdürler, hükümleri yerindedir, danışmanlıkta üstlerine yoktur. Onlarda hareket eden kol değil kafadır. Yaşayışlarındaki tutarsızlık ile aşağı zekâlar tarafından kınanmaları hep bundandır.
Dönek tiplerin yemini, söz verişi, ahde vefası, sempatisi, antipatisi, milliyetçiliği, liberal durumları her an başka bir biçime devşirilebilir. Dış görünüşleri saray kadar cezbedici, içleri kof bir mağara kadar süflidir. Sözleri mangal külünü havalandırır, ahlak ve fazilette zirveleri dolandırır gibi görünür, dindarlar gibi dinlerinin gereklerini yerine getirirler. İş ciddiye, durum zora girince bir anda ortadan kaybolurlar.
Kendi boylarını uzatacak yerde başkalarının boylarını kısaltmaya, dönekliklerini azaltacak yerde başkalarına yaygınlaştırmaya özel bir önem atfederler. İktidardakilere yaranmak, muhalefettekilere hoyratça yaklaşmak davranışlarını yönlendiren en önemli ilkelerdendir. Öptükleri eli, ele geçirdikleri imkanları başkalarının kapmaması için kendilerini heba edecek kadar zorlarlar. Makam ve mevki sahiplerine yaranmak, can düşmanına gülümsemek, en murdar bayağılıklarla uyuşmak, menfaatlerini tehdit edenlere karşı koyabilmek için ellerini de vicdanlarını da rahatlıkla kirletebilirler.