ALLAH İLE İNSAN ARASINA KİMSE GİREMEZ DERLER. ACABA!
                  DİNİMİZDE MÜRŞİT VARMI? GEREKLİMİ?
 
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, insanlar çekinmeden Allah’a karşı her şeyi konuşabiliyorlar. İddia ettikleri ve önemsemeden, umursamadan söyledikleri ve kesin bir eda ile inat ettikleri düşünce ve inançları Allah’ın kurallarına uymasa da, kendi bildiklerinden şaşmazlar. Allah da bu kişiler için şöyle diyor:
 
22 / HAC – 8.Ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).
Ve insanlardan (öyle) kimseler vardır ki; bir ilme, bir hidayetçiye ve nurlu (aydınlatıcı) bir kitaba sahip olmaksızın Allah hakkında mücâdele eder.
 
Sakın “Kur’an’ı okuyoruz” diye kendinizi savunmayın. Kur’an’ın ayetlerini hayatınıza tatbik ettiğiniz noktada ilminiz ve nurlu kitabınız vardır. Duvara asılı Kur’an kimseye fayda vermez. Peki, burada bahsedilen hidayetçi kim “Peygamberimiz” diyenler olacak.
 
13 / RAD – 7.Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihî), innemâ ente munzirun ve li kulli kavmin hâd(hâdin).
Ve kâfirler derler ki: “O'nun üzerine Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” Sen, sadece bir uyarıcısın ve bütün kavimler için hidayetçi vardır (zamanın her parçasında ve bütün kavimlerde).
 
Bu ayette Allah her kavimde, her zaman parçasında hidayetçi vardır diyor. Aksini iddia edenler için de ayette şöyle ifade etmiş.
 
7 / A'RAF – 186.Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).
Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terk eder (bırakır).
 
Dalâlet: Sırât-ı Mustakîm üzerinde olmamak
Hidayet: Ruhumuzun Allah'a ulaşması
 
Aksini iddia ederseniz bu ayete göre hidayetçiniz yoktur ve Allah ile durumunuz açıkça beyan edilmiştir. Esas önemli olan ayeti daha vermedim. Bu ayetlerin sizi üzeceğini biliyorum ama o kadar kandırılmışsınız ki ne dünya ne de ahiret sahibi olamayacak bir konuma getirmiş sizi din öğreticileri. SİZİ ÇOK SEVİYORUZ.
 
Bakın Kur’an’da mürşitten nasıl bahsediyor Allah:
 
18 / KEHF - 17Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).
Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah'ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah'a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
Allah ile aramıza mürşidi Allah tayin ediyor. Bu konuda negatif konuşanlar için ne düşünüyorsunuz?
 
DAHA SAĞ VE YAŞIYORKEN ALLAH’IN EMRİNE UYUN. ERMİŞLERDEN OLMAK İÇİN ALLAH’A AİT RUHUNUZU ALLAH’A ULAŞTIRMAYI DİLEYİN VE ALLAH’TAN MÜRŞİDİNİZİ SORUN VE İNTİSAP EDİN. ALLAH BÖYLE İSTİYOR.
 
3 / AL-İ İMRAN - 31.Kul in kuntum tuhibbûnallâhe fettebiûnî yuhbibkumullâhu ve yagfir lekum zunûbekum, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun).
De ki: “Eğer Allah'ı seviyorsanız, o zaman bana tâbî olun ki; Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı bağışlasın (sevaba çevirsin). Allah, GAFÛR'ur RAHÎM'dir.