Gelecek öğretim yılı için okul arayışı şimdiden başladı. Kimileri yeni bir okul, kimileri de nakil olabilecekleri bir okul arayışı içindeler.
Türkiye’de 50 bin civarında öğrenim kurumu var. Bir memnuniyet anketi yapılsa, acaba yüzde kaçı geçer not alır?
Yüzde 1’e iyi rakam derim. Ama o bile çıkmayabilir!
Memnuniyet anketini, elbette sadece halen o okulda okuyan öğrencilere değil, mezunlara ve velilere uygulamak gerekir.
O okuldan mezun olmak, ondan sonraki yaşamlarında yol gösterici oldu mu?
Daha da önemlisi, o okulda okumaya değdi mi?

Memnuniyet anketi?
Bu memnuniyet anketine sizler de katılın diyeceğim ama daha o noktaya gelmeden önce, sorgulamamız gereken başka noktalar da var. Örneğin sizin ya da çocuğunuzun mezun olduğu okul, akademik donanımın yanı sıra, sosyal açıdan da gelişmenize olanak sağladı mı?
Özgüveninizi, her ortamda, her koşulda, kendinizi en iyi ifade edecek şekilde geliştirdi mi?
Herhangi bir spor dalında, okul takımına giremeseniz de, aktif olarak spor yapma alışkanlığı kazandırdı mı?
Hemen her okulda yoğun İngilizce programı uygulanıyor. MEB de öyle söylüyor, özel okul sahipleri de. Hem de bir yetmez, iki yabancı dil birden öğrettiklerini iddia ediyorlar. Gerçekten de bu konuda başarılı olanlar var mı?
Okul memnuniyetindeki en önemli kriterlerden birisi de öğretmen-veli diyaloğu, peki bu konuda, öğrencilerin daha başarılı ve daha mutlu olmaları için gerekli motivasyon sağlanıyor mu?
Bu soruları da daha da artırmak mümkün. Örneğin arkadaş ilişkilerinden, not sistemine daha onlarca madde eklenebilir.
Amacımız bu tatil gününüzde sizi yormak değil, düşündürmek ve eğer şu günlerde milyonlarca ailede olduğu gibi siz de yeni bir okul arayışı içindeyseniz, en azından bu kez doğru karar vermenize minik bir katkıda bulunmaktır.

Doğru okul hangisi?
Doğru okulu bulmanın en iyi yolu, öğrenciyi ve okulları iyi tanımaktan geçiyor. Anne babaların çocuklarını yeterince tanıdıklarını söylemek, abartılı olur. Zaten bu onların işi de değil. Onların ilişkisi ebeveyn-çocuk ilişkisidir ve ilgili her anne baba için kendi çocuğu, diğerlerinden farklıdır. Oysa olaya pedagojik açıdan bakmak gerekir. Bunu yapacak olan da her okulda olması gereken pedagoglardır. Çocuk ve gençlerin ilgi ve yeteneklerini doğru tespit edecekler ki, yönlendirmeleri de ona göre olsun. Ama ara ki bulasınız. Bulsanız da üzerlerine öylesine iş yükü bindiriliyor ki, sağlıklı bir yönlendirmede bulunmalarını zaafa uğratmak için her şey mevcut.
Neden bu kadar kara bir tablo çizdiğime kızanlarınız olacaktır. Ama benimki sadece durum tespiti. Daha iyisi var da biz görmüyorsak, o bizim kabahatimizdir ve kendimizi yenilemeye hazırız, yeter ki yanılmamızı sağlayacak pozitif gelişmeler olsun. Zaten hepimizin aradığı da o değil mi?
Üniversiteye girişte doğru bir meslek ve doğru bir fakülte seçmek biraz da şansa bağlı ama ilk ve orta dereceli okullar ile özellikle de anaokulu seçiminde daha fazla inisiyatif kullanabilirsiniz.
Eğer çocuğunuza öğretim yılının orta yerinde ya da ilköğretim veya lisenin tam yarısında yeni okul arayışına girmek istemiyorsanız, bu işi ciddiye almanız gerekiyor.
Kesinlikle popülariteye göre okul seçmeyin, ille de özel ya da devlet olsun diye diretmeyin. Sonrası kendiliğinden gelecektir.
Güya ilk ve orta dereceli okullarda ikamete dayalı kayıt sistemi var! Ama iyi okulların önüne gidip bakın. Onlarca servis aracı niye orada? Sizin uyduğunuz kuralı başkaları deliyorsa bu bir haksızlık değil mi? Sizleri bilmem ama bana göre en doğru okul, çocuğunuzun mutlu olacağı en yakındaki okuldur.

Peki o okul hangisi?
Çocuğunuza daha sonraki eğitim aşamaları ve hayatta başarıyı getirecek olan okulu çok uzaklarda aramayın. Öncelik, yakın çevrenizde olmalı. Artılarıyla, eksileriyle tüm olasılıkları göz önünde bulundurarak, gerekirse ev bile değiştirin. Ama mutlaka doğru okulu ve doğru öğretmenleri bulun.
Anne babalar için okul hayatı keyifsiz geçen bir öğrenciden daha büyük sorun olamaz. Bu yüzden bu işi ciddiye almak zorundasınız. Yeni okul arayışındaysanız ya da mevcut okuldan şikâyetçiyseniz, hiç zaman kaybetmeden yarından itibaren kolları sıvayın. Tıkandığınız yerde de bizi arayın...
Özetin özeti: Daha yapacak çok iş var...