Geçtiğimiz günlerde İstanbul Büyükşehir eski belediye başkanı AKP’li Kadir Topbaş, Korona'dan vefat etti. Allah rahmet eylesin. Cenazesi Fatih Camisinden kaldırılarak, törenle yine caminin haziresine gömüldü.

Cenaze oldukça kalabalıktı. Ailesi, yakınları, devlet erkânı ve Cumhurbaşkanı dâhil yüzlerce kişi caminin avlusunda hazır bulundu. Mesafenin hiç önemi yoktu. Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Dualar edildi, helallik alındı. Ailesi, tabutunu elledi, başında gözyaşı döktü. Kısaca Kadir Topbaş, sanki bulaşıcı hastalıktan ölmemiş gibi geleneksel yani normal usullere göre defnedildi. Ailesi çok memnun olmuştur herhalde…

*

Sıradan bir vatandaştı. 54 yaşındaydı. Bir benzin istasyonunda çalışıyordu. Grip olduğunu zannetti -çünkü doktor grip ilacı verip eve göndermişti- iyileşemedi... Ateşi çıktı, öksürük başladı ve 22 kilometre ötede ilçede bulunan hastaneye yürüye yürüye gitti. Korona teşhisi kondu. Acil olarak ildeki Pandemi hastanesine sevk ettiler. Beş gün içinde toparlanıp gitti. Kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Kalbine pıhtı atmıştı. Sevdiklerini son bir kez göremeden, ellerini tutamadan göçüp gitmişti bu fani dünyadan… Bu arada virüs, yaşlı annesine eşine ve oğluna da bulaşmıştı. Evi karantinaya aldılar…

Cenazesi yıkanmadan, cenaze namazı kılınmadan, eşine, çocuklarına haber verilmeden yabancılar tarafından Korona mezarlığına, âdeta bir çöp gibi tabutla defnettiler/attılar… Ablası hastaneye yakın oturuyordu. Kardeşini ziyaret etmek için gitti sokmadılar; göremedi… Cenaze için gitti yine sokmadılar. Kardeşinin cenazesinin Korona mezarlığına gömülüşünü mezarlığın dışında gözyaşları içinde izledi. Başında bir Fatiha bile okuyamamış, toprağına su verememişti. Yıkanmadan, cenaze namazı kılınmadan, ailesinden, dostlarından helallik alınmadan, sanki sahipsizmiş gibi, üç-beş görevli tarafından kimsesizler mezarlığına gömülmüştü. Tıpkı bu şekilde defnedilen binlerce vatandaş gibi…

**

AKP'li Kadir Topbaş, Fatih camisinden kaldırıldı, Fatih camisinin haziresine defnedildi. Eskiden selâtin camilerinin haziresine gömülebilmek için bakanlar kurulu kararı gerekirdi. Şimdi, partili cumhurbaşkanı atıyor imzayı, isteyen istediği yere gömülüyor.

Peki, Kovit-19 bulaşıcı hastalığından vefat eden Kadir Topbaş’ın cenazesi, caminin haziresine gömülürken bir tehdit oluşmuyor da, sıradan vatandaşlar istedikleri yere ya da aile mezarlıklarına gömülürken mi tehdit oluşuyor?

Topbaş’ın cenazesinde mesafeye aldırış etmeden saf tutan vatandaşlar salgın hastalık tehdidi oluşturmuyor da, sıradan vatandaşın üç-beş ailesi, akrabası mı tehdit oluşturuyor?

İnsanlar, yasak nedeniyle askerini uğurlayamazken, evladının düğününü yapamazken; 5-10 masadan ibaret işyerlerini açamayıp, açlıkla boğuşurken, işsizlikle mücadele ederken; hasbel kader üç-beş kişi bir yerde toplandı diye binlerce lira cezaya çarptırılırken, (evsize bile ceza kesilirken) 65 yaş üstü aylardır evlerde hapis tutulurken, Kadir Topbaş’ın cenazesinde ve AKP kongrelerinde toplanan binlerce kişiye nasıl oluyor da ceza kesilmiyor? (Aynı soru, Ayasofya’nın açılışında da sorulmuştu.)

Yoksa bu virüs denen meret, AKP’liler ile anlaşma mı yaptı? Ya da bu vatandaşlar şerbetli mi? Efsunlu mu? Birileri açıklasa da anlasak!..

***

Biri sıradan bir vatandaş, diğeri iktidara mensup bir zât-ı muhterem… İkisinin de ailesi, çocukları, sevenleri var. Birisi Fatih camisinden kaldırılıp, camisinin haziresine gömülüyor, diğeri, hiç kimsesi yokmuş gibi Korona mezarlığına… Sahipsizce… Birinin ailesi cenaze merasimi tam istedikleri gibi yapıldığı için içleri rahat. Diğerinin ailesi, sevdikleri sahipsiz gibi, Korona mezarlığına gömüldüğü için yürekleri iki kez yanıyor… Yürek yangınları hiç sönmeyecek…

Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun…” (Nisâ suresi 4. Ayet)

Allah âdildir ve adaleti ayakta tutmayan insan, yaptığı zulmün hesabını mutlaka verecektir; zulme bulaşanları destekleyenler de…

Tülay Hergünlü

İstanbul, 14 Şubat 2021