CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti içi muhalefetin talebiyle toplanan ikinci tüzük kurultayında da duruma hakim oldu ve delegelere, “CHP’de değişim ve dönüşümün altına imza attıkları için” teşekkür etti. 
CHP’deki değişim ve dönüşüm, herhalde kurultayda yapılan tüzük değişikliklerinden ibaret olmayacak. 
Nitekim Kılıçdaroğlu, “CHP, insan hakları, demokrasi ve özgürlük bağlamında bir yol haritası çiziyor. CHP yeni bir anlayış yeni bir yol haritasıyla halka gidecektir” dedi. 
Peki bundan sonraki ilk adım ne olacak? 
Bu soruyu, kurultaylardan hemen önce Vatan gazetesinden Deniz Güçer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’e sormuştu.. 
Tekin, “Yerel Yönetimler Yasası ilk gündem maddemiz. Orada ciddi sıkıntılar var. Türkiye’de 3 bin belediye var. Bunların 1600’ü soruşturma geçiriyor, 150 belediye başkanı tutuklu. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem olamaz. Bir arıza var ve giderilmeli. Kent Yasası olan yeni bir Belediye Yasası yapacağız” demişti. 

***

Kemal Kılıçdaroğlu da seçim gezileri sırasında, Hakkari’de, Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı’nı uygulayacaklarını, Türkiye’nin çekincelerini kaldıracaklarını ilan etmişti. Konuyu kendisine sorduğumda, “Biz, siyasi özerklik istemiyoruz. Belediye başkanlarını zaten halk seçiyor. AKP iktidarı, belediye gelirleri acil eylem yasasını çıkarma sözü verdi, çıkarmadı” diye cevap vermişti. Ben de halkın, özerklik konusunun ülkeyi bölünmeye götürmeyeceği konusunda “teminat” beklediğini hatırlatınca Kılıçdaroğlu, “Bizim teminatımız Lozan.. CHP bu konularda direnecek elbette. Başka bir seçeneğimiz yok. Yoksa kendi varlık sebebimiz ortadan kalkar. Yoksa biz de kurucu ilkelere ihanet etmiş oluruz. Biz, cumhuriyeti kuran partiyiz. Çok partili rejimi de biz getirdik. Sosyal demokrasi devriminden sonra şimdi de demokrasi ve özgürlükler alanındaki devrimleri de biz yapacağız. Demokrasinin, özgürlüklerin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Devletin kimliği ise tartışma konusu olamaz. Türkiye bir siyasal bilinç devletidir. Biz uluslaşma sürecini yeni yeni tamamlamaktayız. Aslında ayrıştırmanın temelinde yoksulluk, yolsuzluk ve hukuk dışı uygulamalar vardır. Ayrıştırmayı önlemek için, bu sorunları çözmemiz lazım..” diye konuşmuştu. 

***
 
Yalnız CHP yöneticilerinin Amerikalılarla yaptığı görüşmelerde özerklik konusunun bir dayatma olarak gündeme getirildiğini zannediyorum. Çünkü 2001 yılında daha parti kurulmadan CFR’den Tayyip Erdoğan’a gönderilen gizli memorandumda, AKP’yi desteklemek için “yerel yönetimlere özerklik vermek” şartı dayatılmıştı.
AKP, o vaadini yerine getirmek için yasal alt yapıyı hazırladı. Son olarak Diyarbakır ve Şanlıurfa’yı kapsayan Karacadağ Kalkınma Ajansı yetkilileri İspanya’nın özerk bölgesi Katalunya’nın başkenti Barcelona’da incelemelerde bulundu. Ceyhun Bozkurt’un haberine göre heyette, ajansın dönüşümlü başkanlıklarını yürüten Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ve Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç de yer aldı. Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın internet sitesinde ziyaret “Ajans Yönetimi Barcelona örneğini yerinde inceliyor” başlığıyla duyuruldu. 
Yani bu konuda CHP’nin AKP ile yarışa girişmesi mümkün değil! 
 
Yangını çıkaran itfaiyeci: AKP! 
TBMM Başkanı Çiçek, "Arap Baharı"nı değerlendirirken "Her gün yangın çıkan kasabada, yangını itfaiyecilerin çıkardığı anlaşılmış. Orta Doğu coğrafyasında çok itfaiyeci var, dikkat etmek lazım. İran konusunda acaba diyalog ve diplomasi imkanları tükendi
mi? Irak'ta kuvvet kullanıldı ama Irak'ın ne hale geldiği ortada" dedi. 
Çiçek ayrıca Suriye'deki yangında AKP'nin hiç kusuru yokmuş gibi ülke yönetimini suçladı. 
İyi de Libya'da yangını çıkaran itfaiyecilerden biri AKP iktidarı değil miydi? Libya'daki muhaliflere askeri eğitimi kim verdi? 
Şimdi Suriye'deki muhalifleri kim destekliyor, kim silahlandırıyor? Suriye'deki yangını çıkaran siz değil misiniz?