Bütçe gelecek yılın nasıl geçeceğini belirler. O nedenler Bütçe konulmaya başladığında her yurttaş Bütçe’de ne oluyor merak eder, dikkat kesilir ve ciddî anlamda bütçe görüşmelerini izlerdi.
Çevrmede bu yıl bütçe görüşmeleri izliyorum diyene rastlamadım. Oysa  dünde Milli maç gibi, siyah beyaz televizyon önünde saatlerce bütçe konuşmlarının gelmesini bekler, ilgi ile izlerdik.
Vatandaş artık gelecek yıl nasıl gelecek, Bütçe nasıl olacak çokta oralı değil.
Bu yıl Hükümet Bütçe ile ilgili bir uygulamayı daha es geçti. Sayıştay raporları da bütçe ile meclise ulaşmadı.
 Bütçe görüşmelerine halkın ilgisi neden azaldı. Detay bir araştırma ile ortaya çıkar ana verilere, sözlere, söylenenlere giderek itibar eden sayısı da düşüyor. Her kişi kendi yaşadıkları üzerinden duruma bakıyor. Bütçenin dar gelirli,emekli,işçi,memur için yararlı bir değişim sağlamayacağın artık inananların sayısı da arttı.
Bu duruma gelinmesinin farklı nedenleri var. 
Her gün zam gelen ürünlere rağmen enflasyon  çıkmıyor .Vatandaşın alım gücüne durumuna göre  bakılsa enflasyon bu  kadar düşük çıkarmı?
Suriye ile savaşın eşiğindek iken borsanın düşmemesi kafaları karıştırıyor. Bir kitap atıldı diye tepe takla olan borsa bu kere ne düşen uçağa, ne olası savaşa, ne teröre bakmıyor. Hiçbir şey yokmuş modunda gidiyor.
Rakamlar her alanda istendiği biçimde oynandığını düşünenlerin sayısı da artmaya başladı
2002 yılında işsiz sayısı 2.5 milyon 2012 ‘de  ise 2.3  milyon işsiz  olarak açıklanıyor. Bu rakamları okuyan  işler iyi gittiği için işsizlik azaldı sanacak ama TUİK verilerine göre 2002’de 946 bin iş arayan varken bugun iş arayan sayısı 1 milyon 900 kişi. Bu rakamlar neyi gösteriyor. İşsiz olan iş dahi aramaktan vazgececek kadar umutsuzluk içinde.
2002 yılı ihracatın Milli gelire oranı % 19 iken bugunde rakam aynı.
Dünya ortalamasının üzerinde yabancı sermaye girişi olduğunu da uzmanlar söylüyor
 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  bütçe konuşmasında da önemli konulara değindi. Sayıştay raporlarının bütçe ile birlikte  TBMM’ye gelmemesini eleştirdi. “Gelecek. Biz göreceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak için  bunu görmek zorundayız. Aksi halde bu meşru olmayan, gayri meşru bir tartışmadır” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu”2002′de doğan her çocuk 1963 dolar borçla doğuyordu. Sizin devri iktidarınızda 4 bin 320 dolar borçla doğuyor. Vatandaşın kredi kartı borcu 68 milyar liraya çıktı. Sadece bu mu vatandaşların çektiği kredi borçları var 187 milyar TL. Hükümet ne yaptı icra dairelerinin sayısını arttırdı”da dedi.Türkiye’nin 2011 yılında dünyada en yüksek cari açığı veren ikinci ülke olduğuna  söyleyen Kılıçdaroğlu,  “Ekonomi şimdi soğutuluyor. Bir ülke üretmeden tüketiliyorsa hasar görür. Dışarıdan sıcak para geliyor durumumuz iyiyiz diyor”
“Bir ingiliz bankacı 1 milyon dolarını Türkiye’de değerlendirseydi bir ayda 200 bin dolar gelir elde ediyor”“Bir esnaf bu parayı kazanabiliyor mu, esnafta dolar ne arar. 1979′dan 2003′e kadar Türkiye’nin bütçesinden ödenen faiz 134 milyar. 2003-2012 arasına 450 milyar lira faiz ödemişiz. 450 milyar lirayı kimin parasıyla ödediniz. Buna ne denir tefeci ekonomisi denir.”dedi.
 Kılıçdaroğlu gibi CHP sözcüleri de eleştirilerde bulundu.  Hükümet kanadı da eleştirileri yanıtladı. Bütçe görüşmelerinde bir ara sertleşme yaşanır gibi de olsa bütçe bitti. En ağır biçimde eleştirdiği CHP, MHP Genel Başkanları ve BDP grupbaşkan vekilleri ile de Başbakan  tokalaştı. On dakika önce onca laf edip gidip ellerini sıkması da ilginç.
Halkın ilgisinde olmasa da Meclis ten Bütçe geçti. Hükümet bütçeyi savundu muhalefet eleştirdi. Sonunça çoğunluğa sahip AKP bütçeyi onayladı. Geçen bütçe gelecek yılımızı belirliyor ama  umurunda olan az kişiden başka kimse ne olacak farkında değil. O nedenle başına ne gelirse razı modunda yaşamaya devam.