Neşet Ertaş’ın hastaneye yattığını duyduğum gün bir yazı yazmış ve endişeli olduğumu belirtmiştim. Ne yazık ki endişe etmekte haklı çıktım. Basında yazılanlar da çok ümit verici değildi. Ama yine de Allahtan ümit kesilmez dedim ve iyi olması için dua ettim.

Bizi dinlemedi büyük usta; “Bu can yolcudur, gider” dedi ve Yüce Yaradan’ın çağrısına kulak verdi, sazının emanetini de alıp, yalan dünyadan çekti gitti. Bizleri de öksüz bıraktı...

Yolcu
 
Bir anadan dünyaya gelen yolcu
Görünce dünyayı gönül verdin mi
Kimi büyük kimi böcek kimi kurt
Merak edip hiç birini sordun mu
 
İnsan ölür ama uruhu ölmez
Bunca mahlûkat var hiç biri gülmez
Cehennem azabı zordur çekilmez
Azap çeken hayvanları gördün mü
 
İnsandan doğanlar insan olurlar
Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
Hepisi de bu dünyaya gelirler
Ana haktır sen bu sırra erdin mi
 
Vade tekmil olup ömür dolmadan
Emanetçi emanetin almadan
Ömrünün bağının gülü solmadan
Varıp bir canana ikrar verdin mi
 
Garip bülbül gibi feryad ederiz
Cehalet elinde küsmü kederiz
Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
Dünya senin vatanın mı yurdun mu
 
Sazının emanetini babasından almıştı ama onun emanetini kim alacak bilinmez. Bildiğimiz bir tek şey var, o da bir Neşet Ertaş daha bu dünyaya gelmez… Bozkırın tezenesi sustu bir kez…


O, devlet sanatçısı unvanını kabul etmeyip, halkın sanatçısı olarak kalmayı tercih etti.




Hep de öyle kalacak; Halkın gönlünde, halkın sanatçısı olarak.

Neşet Ertaş’a Allah’tan rahmet, ailesine, tüm türkü dostlarına baş sağlığı diliyorum.