Bor ilçesi caddelere asılan bayraklarla seçim havasına girdi.  Adaylar, kurumları, kuruluşları, esnafları çarşı pazar dolaşarak ziyaret ediyorlar.
 
Şimdi rağbet seçmene, ağzının içine bakılıyor, bir kere yetmiyor iki kere sarılınıyor, sırtı sıvazlanıyor.
 
Adaylar ziyaret ederlerde biz boş durur muyuz?  Bizde son bir hafta yoğun bir esnaf ziyaretlerinde bulunduk. Sanayisinden cami cematine kadar, varoşlardan bürokratlarına kadar dinledik. Zaman zaman adaylar bir dükkandan çıktı biz girdik. Vatandaşın nabzı düşmeden veya yükselmeden anında düşüncelerini aldık. Bazen de okey masalarında yancı olduk, bazen berber koltuğunda sessizce dinledik, sorular sorduk.
 
Ülke gündemini özellikle sorduk,  17 Aralık ve ardından gelen ses kayıtları… Vatandaşın bir bölümü, Ali Cengiz oyunlarının olduğunun farkında, hükümeti hiç masum görmüyor.
 
Ama…
 
İnanın vatandaşı  dinledikten sonra sanırsınız ki ses kayıtlarını Akp kendisi ortaya çıkarıyor. Bu ses kayıtları, yolsuzluklar vs. bırakın bunları çok daha ağır şeyler çıksa bu millet de öylesine, aman aman  bir oy değişikliği olmayacak.
 
Temel sorun MUHALEFET… Vatandaş, ola ki mevcut Akp iktidarı gittiğinde yerini dolduracak ve ülkeyi sıkıntıya sokmayacak bir alternatifin olduğuna inanmıyor.
 
Bor İlçesi’nde ve Niğde’de meclis adayları ve  bir çok  MHP delegesine samimi sorular yönelttim. Çok ilginçtir bazıları mevcut AKP iktidarının devamını istiyorlar. Ekonomik ve sosyal istikrarın bozulmasından korkuyorlar.  Bu korku sıradan vatandaş da daha yüksek düzeyde. Vatandaş her şeyin farkında, “AKP yenilse 3-4 ay içinde genel seçim olacak” diyor ve ardından bana soruyor “Peki ülkeyi kim yönetecek”.
 
Bende size sorayım… Hakikaten kim yönetecek?
 
 
AKP’yi aşağı çekmek için, yolsuzluk, ses-sex kayıtlarına kafa yorulacağına...  Alternatif Genel Merkezler için kafa patlatılsa, Akp çok daha kolay siyasi mevta olurdu.
 
Birde, vatandaşın ezberi de bozulmuş… At izi it izine karıştı diyor. Dezenformasyona tabi tutulduğunun farkında… Kaygılı… Türk Milletinin binlerce yıllık tarihi birikiminden gelen sağ duyusuna da hala  inancı tam. Buda güzel bir olay.
 
Türkiye gündemi, yangın yeri olmasına rağmen, vatandaş sözü hep  yerele, Bor’a getiriyor. Bor için neler yapılmalı, neler yapılabilir, eksiklikler nedir? Adayların projeleri nedir? Sorularına cevabı vatandaşta bilmiyor, bizlerde henüz duyamadık.
 
Seçime sayılı günler kala vatandaşın gündemi, ülke genelinden, yerele, Bor’a doğru yaklaşıyor. Sonuçta Ankara’da ne olursa olsun. Borlular Belediye Başkanını seçecek.  Bor için projeler merak ediliyor. Daha doğrusu vatandaşlar adayların kendi ağızlarından duymak istiyor. Seçim bürolarında sen ben bizim oğlana değil, kahve, mahalle toplantılarında, basında izlemek, görmek  istiyor. Seçim bürolarına gelen insanların sayısı doğal olarak çok sınırlı.
 
AKP’ye oy vermeyi düşünenlerin büyük çoğunluğu,  önceki seçimlerde olduğu gibi, kendilerini bir MHP’li veya CHP’li gibi özgürce ifade etmiyorlar. O yüzden hep söylerim, AKP’nin oyları yerin altında, en önemlisi de Bor’un ve Niğde’nin varoşlarında… Çarşı’dan mahallelere doğru yöneldiğinizde bunu daha iyi fark ediyorsunuz.
 
Bu konuyu biraz daha açmakta fayda var. CHP Adayı sayın  Ekrem Soylu ile videolu söyleşi yaptığımızda,  vurgulayarak söylediği ilk sözü çok dikkatimi çekmişti. Soylu “ Ben köy kökenli Ekrem Soylu” diye kendini tanıtmıştı.(Burada Tıklayın) Bunu bilinçli yaptığını da biliyorum. Diğer partilerin meclis üye yapısına baktığımızda Bor’un demografik yapısını dikkate aldıklarını görüyoruz. Bunu en iyi harmanlayan yine AKP’nin olduğunu da fark ettik.
 
Bu seçim CHP’nin oyları nereye gider şeklinde değerlendirmelerin olacağı son seçim olabilir. Çünkü CHP Bor Belediye Başkanlığı için en az 2000 civarında oy alamaz ise. Bundan sonraki seçimlerde BOR’da CHP diye bir partiden bahsedilmeyecek. Saadet Partisi gibi bir parti olacak. Bor’da CHP’nin var olup olmayacağı bir seçim olacak.
 
AKP’ye Bahçeli Kahvedeki  seçim bürosu dar geldi. Başkan Erat’ın bir başka  daha  geniş seçim bürosu arayışında olduğunu öğrendik. Bahçeli Kahvedeki AKP seçim bürosunun gelen partililere yetmediği, bir çok partilinin geri döndüğü öğrenildi. İstasyon Caddesi en son MHP’nin seçim bürosunu taşıması ile AKP, CHP ve MHP’nin seçim büroları ile seçimin nabzının attığı yer oldu.
 
Mevcut Başkan sayın Sıtkı Erat, 5 yılda yaptığının hesabını veriyor. “Söz verdik yaptık” diyor. Borlu neler yaptığının da farkında, neler yapılamadığının da. Yeni sözlerini verecektir. MHP adayı sayın Fahrettin Özalp  dezavantajlı   uzun zamanını kendini tanıtmaya ayırmak zorunda kaldı. 
 
Her kesimi kast ederek söylüyorum. Bugün ideolojilerinin çemberinin etrafında turlayanlar,  partizanlıklarının çizdiği yörüngede hareket edenlerin doğrusu, bilsinler ki hep kendi doğruları… 
 
Fark edilmeyen, konuşulmayan, konuşmayan,  herkesin sıradan dediği, aslında sıra dışında olduğunu düşündüğüm çoğunluk vatandaş,  çizgi tanımıyor. Sağ duyusuna göre hareket ediyor ve seçim sonucunu da bu sağduyu belirliyor. Bir çok kişiyi ters köşeye yatırıyor.
 
Vatandaş tahmin edemeyeceğiniz kadar ince ayrıntılarla da ilgilenebiliyor.
 
Devir bilişim devri ve vatandaş MHP adayı Fahrettin Özalp’ın kendisinin Bor’a ikametgah ve seçmen kaydını getirdiğini biliyor. Başkalarından oy isterken, eş ve iki çocuğunu Bor’da kendisine oy kullanması için neden getirmediğini merak ediyor?
 
Bu konu aslında ayrı güzel bir haber olurdu. Ama vatandaşın bize ilettiği bir konuyu kendi tespitimiz gibi lanse etmekte istemedik. Bu konuyu sitemize yorum olarak yazanlarda oldu. Bize düşen bu söylentiyi araştırıp teyit etmekti. Nitekim,  MHP adayı sayın Fahrettin Özalp kendisinin seçmen kaydını Bor’a getirmiş ancak, eşi Ülgen hanım, kızı İrem ve oğlu Erdem Özalp babaları için Bor’da oy kullanamayacak.  Onlar, Ankara Çankaya  Alacaatlı Mahallesi Özel Mehmet Tunç İlköğretim okulunda 4035 numaralı sandıkta kullanacak. Belki mantıklı bir izahı vardır. Vatandaşın bu merakına  bir açıklama gelirse yayınlarız.
 
Borlu uzaktan gelen parti aracını görmeden, henüz parti müziklerini ayırt edemeden,   yayınındaki kaliteden bile hangi partinin paralı parti olduğunu fark ettiğini söylüyor.
 
Vatandaş her şeyin farkında… Ona rağmen siyaset mümkün değil, Onu inandırarak, ikna ederek  siyaset mümkün…
 
 
Bunun bir yerel seçim olduğunun farkında. Zaten, bu bir parti seçimi değil… Bor’un, Borlunun, Bor’da yaşayanların seçimi…
 
Seçimi kim kazanır?…
 
 
Bor ilçesinin imar sorunu var. Vatandaşı Bor’da köklü- yapısal  bir değişiklik yapacağına kim inandırabilirse o kazanır.  Bunu yapacağım şeklinde bir vaat veya söz gibi değil,  hangi aşamalardan geçeceğinin, yeni ekonomik iş alanları ve iş yerlerinin  detayını da vererek anlatan-inandıran kazanır. Bu konu Bor’un en zor vaatlerinden biridir.
 
Bor İlçesinin ekonomisi ve ticareti üzerine inandırıcı proje veya öneriler getiren yine kazanır.
 
Bor İlçesinin  30-40 yıllık planlaması, hedefleri ve hayallerini de iyi anlatan kazanır.
 
Borlunun güzel gününde, acı gününde, son üç ayda değil, geçtiğimiz seçimden bu yana yanında olan kazanır.
 
 İçi dolu, etkili sosyal projeleri olanlar kazanır.
 
Sıradan değil… Fikirlerinde,  Bor için radikal olan kazanır.
 
Yerelde kutuplaştıran değil, birleştiren kazanır.
 
Hep söylerim, seçimin yüzde 80’i psikolojiden ibarettir. Bunu iyi yürüten, seçimi kazanır.
 
Çalışan kazanacak…
 
Bor eski Bor değil… Siyaset de eski yöntemle yü rü tü le mez…. Bu kesin…
 
Sorunlar, yatırımlar, istekler ve bunların çözümleri artık kişisel çabalarla çözülmüyor, çözülemez. Yani sadece başkan, sadece il genel meclis üyeleri, sadece odalar, sadece basın,  sadece sivil toplum kuruluşları yada sadece milletvekili ile sorunların çözümü ve isteklerin gerçekleşmesi devri çoktan sona erdi.  Bütün bunların birlikte hareketi  gereklidir… Şarttır.
 
Bor için Belediye faaliyetlerinin dışında oluşturulacak, projeler, düşünceler, yatırımlar ve sorunların çözümleri artık geniş kesimlere yayılmış güç birliği ile yapılabilir. Takip ediyorum, başka illerde de durum aynıdır ve çoktan uygulamaya sokulmuştur.  
 
 
Seçildikten sonra Bor’un işleri ve sorunlarının takibi için Borluların önüne hedef koyan,  önder olan, BOR için  GÜÇ BİRLİĞİ oluşturabilecek potansiyelde kendini gösterebilen  kişi KESİN KAZANIR.
 
Bor’un seçimden sonra, sadece  GÜÇ BİRLİĞİ’ne ihtiyacı var. Buna ülkücü terminolojide GÖNÜL SEFERBERLİĞİ’de diyebiliriz. Veya bir başka terminoloji ile KOLLEKTİF RUH da diyebiliriz.
 
Bu oluşsun gerisi teferruattır.
 
Bir parti adayı  kazanacak diğerleri kaybedecek…
 
 Asla… 
 
Herkes için başlangıçtır…
 
Başlamakta  kazandırır.